"Dışarı çıkıp malzeme alalım, burada öldürmek için kullanacağımız hiçbir şey yok."
"Silahlara ne oldu?"
"Mermileri yoktu, korkutmak için doğrulttuk silahları."
"Sence biz çıkınca kaçarlar mı?"
"İmkansız, bağlılar zaten. İçim rahat etmez diyorsan oda kapılarını da kilitleriz."
"Tamam, çıkalım hemen. Bir an önce halledelim şunları."
"Eğlenceli olacak."
Konuşmalarının ardından gelen tiksindirici kahkaha sesleri belki de günün en çirkin sedalarıydı.
***
"Jaemin? Uyanık mısın?" Jeno yüksek sesiyle seslenmişti.
"Evet, ne oldu?"
"Şu an burada yoklar. Jaemin bu tek şansımız; kaçmak zorundayız. Birkaç saate geleceklerini duydum."
"Nasıl kaçacağız Jeno? Hiçbir yol yok!" Jaemin artık umutsuzdu ve umutsuz olmakta sonuna kadar haklıydı.
Hiç bilmedikleri bir yerde, hiç tanımadıkları adamlar tarafından bağlanmış, sonlarını bekliyorlardı.
"Beni iyi dinle tamam mı? Dünden beri ellerimi iplerden kurtarmaya çalışıyorum, çoktan gevşediler bile. Bileklerini sürekli oynat, ipler çok sert bu yüzden ip büyük ihtimalle bileklerini de kesecek ama üzgünüm başka çaremiz yok!"
"Tanrım, sorun değil. Ama kapılar kilitli, nasıl çıkacağız?"
"Odanda pencere var mı?"
"Evet. Arkamda."
"Güzel, kendini iplerden kurtardığın an pencereden atla ve kaç tamam mı? Beni bekleme sakın."
"NE SAÇMALIYORSUN SEN? SENİ BURADA BIRAKIP NASIL GİTMEMİ BEKLİYORSUN?" Jaemin anında sesini yükseltmişti.
"Jaemin, bunu konuşacak zamanımız yok! Kurtulduğun an kaçacaksın, arkandan geleceğim."
"Aynısını sen de kendin için yapacaksın o zaman; kurtulduğun an kaçacaksın Jeno."
Sessizlik.
"Kaçacaksın. Söz ver!"
"Tamam, kaçacağım. Söz." istemeye istemeye söz vermişti Jeno.
Hiç konuşmamışlardı bir daha, tek odaklandıkları şey iplerden kurtulmaktı. Yarım saatten fazla bir süre boyunca bileklerini kurtarmak için sürekli hareket ettirmişlerdi.
"Jeno?"
"Evet?"
"Bileklerimi çözdüm." umitle seslenmişti Jeno'ya güzel prens.
"Ayaklarını da çöz ve hemen koş." Jeno heyecanlanmıştı, Jaemin kurtulacaktı.
Jaemin hemen ayaklarını çözmeye başladığında bu sefer Jeno heyecanla bağırmıştı: "Çözdüm!"
Parmakları hızlı hızlı hareket ettirerek ayak bileklerine bağlı ipi çözmüştü. Ayağa kalkıp pencereye yöneldiğinde aşağı bakmıştı, yüksekti ama başka çareleri yoktu.
"KAÇIYORUZ JENO!" Jaemin sevinç dolu cümlesini penceredeyken söylemişti, güzel prens hemen yanındaki pencereden ona bakıp gülüyordu.
"İlk ben atlıyorum, sonra seni tutacağım tamam mı?" Jeno'nun da yüzünde bariz bir mutluluk vardı, gözlerindeki ışıltılarla hemen yan penceresindeki Jaemin'e bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
enemies to lovers | nomin
Fanfictionİki dost krallığın birbirinden nefret eden iki prensi vardı.