Bella'nın kıyafetleri- Beyaz tişört, kırmızı tulum. Çok sıkı olmayan, balık sırtı örülmüş saçlar (taylor's version;)
Bölüm 37: Şifreyi çözdüm.
Dustin'in anlatımından:
Siktir! Kim bilir neler planlıyor.. Steve'le hızla spor çantalı rus adamın peşinden giderken birbirimize baktık.
Asıl anlatacak olursam.. Steve'le öylesine dürbünle bakınıyorduk. Belki bizim Rus adam Starcourt'da geziyordur diye. Ve bulduk da! Siyah spor kıyafeti, sarı saçlar, siyah gözlük! Başkası olamaz! Hemen birbirimize bir bakış atıp peşine düşmüştük.
Bugün hafta sonu olduğu için Starcourt normalinden daha kalabalıktı ve biz spor çantalı adama yetişmek için sürekli insanlara çarpıyorduk. Steve birine daha çarptığında adam sinirle ona döndü.
"Dikkat et mankafa!" Steve onu taklamadı ama spor çantalı adam adamın dediğini duymuş olacak ki kafasını hafif arkaya döndürdü. Siktir! Tam bize bakacakken hemen duvardaki telefonu kulağıma götürüp arkamı döndüm. Steve'se ağacın arkasına geçip biriyle konuşuyormuş gibi yaptı.
"Merhaba, nasılsın? İyiyim. Teşekkürler.." Boş duvara bakmayı kesip yavaşça gözümü adama çevirdim. Önüne dönüp yürümeye devam etti. Oh be! Steve hemen peşinden gelmem için elini salladığında zorla telefonu yerine koyup peşinden yürümeye devam ettik. Bir dükkana girdiğinde ikimiz hemen bir duvara sindik. Pekala.. Başlıyoruz. Bir dakika..
Siktir! Bu ne lan? Burası bir spor klübüydü ve kadınların üstünde spor taytları vardı. Siktir! Bu da ne ya? Adama baktığımda gözlüklerini ve montunu çıkartıp mor, sıfır kol atletiyle kaldığında kıvırmaya başladı.
"Evet! hadi bakalım bayanlar! Kalçaları hareket ettirelim!" Siktir! Hadi lan ordan! Rus adam sandığımız kişi bu muydu? Olamaz! Garip bir şekilde ne yaptıklarına bakıyorduk.. Bu adam hayatta kötü rus olamaz! İmkanı yok! Yüzümü buruşturdum. Tanrım, iğrenç!
"Sallıyoruz! Evet sallıyoruz! Hazır mıyız?" Kadınlar heyecanla bağırdığında ağzım beş karış açılmış hayretle bakınıyordum. İnanamıyorum ya! Şimdi kusa kusa böbreğimi ortaya bırakacağım! Yüzümü buruşturup Steve'i çektim ve katta ilerlemeye başladık. Bu ne ya? Hayretle ona döndüm..
"Kötü rus dediğin adam bu muydu?" Omuzlarını silkti.
"Ama kızlar çok güzeldi." Aptal! Ben burada kötü Rus arıyorum ama o kızları düşünüyor! Sinirle koluna vurdum. "Kapa çeneni!" Anlamamışça bana baktı.
"Ne var ya? Güzellerdi işte.." Sıçtırtma güzeline! Kız aramıyoruz, Rus adamı arıyoruz! Bir şey demediğimde alt kata inip Scoops Ahoy'a girdik.
"Robin, Dustin kimi rus sandı inanamayacaksın!" Ne! Ben sandım ha? Hayretle ona baktım.
"Sende öyle sandın!" Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Sanmadım!" Ne! Pislik! Bir de suçu bana atıyor! "Evet, sandın!"
"Hayır sanmadım!" Off! Sinirle nefesimi verdiğimde Robin koşarak aramızdan aceleyle geçti. Ha? Steve'le birbirimize garipçe baktık. Nesi var bunun? Nereye gitmişti hemen ya? Tanrım! Hızla biz de peşinden çıktığımızda etrafa bakınmaya başladık. Nerede? Etrafıma bakındım. Hah! Orada! Çeşmenin önündeki bankın üstünde elinde not defteriyle aceleyle bakınıyordu. Steve'e çeşmeyi gösterdiğimde hızla onun yanına gittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bella, do you copy?, Stranger Things
FanficHawkins Kasabası'nın biricik kız çocuğu Bella, ya da Isabella Charlotte Barnes diyelim. Kasabanın bilinen gençlerinden Alex ve Neva Barnes'ın küçük kız kardeşi, Mike'ın güvenli yeri, Dustin'in sığınağı, Max'in kankası, Eleven'ın akıl küpü, Lucas'ın...