Bölüm 33: Hayat aptal
erkeklerden ibaret değil.Bella'nın anlatımından:
Otobüsten indiğimizde şortumu düzelttim ve Max'le saniyelik birbirimize gülümseyip Starcourt'u inceleyen El'a baktık. İşte Starcourt! Nasıl güzel ama! Peki ya o beğendi mi?
"Evet! Nasıl buldun?" El bir süre bir şey demediğinde durgunlaştı. Ne oldu ki şimdi? Kaşlarımı çatıp ona baktım.
"El sorun nedir?" Tedirgince bakınırken bana döndü.
"Çok kalabalık.. Kurallara aykırı." Hadi ama! Cidden mi? Gülerek gözlerimi devirdim.
"Ciddi misin? Senin süper güçlerin var! En fazla ne olabilir ki?" Max bana haklısın der gibi baktığında üçümüz de gülümsedik. İşte böyle! Max ve El'ın elini tuttum ve koşarak Starcourt'a girdik. Yemek katının ortasına geldiğimizde El hayranca etrafa bakınırken biz Max'le birbirimize baktık.
"İlk önce ne yapalım?"
"Bence ilk önce kıyafet alalım."
"Bence yemek yiyelim!" Sanırım ona sormak daha iyi olacak.. El'a baktığımda elimi onun omzuna koydum.
"Daha önce hiç alışveriş yapmadın, değil mi?" Bana utangaçça bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı. Oley be! O zaman ona her şeyi göstereceğiz! Bu çok eğlenceli olacak! Gözlerim heyecanla parladığında El'a gülerek baktım.
"O zaman her şeyi denememiz gerekecek!"
"Hadi gidelim!" Max hemen ikimizin elini tuttuğunda koşmaya başladık.
Mike'ın anlatımından:
Aynen.. Dahice plan, dahice plan! Lucas ve Will'ın dahice planı Starcourt'a gelip El'a hediye almaktı. Şimdi ise üst katta öylece dolaşıyorduk. Hayır, ben ne alacağımı da bilmiyorum ki. Off! Tanrım, kurtar beni!
"Ne aradığımızı hâla anlamıyorum.." Mırıldanmamla Will bana döndü.
"Özür dilerim diyen güzel ve parlak bir şey." Özür dilerim diyen bir şey? Ses kayıt cihazlı bir şey falan mı? Anlamamışça onlara baktım.
"Gerçekten özür dilerim diyen bir şey mi?" Lucas elini alnına vurdu. "Hayır!"
Bella'nın anlatımından:
"Siktir Max! Şuna bak!" Ona raftaki bir şortu gösterdiğimde onunda heyecanla gözleri parladı. Cidden çok güzeldi!
"Şaka m? Şunun güzelliğine bak!" Değil mi değil mi.. İkimiz tam bir şort hastasıydık. Çoğu kıyafetimizi de buradan almıştık zaten yaz için. Gözüm etrafı tararken El'ı görmemle ona baktım. Sahte mankenin üzerindeki bir mavi gömleğe baka kalmıştı. Vay! Sanırım baya beğendi. Max'i dürttüğümde El'ı gösterdim. Kaş göz işareti yaptığında hemen yanına gittik.
"Onu beğendin mi?" Sorduğum şeyle şaşkınca bana döndü.
"Bir şeyi beğendiğimi nasıl anlayacağım?" Gülümsedim. Gayet kolay! Max'le birbirimize saniyelik bir gülümseme atıp geri El'a döndük.
"Deneyeceksin. Kendin gibi hissettiğin bir şey bulana kadar." Anlamsızca kaşlarını çattı.
"Kendim gibi bir şey bulana kadar mı?" Tabii ki öyle! Bu onun hayatı, onun tarzı olacak. Kimsenin izinden gitmesine gerek yok. Ne giymek isterse ya da ne yemek isterse onu giyecek ve yiyecek. Ona gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella, do you copy?, Stranger Things
FanficHawkins Kasabası'nın biricik kız çocuğu Bella, ya da Isabella Charlotte Barnes diyelim. Kasabanın bilinen gençlerinden Alex ve Neva Barnes'ın küçük kız kardeşi, Mike'ın güvenli yeri, Dustin'in sığınağı, Max'in kankası, Eleven'ın akıl küpü, Lucas'ın...