Bölüm 50: Billy'nin zihni.
Bella'nın anlatımından:
Will saatin kaç olduğunu kulağıma fısıldadığında kol saatime baktım. Öğlen dört buçuk olmuştu ve hepimiz sessizlik içerisindeydik. El saatlerdir Billy'i boşlukta arıyordu ama hâla bir belirti yoktu.. Nereye gitmiş olabilirdi de El güçleriyle onu bulamıyordu anlamıyorum.. El göz bandını çıkardığında akan burnunu yanındaki peçeteyle sildi.
"Şimdi ne yapıyor?" Max'in sorduğuyla arkasını dönüp dikkatle bakındı. "Bir odada.. Oturuyor." Kaşımı çattım.
"Nasıl bir oda?" Anlamsızca bakıp düşünmeye çalıştı.
"Hurdulat gibi eşyalar, süsler var. Boş bir yatakta oturuyor." Hurdulat eşyaları, hazır süs paketleri, boş yatak.. Bir saniye.. 4 Temmuz odası mı? Max'le birbirimize baktığımızda onun da aynı şeyi düşündüğünü anlamıştım. El ayağa kalktığında mutfağa doğru gitti. Billy'nin 4 Temmuz odasında ne işi var?
"Bu normal değil.. Öyle değil mi?" Mike'ın sorduğu şeyle kafamı kaldırdım. Billy'nin 4 Temmuz odasında oturması tabii ki normal değil.. Oraya sadece personeller ve başkan girebilir. Bir an da Heather'ı bırakıp hazırlıklara yardım edeceğini sanmıyorum. Max ona baktı.
"Billy'nin 4 Temmuz odasında kalması mı? Hayır.. Bu cidden normal değil." Ya da başka bir şey var? Kafamı kaldırıp Mike'a baktım.
"Onu bulmamızı istiyor.." Konuşmamla Mike bana döndü.
"Evet, ben de bundan korkuyorum. Billy'e gidersek diğer zihni çalınanlar nerede olduğumuzu bilecek."
"Tuzak olduğuna katılıyorum.. Pusuya düşeceğiz."
"Sürpriz olmaz, geleceklerini biliriz ve hırsız kıçlarına tekmeyi basarız." Basarız? El basacak tabii ki..
"El basar demek istedin." Lucas'a imalıca baktığımda omzunu silkti. "Çok riskli.." Bencede.. Nancy Will'ı onayladı.
"Evet, ayrıca gereksiz. Zihni çalınanları öldürmek Zihin Hırsızı'nı durdurmaz. Asıl olarak yayıldığı yeri, yani kaynağı bulmalıyız." Bencede.. Bunun başladığı bir yer olmalı.
"Billy biliyor.. Billy kaynağa gitti." Gelen sesle arkamı döndüm. El Mike'a baktı. "Evet ama.." El kafasını salladı.
"Tuzak olduğunu biliyorum.. Billy'e gidemeyiz, ama sanırım başka bir yolu var. Nereye gittiğini görmemin bir yolu var." Nedir peki? Gözümü ondan çekip ayağa kalktım. Max bana baktığında mutfağı işaret ettim. Will oradaydı. Will çikolatasından son bir ısırık alıp çöpünü tezgahtaki poşete attığında tezgaha kalçamı yaslayıp kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Mike yine kesin stres olacak." Dediği şeyle kafamı salladım.
"Bencede.. Sadece El'ın boşlukta sıkışıp kalmasından rahatsızlık duyuyor, ama bir şey olmaz bence." Will belli belirsiz omuzlarını silkti.
"Yani, evet. Sonuçta bulamıyorsa nedeni çıkar zamanla."
"Bencede.." Gülümsediğinde ben de ona gülümsedim. Elindeki bir çikolataya baktığında alıp bana fırlattı. Hemen tuttuğumda anlamsızca bakıp ne olduğunu inceledim.
"Bunu denedin mi?" Paketini hiç görmemiştim.. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Hayır, yeni mi çıkmış?"
"Evet! Zaten Dustin'le bir nuga aşığısınız. Bunda yüzde seksen daha çok karamel var. Bence seversin." Haklıydı. Vay be! Mike ve diğerleri nuganın klasik bir çikolata türü olduğunu söylerdi, ama bence dünyadaki en iyi şeylerden biriydi. Gülümseyerek paketi açtığımda bir ısırık aldım. Siktir! Çok iyi! Kaşlarımı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella, do you copy?, Stranger Things
FanfictionHawkins Kasabası'nın biricik kız çocuğu Bella, ya da Isabella Charlotte Barnes diyelim. Kasabanın bilinen gençlerinden Alex ve Neva Barnes'ın küçük kız kardeşi, Mike'ın güvenli yeri, Dustin'in sığınağı, Max'in kankası, Eleven'ın akıl küpü, Lucas'ın...