4.BÖLÜM

1.8K 240 27
                                    

İYİ OKUMALAR!

BU BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.

-KURGUDA DEĞİŞİKLİK OLABİLİR.-

Belki az sonra kurbanı olacağım -ihtimaller üzerine olan- katil kurbanım beni bir yere götürüyordu! O bir katilse ve bende bir kurbansam bu beni bir kurban ve onu da bir katil yapar.

Yaklaşık on dakikadır onun yanında sessizce yürüdüğümüz yol bana bir işkence gibi gelmişti. Yüzüm tam olarak endişe görünümünün hakkını veriyordu. Bu gece sonunda ne olacaktım? Eğer o bir katilse ve bende bir kurbansam bu gece kötü şeyler olacaktı.

Topuklularımın çıkardığı tok ses sokakta yankı yapıyordu. Esen soğuk hava benim kafamı toplamamı engelliyordu. Aslında her şey kafamı toplamamı engelliyordu. Ela gözler, uzun kirpikler, kirli sakallar..
Kendime inanamadım. Belkide ölüme gidiyordum ama şu an dikkatimi dağıtan şeyler konuşuyordum kendi kendime.

Stres tüm vücudumu ele geçirirken, sesini duydun. Kadifemsi ve ciddi sesini...
"Geldik." Geldiğimiz yere baktığımda beton görünümlü bir mekandı önüydü. Pas kokan demir kapıya uzanıp kapıyı açtıktan sonra
"Şurada ki merdivenlerden çık ve sağa dön. İlk kapı." Diyerek merdivenleri işaret etti.

"Sen gelmeyecek misin?" diye sordum tereddütle.

"Hemen geleceğim."

Başımı belli belirsiz sallayarak dediği merdivenleri tırmandım. Daha çok yeşil tonlarının kullanıldığı mekân içimi açmak yerine baymıştı. İçerde garip bir koku vardı. Hiç kimsenin olmadığı bu yer beni ürkütmüştü.
Dediği odaya girdim. Oda yeşil renginden farklı olarak beyazdı. Bembeyaz. Eğer ortadaki siyah masa olmasaydı, uzun süre burada kalan bir insan kör kalabilirdi. Acaba amacı beni kör etmek miydi? Saçmalama..
Odanın içinde dikilerek bekledim bu arada kapı aralıklıydı.
Kapı daha fazla aralandığında içeriye bir adet çok güzel koku sahibi -ihtimaller üzerine olan- katil kurbanım geldi.
"Evet, hazır mısın?"

Ona bakarken sırıtarak beni izlediğini gördüm. Sivri çenesi ve mükemmel görünümlü elmacık kemikleriyle oldukça sert bir görünüm sergiliyordu. Sırıtışı bir yandan içimde bir şeylerin kıpırdamasını sağlarken diğer yandan korkumu fitilliyordu. Bu kadar hazılıksız yakalanmış olmam beni korkutuyordu.

Kendimden emince başımı salladım.

"Öyleyse otur." Diyerek elinde tuttuğu desteyi masaya bıraktı. Sakin ol Sera! Bu oyunu daha öncede oynamıştın. O senden daha çok deneyimli olabilir. Hatta bir ödül verilecek olsaydı, ona verilebilirdi ama onu yenebilirsin.

Dediğini yapıp sandalyelerden birini çekip oturdum. O da aynı şekilde tam karşıma oturdu.
"Nesine oynayacağız?" diye sorarken ona kaybedersem verebileceğim bir şey var mı diye düşündüm.

"Bahissiz oynayacağız." Dedim ciddi bir tonda. Şu an kendimi ona ispat etmek için buradayım. Bir de bahsine mi gireceğiz!

"Zayn Malik asla bahissiz oynamaz."
Bu kadar oyunbaz durması çokta hoş değildi.

"Buraya senin saçma düşüncen yüzünden geldim. Oynayacağız ve bende buradan gideceğim. Tamam mı?"

"Tamam değil. Eğer bahsi ortaya sen koymazsan ben koyacağım?" tek kaşını kaldırdı.

"Senden ne isteyebilirim ki? Seni tanımıyorum bile!" yalan konusunda ne kadar da profesyonelim değil mi? aslında Malik sana sormak istediğim çok şey var. İstediğim çok şeyde var tabii. Ama senden bir şey isteyecek olursam benden daha fazla şüpheleneceğini bildiğim için istemeyeceğim. Ah, ne kadar da yazık bana!

PAPARAZZİ | Zayn MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin