3. BÖLÜM

1.7K 264 20
                                    


Bu bölüm düzenlenmiştir.
-kurguda değişiklik olabilir-

Bugün Cuma günüydü.

Cuma günü benim en zorlu günümdü. Sevgili -ihtimaller üzerine olan- katil kurbanımı takip edeceğim bir gündü. Onunla birlikte iğrenç mekanlara girip onu izleyeceğim bir gündü. Daha doğrusu geceydi..

Market faciasının üzerinden tam üç gün geçmişti. Bu üç gün boyunca terasımdan netçe görülebilen -ihtimaller üzerine olan- katil kurbanımı izledim. Üç günümün neredeyse hepsinde onu izlemek için terasımda durmak boğazıma hiçte iyi gelmemişti. Sanırım hasta olmaya çok yakındım. "Hasta olamazsın Sera! Ya da sen bilirsin Nadya bu işe hazır" sözleri kulağımda yankılandı. Eva senden nefret ediyorum!

Saat gece yarısı 12 sularında çevrede tek tük insan kalmışken, beklediğim kişi görüş alanıma girmişti. Çiseleyen her yağmur tanesi onun üzerinde yaşamına son veriyordu. Sokak ışıklandırmasının yettiği kadarıyla takım elbise giydiğini görebilmiştim. Adımları arabasını bulana kadar devam ederken hazırolda durdum. Bu gece hızlı geçecekti ha?

Gideceğimiz ortama uygun giysileri kuşanmıştım. Tıpkı onun gibi bende şıktım bu gece.

Arabası hareket haline geçti. Ve benim arabamda..

Arabaya tek başına binmişti; yanında kimsesi yoktu. Ya da ben öyle zannediyordum. Her an birileri çıkabilirdi?

Aramızdaki takip mesafesini iyi koruyarak yol boyu nereye gittiğimizi düşünüp durdum.

Sonunda durduğunda bende onunla birlikte durdum. Saat şimdi 12.38'di.

Sessiz olan bu sokakta başıma neler gelebileceğini düşündüm. Yanıma almış olduğum biber gazı işimi görür müydü bundan hiç mi hiç emin değildim. O arabasından inip boş sokakta yürürken onu takip ettim. Oldukça sessiz bir şekilde arkasından ilerlemeye çalıştım. Dar bir aradan geçmek zorunda kalıştım ve bu bayağı zor olmuştu. Ve garip bir şekilde onu kaybettim. Özellikle yapılmış gibi olan bu dar sokaktan geçtikten sonra önümde küçük çıkmaz bir sokak vardı. Ve -ihtimaller üzerine olan- katil kurbanım buraya girmişti. Etrafımda dönerek neler olduğunu anlamaya çalıştım. İşler ters mi gidiyordu? Yoksa öyle bir şey olmadı mı? Bir hayal mi takip ettim ben?

"Kahretsin!" diye fısıldayışım topuklum yüzünden tökezleyip yere düşmemden kaynaklıydı. Bugünlerde fazla sakardım ve bu düşüşüm dizimi acıtmıştı. Düşüşüm yüzünden kalkmak için duvara yaslandığımda duvarın geriye gitmesi afallamama neden oluştu. Hayır duvar geriye gitmemişti tabii ki, gizli bir kapı vardı. Peki ya neden?

vakit kaybetmeden ayağa kalkıp içeriye baktım. Mor ışıklı -oldukça kasvetli- bu yer aşağıya doğru giden merdivenlere sahipti. Çevreye bakındıktan sonra içeriye girerek merdivenlere yöneldim. Merdiven bittiğinde karşımda bir kapı vardı ve önünde dikilen iki kişi vardı.

Ben onlara onlar bana bakarken, aralarında uzun boylu esmer olan tok bir ses ile "Yardımcı olabilir miyim?" diye sormuştu. sert mizaçları bana geri gitmemi söylüyordu.

Boğazımı temizledim. Henüz buna karar vermemişken ağzımdan sözcükler döküldü. "İçeriye gireceğim."

"Üzgünüz burası özel bir dernek. Herkesi alamıyoruz, gitmeniz için size eşlik edeyim." dediğinde dudak büktüm ve elime telefonumu aldım. Adamların ikisi de ne yapacağımı, ya da yaptığımı merak ediyordu ve pür dikkat beni izliyorlardı. Bana çıkışa kadar eşlik etmek istediğini söyleyen esmer adam durksamıştı.

PAPARAZZİ | Zayn MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin