Beklenen sabah aynen şöyleydi; Donghyuck ve Renjun koltukta yatıyor, Jisung da Jaemin'in yatıyordu. Dediğim gibi beklenen sabah böyleydi. Ama gerçekliğe bakacak olursak dördü de Jaemin'in yatağında, Jaemin Renjun'ün üstünde yatıyor, Hyuck ve Jisung ise bir bütün olmuş şekilde sarılarak uyuyorlardı.
Etraf tam anlamıyla çok kötü ve dağınıktı. Lavabo musluğu neden açıktı? Neden yerlerde cam kırıkları vardı? Ve asıl soru; neden birlikte yatıyorlardı? Jaemin gözlerini açtığında gördüğü ilk şey bunlardı ve hızla Renjun'ün üstünden kalkmıştı. Aslında Jaemin ilk uyandığı zaman hemen kendine gelebilen bir insan değildi, fakat şu ortam uyanmasını tetiklemişti anında.
"LAN!" Jaemin uyanmaları için bağırmıştı, hepsi de sıçrayarak uyanmış ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
"BİZ NE YAPTIK?" Jaemin, Renjun ve Donghyuck'u sertçe dürtüklemeye başladı.
"SİKTİR HIRSIZ GİRMİŞ!" Hyuck etrafa korkuyla bakarken Jaemin Hyuck'un kafasına bir tane geçirmişti.
"SENCE SARAYA HIRSIZ GİRME İHTİMALİ Mİ VAR?" Jaemin saçma sapan konuşan konuşan arkadaşına şaşkınlıktan büyümüş kocaman gözleriyle bakıyordu.
"BENİM ELİME KİM ÇORAP SOKTU?" Jisung da bağırışmalarla iyice ayılmış, eline geçirilmiş çoraba şok ifadesiyle bakıyordu.
"BENİM BOYNUM TUTULMUŞ!" Renjun hızla yataktan kalkıp lavabonun açık musluğunu kapatmıştı.
"TAMAM DURUN! Sakin olup bir şeyler hatırlamaya çalışalım. MESELA YERDE NEDEN CAM KIRIKLARI VAR?" Jaemin sakinlikle cümlesini bitirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.
"Benim hatırladığım son şey dans etmeyi bitirdiğiniz için size bağırmam ve Renjun hyungun yüksek notaya çıkarak şarkıya eşlik etmesi." Jisung mırıltıyla konuşmuştu, zihnini tarıyor gibiydi.
"Ben Renjun'e baktığımda musluk açıkken lavaboda uyuyakalmıştı, onu oradan kaldırıp koltuğa attım ama utanmaz çocuk gelmiş yatağa yatmış." Hyuck hatırladıklarını söylemişti.
"Demek bu yüzden boynum tutulmuş." Renjun daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.
"Cam kırıklarını kimse hatırlamıyor yani?" Jaemin'in sorusuna karşılık hepsi birden kafasını iki yana sallamıştı. Prens yorgunlukla iç çekmiş ve yataktan kalkmıştı.
"Tamam dağılma zamanımız geldi, burayı temizlemeleri lazım. Kırıklara dikkat edin." Eğlencelerinin sabahı tam bir fiyasko olmuştu.
Donghyuck teker teker herkesin yanağını öpüp gitmişti, Renjun ise eşyalarını toplayıp Jisung'la birlikte ayrılmıştı odadan.
Jaemin görevlilere odasını temizlemelerini rica edip, dışarı çıkmıştı. Temiz hava almak iyi gelirdi.
***
"Evet tam oraya, ah çok iyi. Böyle devam et Mark."
Jeno inlemeyle karışık konuşuyordu. Halbuki Mark'ın yaptığı tek şey Jeno'nun omuzlarına ve sırtına masaj yapmaktı. Dün Jeno okçuluk yaparken saatlerce kendini zorlamıştı, böyle olması şaşılacak bir şey değildi.
"Ne diye zorladın kendini bu kadar?" Siyah saçlı olan aynada kendine bakarken konuştu.
"Ne bileyim ya... Bu arada sen dün nerelerdeydin Chenle?"
"Babamın birkaç işi vardı buralarda; mücevher almak gibi. Ben de onunla beraberdim işte." aynada kendine bakmayı kesip Jeno'nun yatağına oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
enemies to lovers | nomin
Fanfictionİki dost krallığın birbirinden nefret eden iki prensi vardı.