Vaveyla

230 15 0
                                    

Multimedya: Deniz Ulusoy

Bütün gece yatağımda dönüp durmuş, dün gece yaşananları düşünmüştüm. Uyuduğumda Güneş'in doğmasına az bir zaman vardı ve tan yeri yavaş yavaş ağarıyordu.
Kuzey beni evime bırakmak istememişti ve onun evinde kalmıştım. Aslında bunu kabul etmemem gerekiyordu ama dün gece bana ihtiyacı olduğunu ve gitmememi söylemişti. Onu ilk kez bu kadar çaresiz görüyordum ve vicdanım her zamanki gibi baş göstermişti. Onu yalnız bırakmamam gerektiğini düşünüp kabul etmiştim.
Bana verilen misafir odası fazla büyüktü, içeride de az eşya vardı ama nedense her şey üstüme üstüme geliyordu. Kocaman odada kendimi sıkışmış hissediyordum. Zorla da olsa kendimi uykuya teslim ederken Kuzey'in yanına gitmeyi düşündüm ama buna cesaret edememiştim. Duyguları sürekli değişiyordu ve buna ne tepki verirdi bilmiyordum. Ayrıca beni yanlış da anlayabilirdi. Gecenin bir vakti sebepsizce yanına gidip ne diyecektim ki?

Beni yanından kovma ihtimali vardı ki reddedilmeyi sevmedigim için yatağıma kıvrılıp uyumayı tercih etmiştim.
Uyuşan koluma daha fazla eziyet çektirmemek için gözlerim kapalı bir halde sol tarafıma döndüm. Uykumun en güzel yerindeyken hiçbir güç beni uyandiramazdi ama burnuma ilişen sigara kokusuyla gözlerimi hafifçe araladım. İlk önce durumu idrak edememiştim. Birkaç kez havayı içime çektiğimde tahminimde yanılmadığımı anlayıp gözlerimi tam olarak açtım ve kokunun geldiği tarafa doğru baktım.
Kuzey yatağın çaprazındaki tekli koltukta gevşekçe oturmuş elinde tuttuğu Malboro'sunu üflüyordu. Sabah sabah benim odamda sigara içmesinin mantığı neydi bilmiyordum ama uykumdan edildiğim için sinirlenmiştim.
- Hey, napıyorsun sen? dedim uykulu çıkan baygın sesimle. Kapalı alanda sigara içmek yasak bilmiyor musun?
Sigarasının dumanını içine bir kez daha çekip dışarı verdikten sonra önündeki kül tablasında sigarasını ezip söndürdü ve hafif bir gülümsemeyle bana baktı.
- Sana da günaydın prenses, dedi soylediklerimi duymazdan gelip.
- Sabahın köründe baş ucumda sigara içmenin umarım mantıklı bir açıklaması vardır, dedim.
- Bir nedeni yok, dedi başını iki yana sallayarak. Keyif sigarası yakmak istedim ve bunu burada yapmanın bana daha büyük bir zevk vereceğini düşündüm, dedi muzipçe.
Duman boğazımı yakınca hafifçe öksürdum ve sinirle ona baktım.
- Tam bir pisliksin, dedim gözlerine bakarak.
- Ah biliyorum bebeğim, söylemene gerek yok. Yine de saol. dedi. Allahım kullandığı ses tonu ve kurduğu cümle tam gel beni öldür cinsindendi ama sinirlerime hakim olmalıydım.
- Sen sabahtan beri beni mi dikizliyosun? dedim konuyu değiştirerek. Burada uzun zamandır oturuyormuş gibi bir havası vardı ve bu süre boyunca beni izlemişti. Uyurken ve yemek yerken seyredilmekten nefret ederim.
- Şu erkeklerin sende ne bulduğunu merak ettim de, onu bulmaya çalışıyorum kaç saattir, dedi yaslandığı koltuktan biraz doğrularak.
Ama hâlâ anlamış değilim. Diğer kızlarda olan kaş göz sende de var, bir farkınız yok yani. Ama nedense seni gören herkes ağzının suyunu akıtarak bakıyor.
- Benim kimseye kuyruk salladığım falan yok. Siz erkekler fazla abazasınız. Ben napabilirim ki? dedim sinirlice. Tamam kabul erkekler fazla abartıyorlardı, bu konuda Sarp'la da birçok kez tartışmıştık. Ben Sarp'ın fazla kıskanç olduğunu düşünüyordum ama iyi sabrediyordu. Benim yanımda da birisi sevgilime yiyecek gibi baksa ben de delirirdim. Aslında sokakta ya da okulda da her 3 kızdan 2'si Sarp'a ağzının suyunu akıtarak bakardı ama aramızda normal bir ilişki olmadığından bunu dert etmezdim.
- Dün geceki senin suçundu. Bundan sonra ben ne istersem onu giyeceksin. Yoksa seni her zaman koruyamam.
- Ne demek bu? dedim söylediğinden hiçbir şey anlamayarak.
- Birkaç erkeğin üstünden geçmesine her zaman engel olamayabilirim diyorum, dedi açıkça.
- İğrençsin, dedim sinirlenerek. Benimle her şeyi açık açık konuşuyordu ve yüzünde kesinlikle utanmaya dair bir belirti göremiyordum.
- Gerçekler acıdır, güzelim, dedi sırıtarak.
- Burada haddinden fazla kaldım sanırım. Gitsem iyi olacak, dedim ve hızla yataktan kalktım. Konuşmaları midemi bulandiriyordu ve gerçekten ona baktıkça içimden yüzüne sayısız yumruk atmak geliyordu. Gerçi istesem de o mükemmel yüzü bozamazdım.

Intikamla DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin