Zeliha geri salona döndü kapıyı açtı yavaştan süzüldü içeriye
Diyar tam uyumak üzereydi onu görünce şaşırdı.
" Hayır olsun kız niye geldin abim iyimi ? "
Diye sordu.
Zeliha burnundan soludu
" İyi iyi ne olacak ona masallahi var turp gibi " diyerek örtüsünü indirdi elbisesinin düğmesini açtı bir çırpıda çıkardı bu ne sıcaktı sanki ilk kez yaz yaşıyordu genç kadın.
Diyar güldü " kız dur dur yanlış yerde soyunuyon anam, bura salon odana git " dedi kikir kikir gülüştüler Zeliş'e iyi geliyordu görümcesi.
" Nereyse nere vallaha yandım ben gitmem odaya da abuk subuk konuşuyor beni deli ediyor yeter , korkmasam gider damda yatardım serin serin oh " dedi elini göğsüne sürdü
" Kız ne oldu niye sinirlendin"
Zeliha biran durdu yok anlatmamaliydi okadar da değil dedi içindeki sese..
" Kız yoska töbe töbe bu halde" diye usteledi Diyar.
" Diyaar sende aklin hep nerde yok daha neler " dedi Zeliha ama tamda oydu konu.
" Sanki belinde güç varda derdine bak " diye mırıldandı kocası için saçlarını açarken.
Köyündeki arkadaşını hatırladı Zeliş, söylediği sözler aklına geldi vallah haklıymış, bunların hepsi böyle diye başını salladı cik ciklayip.Rojin bir ciyakaldi o ara süt isteyip Diyar kızını aldı bastırdı göğsüne hemen öbür çocuklarda uyanmadan..
" Diyaar kız bizim bu Ahmet babasının inadına Rojin'i almasın ilerde " diye konuyu değişti parlak bir muhabbetle Zeliha.Diyar dertli dertli başını eğdi kızına baktı esmer kara kaşlı tam kendine göre bir kız doğurmuştu " he. Vallah Zilho benimde aklıma geldi, ne bu çocuk böyle sanki ileriyi bilir, iki dakika ayrılmıyor dibinden kızın hele bak geldik geleli aynı mindere yatıyor gurtik, kız bu Ahmet artık abileriylede oynamıyor hiç, varsa yoksa Rojin" dedi.
Zeliha gülümsedi yandınız siz diye.
" Abileri büyüdü Mirza geç bile kaldı okula İkiye gider bu yıl her dediğimi alıyor ama pek hevesi yok Diyar okula, tarlaya gitmek istiyo emmisiyle ata biniyo ahıra gidyo tam köylük yaşar hayali o , Hüseyin'de tam tersi okula bir gider iki gidemez anası gurban okumayı öğrenmiş hemen hergün üç posta aynı yazıyı okutur bana Ahmet de aynı Mirza " dedi Zeliha çocuklarını iyi tanıyordu üç yıli geçmişti gelin geleli ama sanki otuz yıl olmuştu yaşananlar üst üste gelince...
" Halasina çekti kız Mirza, dua et Roz okusun ben isterim ki Rojin hayatına baksın çıksın bu köyden " dedi gülerek.
Zeliha bir şaplak vurdu görümcesinin koluna
" Sana çekse Roz daha ne, mektup yazarı olur " dedi gülüştüler.
" Abovv Ferhat, havaya uçsa alamaz benim kızımi o Abidin'in oğlu diyor şimdiden aklım yukarı çıkmış benim bunlar hâlâ düşman gibi" dedi kocası ve abisi için.
Zeliha " olmaz demeyin hepsi oluyor hele bak abinde bana yer gök birleşse olmaz diyordu ne oldu " dedi omuzunu sallayarak.
Emindi kocasının kendine olan sevgisinden de işte imtihanlar da çoktu onların hayatında..Zeliha o gece salonda uyudu. Doğacak olan bebeği için bol bol sorular sordu görümcesine gününü hesapladılar yarın ebeye görünmeye karar verdiler Zeliş de karnıda zayıftı çünkü beş ay olmuş olmalıydı bahar mevsimiydi gebe olduğunu anladığında şimdi yazın son ayı en sıcak zaman hazan yakın...
Sabah oldu, kalktı Zeliş erkenden çocuklar uyuyor, Diyar desen gece boyu Rojin'i emzirmekten bir hâl olmuşt pelte gibi yatıyordu..
Üstünü giyindi Zeliha odasına koştu her ne kadar kızmış olsa da Zeynel Ağa'nın şuan ona ihtiyacı vardı, epeydir de Abidin odaya gelmiyordu zaten Zeynel rahatsızdı bu durumdan Zeliş için, odasında bari rahat etsin istiyordu kimse girmesin yeter iyice. Gel geç oldu benim odam demişti..
Zeynel uyanmıştı ama doğrulamamisti yataktan, karısını görünce yüzünden bir gülümseme geçti gelmişti yine gözünün nuru kıyamazdi ona hersi geçmiştir diye düşündü aslında kendinin niyetide iyiydi ama yanlış üslupla anlatmıştı derdini..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZELİHA (Tamamlandı)
General FictionHerşey Zeliha'nın verdiği bir karar ile başladı.. Zeliha hem ağlar hem güler hem neşelidir hem kederli.. Zeliha umut olur Zeynel'e.. Gerçek hayattan kesitler ile kurgulanmış bir hikaye.. Genç bir kız Zeliha. Anne Evlat Kadın ...