"Günah"

188 14 2
                                    

Multimedya: Egemen

Sabah uyandığımda boynumun üzerindeki ağırlığı kenara itmeye çalıştım, ama gram kalkmıyordu. Başımı geriye doğru çevirip bu kolun sahibine baktım, Kuzey yanımda uyuyordu. Ne yani, dün gece beraber mi uyumuştuk? Böyle bir şey yaptığımızı hatırlamıyordum ki zaten ben de izin vermezdim. Kuzey sıcak nefesini enseme doğru üflerken ondan biraz uzaklaşmaya çalıştım ama beni sımsıkı tutuyordu. Güçlükle kendimi ona doğru çevirdiğimde üzerinde hiçbir şey olmadığını fark ettim. Teninden yayılan traş kolonyasinin kokusunu içime saatlerce çekebilirdim, ama şu konumda olmaktan fazlasıyla rahatsızdım. Kuzey'in üzerime uyguladığı baskı artarken ameliyat yerim acımaya başlamıştı. Elinden kurtulamayacağımi anladığımda onu dürtmeye başladım.
- Kuzey! dedim uykulu sesimle. Kuzey, uyan. Öküz gibi uyuyordu, gören de tonlarca ağırlıkta taş taşıdı sanırdı ama beni öpmekten başka bi şey yapmamıştı beyefendi.
Kuzey boğuyorsun beni uyansana! dedim bağırarak. Şiddetli bağırmış olmalıyım ki gözlerini bir anda açtı ve kolunu üzerimden çekti.
- Ne oluyo yaa, dedi uykulu gözlerini sıvazlayarak. Ne bağırıyorsun sabah sabah? Uyuyoruz burada.
- Sen niye benim yatağımdasın?
- Gece koltukta rahat edemeyince yanına geldim. Zaten ateşin vardı, yanına uzandım ki uyuyakalmışım.
- Peki niye çıplaksın? dedim tekrar bağırarak.
Önce yüzünde tatlı ve çapkın bir sırıtış belirdi, ne diyeceğini tahmin edip tehditkâr bir halde yüzüne baktım.
- Sakın o iğrenç espiriyi yapayım deme.
- Yoo, sadece gömlekle uyuyamayacağım için çıkardım. Sen ne sandın ki? dedi dalga geçerek. Ne sandığımı gayet iyi biliyordu, ama illâ beni utandiracakti.
- Yok bi şey, hiçbir şey sanmadım. dedim geçiştirerek ve yataktan kalktım. Kuzey bir anda bileğimden tutup beni yatağa geri çekti. Üzerine düşmüştüm ve artık yüzlerimiz arasında santimler vardı.
- Ne sandın? dedi bastırarak.
- Hiçbir şey. dedim inatla.
- Söylemeden gidemezsin, dedi o da ısrarla.
- Dün gece... dedim cümlenin devamını getiremeyerek.
- Dün gece?
- Birlikte olduğumuzu söyleyeceksin sandım. dedim bir anda ve yüzümü yastığın altına gömmek istedim. Çok utanıyordum. Kuzey gülüp dalga geçer sanıyordum ama beklediğimin aksine ciddiyetini hiç bozmamıştı.
- İstesem, dedi buz mavisi gözlerini gözlerime dikerek. Yapabilirdim. Farkındasın değil mi?
Evet, yapabilirdi. İstese beni bile baştan çıkarabilirdi. Onda diğer erkeklerde olmayan farklı bir cazibe vardı ve bir bakışıyla bile birçok kadını etkileyebilecek bir güce sahipti.
- Sanırım bu konuşmaya farklı bir boyut kazanmaya başladı. Gitsem iyi olacak. dedim ve bileğimi hızla elinden kurtardım. Neden bunu söylemem konusunda bu kadar ısrar etmişti anlamıyordum. Benim utanmam onun hoşuna gidiyordu ve böyle şeyler konuşmamız bile onu tatmin edebiliyordu. Oysa bana geçmişte bir sürü kadınla beraber olduğunu söylemişti. Her gece başka bir kızı yatağına alan bir adam için böyle muhabbetler fazla çocuksu kalırdı. Daha fazla beynimi yormak istemiyordum. Hızlı adımlarla banyoya ilerledim ve klozetin üzerine oturdum. Ellerimde traş kolonyası kokuyordu, Kuzey'den bulaşmış olmalıydı. Bu kokuya bayılırdım, Sarp da bunu bildiği için hep bu kolonyadan kullanırdı. Ağır bir kokuydu, 5 dakikalık bir yakınlaşmayla bile bütün vücudunuza bulaşabilirdi ki beraber uyduğumuza göre bu gayet normaldi. Lavaboya doğru ilerleyip yüzümü yıkadım ve biraz da olsa kendime geldim. Aynadan yansimama baktığımda berbat göründüğümü fark ettim, göz kapaklarım şişmişti ve altları kıpkırmızıydı. Dudaklarım her sabah olduğu gibi şişmiş ve kızarmıştı. Bunun nedenini bende çözemiyordum ama her sabah bu görüntüyle uyaniyordum. Saçlarımı tarayıp yüzüme hafif bir makyaj yaptım ve banyodan çıkıp odama doğru ilerledim. Kuzey yataktan çıkmamıştı bile, üzerinde halâ hiçbir şey yoktu. Pencereyi açmıştı ve yeni yaktığı sigarasını üflemekle meşguldü.
- Kalksana artık, dedim mızmızlanarak. Saat öğlen olmuş. Hem üzerine bir şey giy. Biri görse yanlış anlar.
- Kim görebilir Deniz? Gelenin gidenin mi var sanki? dedi ve lafını bitirir bitirmez kapı çaldı. Gülmemek için dudaklarımı ısırdım ve zafer kazanmış gibi yüzüne baktım. Zilin 2. kez çalışından sonra gidip kapıyı açtım.

Intikamla DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin