Bölüm 101: Katinka!
Enzo'nun anlatımından:
Akşam saatleri..
"Şey gibi.. Evet evet, hayal edebiliyorum. Tam da Indiana'dansın." Murray ve Alexander'la konuşurken kaşlarımı çattım. Indiana mı?
"Indiana mı?" Alex kafasını olumlu anlamda salladı.
"Evet, sert bir duruşun var. Clint Eastwood gibi."
"İyi haberlerim var dostlarım!" Yuri'nin seslenmesiyle ona baktık. Yine ne diyecek acaba?
"Katinka düzeldi, bir daha deneyelim mi?"
"Neden olmasın?" Murray gülüp mırıldandı. "Göt herif.."
"Bence de." Barnes'a hak veriyorum. Aramızda konuşmaya devam ederken, Yuri helikopteri çalıştırmaya çalıştı. Bir dakika.. Buna çalıştırmak denebilir mi? Pek çalıştırmıyordu sanki, aksine bozuyordu.. Dur dur, bunlar hiç normal sesler değil.. Barnes ve Bauman'la birbirimize baktığımızda, hemen yüzümüze korku saldı ve helikoptere koştuk.
"Yuri, yeter! Yeter diyorum!" Murray hemen Yuri'nin elini çekti.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" Yuri sertçe Murray'a baktı.
"Ellerini çek mankafa!"
"Bozmaya çalışıyorsun, değil mi? Bizi yine yakalatıp ödül alacaksın!"
"Siz ne anlarsınız beyinsizler? Şimdi mühendis mi oldunuz?" Adi piç! "Kötü sesler çıktığını anlıyorum."
"Tam tersi, o duyduğunuz sesler iyiye işaret." Tabii tabii! Murray alayla ona baktı. "İyiye işaret ha?"
"Benim hatunlar tatmin olunca ses çıkarır. Sen bunu yaşamamışsın, anlıyorum. Hey süt çocuğu! Belki sen bilirsin." Barnes ona sinirle baktı. "Kapat çeneni!"
"Ama nereye dokunacağını benim gibi bilenler çok ses duyar!"
Joyce'un anlatımından:
Bir o yana, bir bu yana dönüp dururken belim ağrımıştı. Ve hâla bir arama yoktu. Neden bu kadar uzun sürüyor?
"Evet.. Bulabildiğim en küçük beden bu. Başka tişört yok." Hop elindeki pantolonu ve sarı tişörtü bana verdi. Haha! Bu fazlasıyla şirin. Üstüme tutup Hopper'a baktım.
"Baksana.." Bana bakıp sırıttı. "Sevimli."
"Yuri çok zevkli, ne diyeyim.." Montu ve botları da verdi. Giyinecek bir yer bakındım. Aha.. Ama yoktu. Geçecekken Hop'a çarptım. Kıkırdadık. "Pardon, ben şöyle geçeyim." İkimizde farklı yerlere geçtik. Beremi çıkarıp rafa koydum ve montuda çıkarıp göz ucuyla ona baktım. Önüme dönüp pantolonumu sıyırdım ve tişörtümü de çıkarıp sütyenimin askılarını düzelttim. Acaba bana bakıyor mu?
Sarı tişörtü üstüme geçirip pantolonun da düğmelerini ilikledim ve Hop'a baktım. Arkası dönükken, kolunda ki bir şeyi çıkarıyordu. Ne yapıyor böyle? Kaşlarımı çattığımda ona doğru yaklaştım. Aman Tanrım! Sırtı yara bere içindeydi! Ona ne olmuş? Yüce İsa.. Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. O sekiz ayda çok değişmişti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella, do you copy?, Stranger Things
FanficHawkins Kasabası'nın biricik kız çocuğu Bella, ya da Isabella Charlotte Barnes diyelim. Kasabanın bilinen gençlerinden Alex ve Neva Barnes'ın küçük kız kardeşi, Mike'ın güvenli yeri, Dustin'in sığınağı, Max'in kankası, Eleven'ın akıl küpü, Lucas'ın...