28.BÖLÜM

1K 101 30
                                    

BU BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.
-KURGUDA DEĞİŞİKLİK OLABİLİR-
İyi okumalar!

Çektiğim para miktarına bakarken bunu idareli kullanmam gerektiğini biliyordum. Bankada oldukça birikmişim vardı ama idareli kullanmazsam kısa sürede bitebilirdi. Öncelikle yapmam gerekenler listesinde Hector amcamı bulmak vardı. Daha sonrasında ise kendime bir ev açabilirdim. Ve belki Zayn'i unutarak yaşamımı sürdürebilirdim. Mutlu olmayı bile deneyebilirdim belki ha?

Sık ve seri adımlarla ilerleyerek çiseleyen yağmurda ıslanmamayı diledim. Fransa'ya daha önce hiç gelmemiştim fakat gelmeyi hep istemişimdir. Hector amcamın Fransa'nın Nanterre şehrinde olduğundan haberdardım. Adını bir ya da iki kez duyduğum şehre adımımı attığımdan beri elime almış olduğum harita ile yolumu bulmaya çalışıyordum.

Bu kalabalık ve sürekli arabaların geçtiği şehirde kaybolmak olağan bir şeydi. Ve yaklaşık bir saattir yürüyordum ve artık vücudum dinlenemeye ihtiyacın var diye bağırıyordu. Belki bugün bir otelde kalabilir ve Hector amcamı aramaya yarın devam edebilirdim?

Elimdeki haritayla bana en yakın olan oteli aramaya başladım. Attığım her adımda bana küfür eden ayaklarıma aldırmayarak bitkin bir şekilde etrafıma bakınmaya devam ettim.

Sonunda İbis Nanterre La Defense adındaki otelin önünde durdum. İsmi neden bu kadar uzundu tanrı bilirdi. İçerisi lükstü. Bu demek oluyordu ki neredeyse tüm paramı buraya harcayacaktım. Yavaş adımlarla resepsiyona ilerledim ve giriş yaptım. Oyalanmadan 1026.odaya çıkmak için koridordan paytak adımlarla ilerleyerek asansörün gelmesi için altın renkli düğmeye bastım. Beklediğim bu süre bana bir asır gibi gelmişti. Asansör geldiğini belli eden tiz bir sesle açılırken beklemeden içerisine girdim. Çıkmam gereken 23 kat vardı...

Kendimi aynaya yaslayarak 23.kata varmayı bekledim. Ama asansör öylesine yavaştı ki bu sinirlerimi bozuyordu. Sonunda asansörden indiğimde kahverengiliğin yoğun olduğu koridorda yürümeye başladım. Burası fazlasıyla kasvetliydi. Sanki David'in bakışları altındaymışım gibi hissettiriyordu. Çünkü David genelde bana baktığında nefes almayı unuttuğumu ve kapalı bir kutunun içinde hapsolduğumu hissediyorum.

Ah, bu konuya nereden gelmiştik?

Bana ait olduğunu düşündüğüm 1026.odanın önünde durup, kapısını elimdeki kartla açtım. İçeriye girip kapıyı ayağımla kapatıp, kartı duvardaki saçma sapan aletin üzerine yerleştirerek tüm ışıkların açılmasını bekledim.

Işıkların hepsi açılırken odaya bir göz geçirdim. Genellikle altın sarısı tercih edilmişti. Ve bu bana göre hala kasvetliydi. Derin bir nefes vererek kendimi yatağa attım. Şu saatten itibaren yeni bir hayat için başka bir sayfa açmıştım.

Gözlerim duvarda herhangi bir saat aramak için dolanırken, bir saat bulmamam çok aptalcaydı. Bu kadar lüks bir otelde saat olması gerekmez miydi? Hala arka cebimde bulundurduğum telefonuma uzanmaya devam ederek ne kadar zorlansam da alabilmiştim.

Telefonumu açmak için başındaki düğmeye basılı tutarak bekledim. Telefonum yavaşça açıldığında saatin kaç olduğuna baktım. Neredeyse gece ikiye geliyordu. Telefonu küçük komodinin üzerine bırakarak rahat bir şekilde uyumak için gözlerimi kapattım.

_____

Kapının üst üste çalınmasıyla korkuyla uyandım. Işıkları açık unuttuğumu gözlerimin kamaşmasından anlamıştım. Perdeler kapalı olmasına rağmen güneş ışınları ısrarla içeriye girmeye çalışıyordu. Esneyerek komodinin üzerinde açık bıraktığım telefonumu elime alıp saate baktım ve yüzümü buruşturdum. Saat sekizdi ve ben en son liseye giderken bu kadar çok erken kalkmıştım. Ben buna bakarken kapım tekrar ve tekrar çalınmaya devam ediyordu. Ve hiç nazik olmayan bir şekilde olduğunu söyleyebilirim. Bu saatte kim olabilirdi ki? Ah, o her kimse bunun hesabını bana verecekti!

PAPARAZZİ | Zayn MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin