ZELİHA (Tamamlandı)

21.Bölüm

                   ~  Zeynel & Zeliha~
  
     Zeliha hâlâ banyoda dikilmiş duruyordu kulakları tıkanmış duymadı bile adamı, erkeksi  bir koku vardı burnunda ona odakalanmıştı sadece, bu kadar yakın durmak aklını aldı ne olduğunu anlamadı bile karnı ağrıyor midesi karıncalanmış gibi oluyordu.
Zeynel tekrar ardına baktı Zeliha gözünü dahi kırpmadan boş boş yüzüne bakıyordu.
-Zeliha dedi yürüsene çık biri görecek banyo burası.

Zeliş ancak idrak etti
durumunu.
  Zeynel ağa etkilendiğini anlamsın diye laf etti.
  
    -Banyo diye ne olmuş sensin üstüme gelen girmeyeydin okadar dibime,  yoldan gelmişin yıkan bencede burnumun direği yıkıldı eyi olur hem yatarım damda ne sanki herkes yatıyor
dedi hızla çıktı kapıyı sertçe kapattı.

Zeynel ağa kapıya baktı kaldı bu nasıl bir kız her yerde mahzun melek gibi yüzüme gelince kaya gibi, pis kokuyomuşum ha burnu yıkılmışmış dedi.

    Zeliha'nın görünüşüne, güzelliğine, kokusuna  aldanıp aklı gittiği an gözünün önüne gelince "kendine gel Zeynel sen böyle bir adam değilsin gönlün yoktur, kalbin Zeliha 'da değil ayıp günahtır yanına durma "diye öfke duydu aldatmış olma onu da kendinide dedi aklına kalbine tembih etti.

  
     Zeliş odaya girdi çocuklar mışıl mışıl uyurdu.Roza bile geceleri pek uyanmaz oldu artık karnını iyice doyurdumu tamam.
Pencere dibine oturdu gelin Zeliha, kendini ait hissediyordu artık buraya Kirmanlar'a gelin olalı kırkı geçmişti değilmi?
Anası babası burnunda tüttü gözleri saldı yine yaşları, hafif ılık bir rüzgar vardı yüzünde evini özledi inek sağmayı bile özlemişti, anası her sabah süt pişirirmi acaba, ben yokken nasıl bakıyor kendine iyileşti diye koydum geldim hemen mektup salsam okuma bilmezler komşunun oğluna okutmaz babam kız mektubu elemi açılırmış der.
   Abime yazsam nemrut surat Zeynel ağa salarmıki diye düşünceye daldı ayıp görürlermi acaba yeni gelin yazı dökermi hemen atasına derlermi diye de çekindi geri.

  Zeynel aklına geldi niye üstüne eğilmişti o öyle. Ben pek kısayım ne ele üzerime indi yoksa töbe Allah  kafayı yedin töbe töbe  aklına ayıp, töbe Estağfurullah.

Kendime  de yalan demem öyle kokusu burnuma değdi kötüde koksa bana güzel geldi sanki, nefesi  yüzüme vurdu değişik bişeydi, vücudu ısındı yine aynı şekilde karnında karınca ordusu yürüdü sanki,
  ayağa kalktı hızla parçalı camı daha da açtı yağlığını indirdi  fistanı çıkardı bir çırpıda.
   "Avanakmı oldun sen Zeliha aklına muakayet ol "dedi getirdiği sudan içti "neler düşünüyon ele neresi güzel leş gibi ter pislik kokar  işte yol  etmiş sıcakta şoruk olmuş yıkanmaya gelmiş adam sen ne diyon "diye yattı hızlıca oğlanların yanına içlikleriyle sere serpe, hah şöyle uyu ne sanıyon kendini dedi gözlerini kapadı yorgundu zaten birgüzelde yıkanmıştı hemen uyudu.

  Meryem damda kocasıyla uzun bir zaman sonra keyifle uyudu sohbet ede ede herşeyi analttı ondan da olanı biteni öğrendi, mısır hasadı iyi olursa kalın bir bazın(bilezik takı) takan ha karagözlüne ikinci oğlunun hatrına diye isteğini de kattı araya.
  Abidin " oğlan olur ne bilirsin hem ben kız isterim üçüncü oğlan inşallah "dedi gülüştüler takarım bazinler sana feda gide dedi yakışıklı kocası...
  Emine'yi konuştu en çok Ömer'le evlilik olursa yardım etmek için ne gerekse yapmaya karar verdiler. Diyar'dan bahsedemedi belli birşey yoktur diye korkmadıda değil.

Zeliha'ya üzüldüğünü söyledi.
 
  -Abdo dedi sence Zeynel ağa yollarmı bir zaman sonra bu zulmü edermi gencecik kıza sevemez istemez belli ayı geçmiştir geleli hep aynı bize belli etmez ama sıkıntı eder tabi, kızı görsen nasıl bakar çocuklara gözü gibi, yemeğe  koşuyor,işe koşuyor gelen giden olsun vallah benden hürmetlidir.
  Abdo ne olur zayii etmeyin bu kızı
dedi ağladı üzüldü, kocasına daha çok sokuldu.