Kaybedilenler

177 13 4
                                    

Uzun bir sessizliğin ardından kendime gelebilmiştim, Kuzey' in yanında olmak zorundaydım.
Kapının kolunu tutup çevirdim, ağır adımlarla içeri girdim. Kuzey çökmüş gibiydi, o kadar farklı bakıyordu ki. Kadının gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle sildigini görmüştüm.

- Ne? Kuzey asırlar gibi geçen dakikaların ardından yıkılmış bir halde bunu söylemişti. Sesinde şaşkınlık, pes etmislik vardı. Annemi öldürdüğünü öğrendiğim zaman da ben aynı şeyi yaşamıştım. Onun için zor olmalıydı, yıllardır annesi bildiği kadın onun annesi olmadığını iddia ediyordu. Bunun bir şaka olmasını diledim içimden, Kuzey ' in bir itirafı daha kaldırabileceğini sanmıyordum.
Yalan söylüyorsun.
dedi sahte ve inanmadığını belli eden bir şekilde gülerken.
- Hayır, dedi kadın iç çekişlerinin arasından. Bu sırrı , yıllardır kalbimin en derinliklerinde saklıyorum. Sen benim oğlum değilsin Kuzey, ben senin annen değilim.
Çok zordu, yıllardır tanıdığın insanla aslında hiçbir biyolojik bağının olmadığını öğrenmek.
Kuzey yıkılmıştı, annesinden bir kez bile şefkat görmediği halde bu gerçek onu paramparça etmişti, kim bilir gerçek bir anne- oğul bağı olsaydı ne hale gelirdi.
Baban, gece yarısı ellerinde tuttuğu bir bebekle çıkageldi. Ben şaşkındım , ne yapacağımı bilmiyordum. Bana o bebeğe annelik yapmamı, onu kendi evladım gibi kabul etmemi istedi. O bebek sendin Kuzey. Güçlükle seni ellerime aldığımda masmavi gözlerini kocaman açarak ağlamaya başladın. Sen, yasak bir aşkın meyvesiydin Kuzey. Ve benden, uğradığım ihanetin tohumlarını sulayıp büyütmemi istemişti baban. Buna mecburdum, gidecek hiçbir yerim yoktu çünkü.
Kadının anlattığı berbat hayat hikayesi ile kanım donmuştu, insanlar ne dertleri büyüterek yaşamın bir kenarına tutunmaya çalışıyordu . Çevrenize baktığınızda gayet normalmiş gibi gözüken insanların geçmişi kim bilir ne kadar kirliydi, kalbi ne kadar yaralıydı kim bilir.
Annen seni doğurduktan sonra bırakıp gitmişti Kuzey. Seni babana bırakmıştı, baban da bana. Sen terk edilmiş bir bebektin, hayata 1- 0 geride başlamıştın . Annenden ve babandan nefret ediyordum. Bu yasak aşkın meyvesi olduğun için senden de nefret ediyordum. Sana sadece 3 ay sütümü verdim Kuzey. Ama o üç ay, benim için işkence gibi geçmişti. Senin yaşaman bile bir hataymış gibi geliyordu bana, oysa sen hiçbir suçu olmayan  günahsız bir bebektin.
Artık bana ihtiyacın kalmadığı için senle hiç ilgilenmedim, sana şefkat göstermedim, saçlarını okşamadım, öpüp koklamadım. Ama şu an o kadar pişmanım ki. Onların hatasının bedelini neden sana ödetmiştim ki? Bu yüzden, kendimi asla affetmeyecegim.
- Allah kahretsin! Kuzey deliye dönmüş gibiydi, ses telleri koparcasına bağırırken yatağın kenarındaki tekli koltuğu tutup bir kenara fırlattı. Eline ne geçerse paramparça ediyordu, artık kırıp dökebileceği bir şey kalmayınca elini yumruk yaptı ve sert bir şekilde duvara geçirdi. Bunu birkaç kez tekrarladiktan sonra kolunu duvara yasladı, yüzünü kolunun arasına alıp ağlamaya başladı. O kadar içten ağlıyordu ki. İçim paramparça olmuştu . Belki de hayatımın en dramatik anı canlı canlı gözlerimin önünde sergileniyordu.
Kendimi sıkmasam ben de ağlayacaktım, ama her zamanki gibi birimizin güçlü olması gerekiyordu.
- Sakin ol, dedim elimi koluna koyup hafifçe kasını sıkarken. Geçti, sakin ol.
- Hiçbir şey geçmedi! Yüzüme doğru kukrerken korkudan bir iki adım geriledim. Her şey, yeni başlıyor.
Kolunu duvardan indirip annesinin, aslında hiçbir şeyi olmayan bu kadının, yüzüne bile bakmadan hızlı adımlarla odadan çıktı. Kadına üzgün bir şekilde bakmıştım, hangisini teselli edeceğimi bilmiyordum. Kadın halimi anlamış gibi gözlerime baktı.
- Peşinden git, dedi kapıyı işaret ederken. Başımı aşağı yukarı salladım ve daha fazla beklemeyip peşinden gittim. Uzun koridorda bir ölüm meleği gibi hızlı, korkusuz ve ürkütücü yürüyordu. Tek elini yumruk yapıp sıkmıştı, gerilen sırt kasları t shirtini zorluyordu. Önüne ne gelirse yakıp kül edecek gibiydi. Ben resmen koşuyordum ama onun öfke dolu adımlarına ayak uydurabildiğim söylenemezdi. Arabanın yanına gelince hızla kilidini açtı ve bir anda şoför koltuğuna kuruldu. Ben de bindiğimde gazı kökledi ve nereye gittiğimizi bilmeden ilerlemeye başladık. Kafası karmakarışıktı, bunu tüm benliğimle hissediyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Intikamla DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin