Bella, do you copy?, Stranger Things

Part 77: Armed attack.

Hoşgeldiniz! Yeni bölümle karşınızdayım<3
Bella'nın kıyafetleri: Yakalı, uzun kollu kırmızı tişört,
siyah bol kot pantolon<3

Bölüm 77: Silahlı saldırı.

Max'in anlatımından:

Son sözümü yazıp kağıdı katlayıp zarfa koydum ve üstüne Billy yazdım. Pekala.. Artık hazır. Ölmeden önce son kez Billy'nin yanına gitmek istiyorum.. Ona diyeceklerimi kağıda dökmek çok daha iyi oldu..

"Ne yazdığını bilen var mı?" Dustin'in sessizce benim hakkımda konuştuğunu duyunca belli etmeden gözlerimi devirdim. Seni duyuyorum!

"Hiç uyudu mu?" Ertesi gün öleceğimi bildiğim hâlde nasıl uyuyabilirim sence?

"Yani.. Sen uyur muydun?" Bencede Dustin.. Merdivenden inme sesi gelmesiyle o tarafa döndüm. Nancy ve Robin gelmişti.

"Bir fikrimiz var..." Her Neyse! Ben devam edeyim. Hiç onları dinleyemeyeceğim.. Kalemi yeniden elime aldım.

"Nancy'nin gazetedeki yaverleri sağ olsun.. Notre Dame'da psikoloji öğrencisi olduk. Adım Ruth."

"Benimde Rose."

"Ortalaman iyiymiş!"

"Teşekkürler. Pennhurts'u arayıp paranoid şizofreni konusunda bir tez için, Victor Creel ile görüşmek istedik."

"Reddettiler..."

"Ama üçte müdürle görüşebileceğiz. Geriye onu etkilemek ve Victor'la görüşmek kaldı."

"Sonra Max'in lanetini bozabiliriz." Umarım! Hiç sanmıyorum ya... "Lafı açılmışken.. Victor Creel konusunda dersimizi çalıştık. Sorularımız var..."

"Hemde çok..."

"Bizim de.. Umarım Victor cevaplar."

Bella'nın anlatımından:

Mike elindeki El'ın ona verdiği mektuba bakarken Will bir şeyler ile oyalanıyordu. Ben de parmağımdaki yüzükle oynuyordum. Dün geceden sonra hâla durgundum. Bu iki olmuştu ve neler olduğunu anlamıyordum..

"Bu işi iyi düşünmemişler.. Bir veya birkaç ay sürerse ve millet bize ulaşamazsa kafayı yerler. Annem çoktan panik atak geçirmiştir! Ya Hawkins ne olacak? O kadın güya durumu bastıracakmış. El olmadan bastırabilecekler sanki!" Kafamı kaldırıp Will'e ve gözünü kağıttan ayırmayan Mike'ta gözlerimi gezdirdim. Daha ne kadar bakacak o kağıda? Büyüyle farklı bir şey yazılmayacak orada.

"İstediğin kadar bak, farklı bir şey yazmayacak." Mike kafasını kaldırdığında bana bakıp onayladı.

"Evet, haklısın.." Kağıdı buruşturup çöpe atarken Will bana baktı. Sandalyemi yatağın karşısına çektiğimde Mike'a doğru eğildim. Will'de Mike'in yanına oturdu.

"Polisler gelmeden önce El'la çok fena kavga ettik.. Hiç kavga etmeyiz, yani ederiz de anlamsız saçma kavgalar olur. Ama ne bileyim.. Bu sefer ki yetişkin kavgası gibiydi. Daha gerçekti. Dönüşü olmayan bir kavga gibiydi.. Belki bir şey söylemeliydim. Belki de o şeyi söyleseydim her neredeyse yanında olmamı isterdi.." Onu sevdiğini söylemeni belki de..