final: sonsuza kadar nefret

259 21 68
                                    

|Yüreğe hapsedilen kuyruklu yıldız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Yüreğe hapsedilen kuyruklu yıldız

...

"Kaçalım buradan."

İki kelime.

Söyleyince nasıl da basit geliyordu, sanki her şey yolunda gibi...

Fakat hiçbir şey yolunda değildi.

Konuşamadı, uzun bir süre konuşamadı genç prens. Aralarındaki sessizlik bir okyanus gibi büyüyüp durdu ve Jeno burada boğulduğunu hissediyordu.

Jaemin'in kafasındaki karanlık işte şimdi ortaya çıkmıştı ve o karanlık Jeno'yu şoke etmişti. Kafasının bir anlığına havalanıp gittiğini, vücudunun yere serildiğini sanmıştı ancak hayır, o olduğu gibi kaskatı duruyordu.

Sesindeki o derinlik zihninin içinde çalkalanıp durdu, kendinden emin çıkmıştı sesi. İki sözcüğün arasındaki bağlantının derinliğini resmen görmüştü, o saf isteği. Jaemin'in düşünceleri ona değdiğinde tüm bedenini ele geçiren o karıncalanmayı hissetti: Bir an, gerçekten soğuk bir an, gerçeküstü bir uyuşma hissetti.

Terleyen ellerini pantolonuna sürterken hareket etmeyi becerebildi ama yuvarlaklaşmış gözleri düzelmedi ya da kendisi görmese de kirece dönen yüzü.

"Ne dediğinin farkında mısın?" meşum sesi duyuldu en sonunda.

"Dinle, bunun zor-"

"Gerçekten bunun zor olacağını söylemek üzere miydin? Dalga mı geçiyorsun?" Jeno hararetlenen sesiyle konuştu.

"Jeno, nefes alamıyorum. Gerçekten dayanamıyorum, burada tek saniye bile geçirmek istemiyorum artık."

Jeno yutkundu, gerginlikle dudaklarını ısırırken dolunaya yaşam elektriği gibi baktı ve derin bir nefes aldı.

"Sana başka seçeneğimiz olmadığını söylüyorum ve sen, seçenek dahi olmayan bu şeyi söylüyorsun. Doğru mu anladım?"

Bu sefer sessizlikte boğulan Jaemin oldu, yüzünü sıvazladı ve nasıl açıklayacağını düşündü.

"Emin ol çok mutluyum Jeno, hiç olmadığım kadar mutluyum." Gözlerini kırpıştırdı ağlamamak için, ağlarsa güçsüz durmaktan korktu, o böyle öğrenmişti ne de olsa. "Fakat bunun kısa süreceğini biliyorum, lütfen güven bana ve gidelim."

Koyu gözleri, bir altın misali parladı. İrice açılan ve havada olan kaşlarıyla ne cevap vereceğini düşündü.

"Ne olursa olsun peşinden gelirim, biliyorsun. Fakat bu bana mantıklı gelmiyor Jaemin! Ne yapacağız, nereye gideceğiz, ne diyeceğiz?.."

Jeno inkar hâlinde miydi yoksa bütünüyle ikna mı olmuştu, kestiremedi o an.

Lütfen kabul et, diye yalvarıyordu Jaemin'in içindeki ses.

enemies to lovers | nomin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin