Intikamla Dans

Aşk Nedir?

Multimedia: Ozan Hoca
Alarmın dehşet sesiyle uyandığım bir güne daha meraba diyerek yataktan kalktım. Dün fazla usumustum ve grip olmuştum. Ardarda gelen hapşıriklarima bir çok yaşa diyecek kimsem olmadığı için drama bağlayıp yalnızlık senfonisini söylemeye başladım. Duş aldım ve giyindikten sonra bir şeyler atıştirip evden çıktım. Bugün dans çalışmalarına devam edecektik. Yaklaşık 2 hafta sonra Üniversiteler Arası Müzikal Yarışması' da 1. olan gençler olarak bir final performansı yapmamız isteniyordu ve 3 aydır çalışıyorduk. Tarkan'ın
Fındıkkıran şarkısına müthiş bir koreografi hazırlamıştık ve finale yaklaştıkça çalışma saatlerimiz artıyordu. Genellikle okulda ya da Dans Fabrika' da çalışıyorduk. Dans Fabrika bana biraz uzak kaldığı için sorun oluyordu çünkü bu işi gerçekten ciddiye alıyorduk ve geç saatlere kadar çalıştığımız zamanlar oluyordu. Çalışmalarımız geç bittiğinde beni Sarp bırakirdi. Muhtemelen bugün okulda çalışma yapacaktık. Otobüs durağında 15 dakika bekledikten sonra otobüse atladım ve kampüse geldim. Sarp kapıda dikilmiş bizimkilerle konuşuyordu. Onları görünce yanlarına gittim.
- Günaydın, dedim önce gruba sonra Sarp' ın yanağından öpüp:

- Günaydın sevgilim, dedim. Dün için bana fazla sinirli olduğunu anlamak çok da zor değildi. Istemeyerek de olsa haklı çıktım ve Sarp sinirli bir şekilde yüzüme baktı.

- Sana aymış belli de, bana pek aymadi, dedi sert bir şekilde. Telefonu yüzüme kapatmak ne demek kızım? Öldüm meraktan lan! Bir gram uyku girmedi gözüme.

Morarmis göz altlarından uyumadığıni ve sabaha kadar içtiğini anlamıştım.

Aslında onunla inatlasip tartışmak istesem de alttan alma yolunu tercih ettim çünkü haklıydı. Sarp fazla kıskanç bir çocuktu ve 4 yıllık bir ilişkimiz olduğu için beni iyice sahipleniyordu.

- Özür dilerim, dün yine babamla tartıştık. Yanına tasinmami istiyor hala. O kadın o evde olduğu sürece oraya adım atmayacagimi soyledim ve kapıyı çarpıp çıktım. Yine dellenmistim anlayacağın.
- Aslında taşınsan çok iyi olacak. Her gün başına bir şey geldi mi diye düşünmek zorunda kalmam ben de, dedi.

- Sarp bunu tekrar konuşmayalım istersen, dedim ve onu susturdum.

Kavga çıkacağını anlayan Gökhan araya girdi.

- Bugün napiyoruz gençler? Akalım mı bir yerlere? dedi Defne' nin beline elini koyup kendine doğru çekerken.
- Bugün çalışıcaz. Akamayiz bir yere. dedi Sarp.

- Hayırdır? Çok bi onemser oldun abi sen bu işi. dedi ardından Kerem.

- Lan ne onemsiycem, Deniz'i yalnız bırakmamak için katlanıyorum bu halta, dedi.

- Uzatmayın gençler, gidip bi kahvaltı yapalım, dersin başlamasına yarım saat var, dedi Ada ve okul kafeteryasinin yolunu tuttuk. Bizim grup 9 kişilikti ve okulun burslu tayfasinin cool grubunu biz olusturuyorduk. Babamın ne kadar zengin olduğunu herkes biliyordu. Bunu saklamak için çok ugrassam da soyadimdan anlaşılıyordu ayrıca beni birkaç kere ziyarete gelmesi de insanların onu tanımasının önündeki engeli kaldırıyordu. Çoğu bana uzaylı muamelesi yaparken çoğu da marjinal olmaya çalıştığımı düşünüp aldırış etmiyordu. Grubun başı Sarp' ti ve genelde o ne derse onu yapardık. Sarp ciddi anlamda yakışıklıydi ve okuldaki kızların */* 60' inin dikkatini çekiyordu. Hele Gökhan, Rüzgar, Kerem' le takildiklari zaman kızlar ağızlarınin suyunu akitarak bakardı. Neyseki hepsinin sevgilisi vardı. Gökhan'la Defne, Rüzgar'la Ada, Kerem'le de Nil çıkıyorlardi. Tek bir kişi dışında; Nihat. Nihat fazlasıyla çapkın bir çocuktu ve kimseyle uzun süreli ilişkiye girmezdi. Zamanında canını yaktığı kızlardan biri olan Melis yüzünden başı birçok kez belaya girmişti ama umursadigi söylenemezdi. Melis Nihat hakkında gay olduğu konusunda bile bir dedikodu çıkarmıştı. Nihat da Melis'i okulun önünde unutmayacağı şekilde rezil etmişti.
Kafeteryaya geldiğimizde her zamanki masamiza oturduk ve Rüzgar bir şeyler almak için ayaklandı. Nescafe istedim ve kızlarla sohbet etmeye başladık. Sarp telefonla konuşuyordu ve biraz gergin görünüyordu. Sert bir kahve istemişti. Bu kadar içmesi hoşuma gitmiyordu.