3. BÖLÜM: "[ REST ]"
PVRIS - Use me not
Hezil'in benim için bulduğu işi düşünmemeye çalışıyordum. On yedi yaşındaki benim yarı zamanlı yapabileceği, aynı zaman da faturalarımı da ödeyebileceğim pek fazla iş yoktu. Olanlar da yasal değildi. Uyuşturucu satıcılığı, Striptiz, ve barda temizlik görevlisi gibi çalışmak. Ben de sonuncuyu seçtim.
"Bu harika," diye şakıdı Hezil. "Sen bir dansçısın. Balerinler de bu işi yapabilir. Bu akşam bir açılış var. Üçüncü dansçı olabilirsin." Diye mırıldandı, suratımdaki ifadeyi görünce sesi git gide kısıldı. Kastettiği imayı görmezden geldim.
"Geceliği ne kadar?" Hezil anlamayarak bana baktı.
"Ne, ne kadar?" diye mırıldandı.
"Para, Hezil. Ne kadar para?"
Yüzü aydınlanırken bar masasından bana doğru eğildi. "Yapacak mısın, yani?"Bu akşam çok kazanabilirdim. Büyün kaygı ve huzursuzluğumu aklımın derinliklerine doğru iteledim. Paraya ihtiyacım vardı ve barda yardımcı bir görevli gibi çalışmak en mantıklısıydı.
"Orada olacağım. Yani gecede burda olacağım."
Klüpten ayrılırken buranın şehirdeki diğer mekânlara göre çok daha iyi olduğunu düşünüyordum.
Fuat Arsel'in okulumda belirdiği an bütün gün beni rahatsız edip durmuştu. Eğer laptopum ve telefonumda internetim olsaydı adamı çoktan Google'da araştırıp, sosyal medya hesaplarına bakardım ama laptopum bozulmuştu. Saçmaydı ama bu adamın herhangi bir yerden çıkmasından korkuyordum. Neden benim vasim olduğunu düşünüyordu? Karşılaştığımızda bir anlığına yıllardır görmediğim babam olabilir diye düşünmüştüm ama belgeler de babamın da vefat ettiğini gösteriyordu. Annem babamdan hiç bahs etmezdi.
"Bana babamdan bahset anne!" Diyerek annemi zor durumlara soktuğumda aklına gelen ilk ismi söylemişti. "Demir."
Bu isim bana hep uydurma gibi gelmişti sanki annem aklına ilk gelen ismi söylemiş gibi. Annemin acısı hiç geçmeyecek bir yara gibiydi; sabahları kalktığımda ilk aklıma gelen ne kadar özlediğimi hissediyordum. Aynaya baktığımda onu görüyordum. Kızıl saçlarım onun aynısıydı. Ben aynaya baktığımda bile onu özlüyordum. Annem bana karşı hep dürüsttü.Böyle bir durumda Fuat denen adam babam olamazdı. Fuat Arsel'i aklımdan çıkardım çünkü bu akşam ilk defa bir arkadaşımın torpiliyle barda çalışacaktım, reşit olmamama rağmen. Yakalanacak olursam gideceğim yer belliydi.
Klüp tıka basa doluydu. Masalar ve giriş katındaki oturma alanları da doluydu ama VIP alanının olduğu asma kat boştu.
Soyunma odası arkadaydı ve girdiğimde içerisi fazlasıyla kalabalıktı. Yarı çıplak kadınlar odaya girdiğimde bakışlarını bana doğru çevirdiler. Bazıları başıyla selam verirken bazılarıysa gülümsedi. Diğerleri dikkatlerini jartiyer kemerlerini bağlamaya veya makyajlarını yapmaya verdiler.
Sadece bir tanesi bana doğru koşturdu. "Meyçen?" Diye sorarcasına mırıldandı. Başımı sallayıp onu onayladım.
"Ben İsra. Mercan bu akşam sana işleyişi göstermemi istedi."
Yerçekimine karşı savaşı kaybetmiş anaç biriydi. Beni kıyafetlerin olduğu metal askılara yönlendirirken oldukça yardımcı olmuştu. O ortadan kaybolup, diğer dansçıların yanına gittiğinde, bi başıma kalıp bu yaptığım bir hata mı diye düşünmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REST
Teen FictionMeyçen, her ne olursa olsun hayatta kalmayı bilen biriydi. Tüm hayatını annesinin peşinde, oradan oraya sürüklenerek ve bir gün bu karanlık çamurun içinden çıkacağını umarak geçirmişti. Ta ki gerçek ailesi ortaya çıkana dek. Meyçen'i, görkemli malik...