19. BÖLÜM: RESTTüm gün evin etrafını gezip, keşfetmekle geçirdim. Havuzun etrafını saran camdan bir ev vardı. İçinde; sandalyeleri ve ufak bir mutfağı olan havuz evi. Bir merdiven sahile doğru açılıyordu. Çok güzeldi.
Hayatımın böylesine tersine dönüştüğüne inanmam çok zordu. Yapmam gereken tek şey Reha, Emeç ve Giray'la iyi anlaşmaktı. En azından burada kalacağım iki yıl boyunca. Giray'ı en son partide görmüştüm. Eve çok sık uğramıyordu. Arden ve Aryen'i dahil etmiyordum çünkü onlar kuzen olan taraflardı. Aryen'i sadece okulun ilk gününde güney çim sahasında arkadaşlarıyla uzaktan görmüştüm ve bir kez Ala'nın onun hakkında söyledikleriyle havuzda yüzerken görmüştüm. İlerde, hatta şimdiden ünlü bir futbolcu olduğu için pek görmüyordum. Acaba hayal ettiğim kadar güzel miydi? Yoksa bana mı öyle gelmişti. Fuat Amca kendi çocuklarından bile daha fazla ilgi gösteriyordu bu çocuğa.
Fuat Amca ne yaparsa yapsın ben asla bir Arsel olmayacaktım. Emeç'in koridorda hakkımda düşündükleri delilimi destekler nitelikteydi. Eve doğru yürüdüm. Emeç ve Reha ortalıklarda gözükmüyordu. Yukarıya odama doğru çıktım. Yatağımın üzerinde Fuat Amca'dan üzerinde WIFI şifresinin, kendisinin ve şöförün telefon numaralarının olduğu bir not bırakılmıştı. Kağıdın altında ufak beyaz bir kutu vardı. Nefesim kesilmişti. İphone'un son çıkan son modelini almıştı. Bununla veri tabanlarını hackleyebilecekmişim gibi hissediyorum.
Akşama kadar telefonla oyanarak, YouTube videoları izleyerek, Instagramda takılarak geçirdim.
Saat sekiz civarında Fuat Amca yemeğin hazır olduğunu söylemek için aradı. Uzandığım yataktan kalkıp, aşağıya doğru yola koyuldum. Fuat Amca'yı ve yanındaki genç sevgilisi Ala'yı geniş bir avluda buldum. Beni görünce gülümsediler.
Onlara katıldım. Yemek yerken Ala'nın kötü olan huylarından birini daha gördüm. Aslında en baştaki sebep Aryen denen çocuğa fena şekilde sarmasıydı. Ama Fuat Amca'yı çok güzel tuzağa düşürebiliyordu. Hani şu askeri uçakları tasarlayan bir şirketi yöneten adam. Türkiye'nin bu anlamdaki en büyük şirketlerini yönetiyordu. ASELSAN'la büyük bağlantıları vardı.
"Sana daha fazla brendi doldurayım mı, tatlım?" diye teklif etti Ala.
Brendi mi?
Fuat Amca'nın kadehi zaten doluydu.
"Hayır, böyle iyiyim," diyerek hafifçe gülümsedi. "Benimle yemek yiyen iki güzel hanımefendi var ve Singapore Air ile mükemmel bir anlaşma imzaladım."Fuat Amca'nın başarıları beni de hayrete düşürüyordu. Yurt dışı içinde uçak tasarladıklarını söylediğini hatırladım. Singapur vay be. Bunu rüyamda bile göremezdim.
Ala ellerini çırptı. "Harikasın. Sana ne kadar harika olduğundan bahsettim mi?"
Öne eğilip kendini Fuat Amca'ya yapıştırdı. Fuat amca uzaklaşmadan önce hızlıca benim tarafıma baktı. Ala hayal kırıklığıyla geri çekildi. Bunu benim önümde yapmaları midemi bulandırmıştı. Ama umursamamaya çalışarak yemeğimi yemeye çalıştım.
"Büyük kırmızı etlerin hepsi çok kalorili." diye beni bilgilendirdi Ala.
"Meyçen'in buna dikkat etmesini gerektirecek hiçbir şey yok." diye uyardı sertçe Fuat Amca.
"Şu anda değil. İlerde pişman olacaksın," diye uyardı Ala.
Yemeğime ve birde Ala'nın zarif fiziğine baktım. Sanrım o da benim gibi aynı yerlerden geliyordu. Bu hayata ait değildi. Fuat Amca'nın cömertliğinden faydalanıyordu ve büyük ihtimalle yarın daha az güzel gözükürse, terk edileceğinden korkuyordu. Kaygılarının doğru mu, yoksa yanlış mı olduğu konusunda emin değildim. Uzun süredir tanımıyordum onları.
"Teşekkür ederim."Fuat amca kıkırtısını bastırmaya çalıştı. Ala'nın ifadesinden kırgın bir ifade geçti ve ben kendimi kötü hissetmeye başladım. Ne kadar onaylanmayacak yönleri olsa da buradaki Hilye'den sonraki en yakın davranan kişiydi. Onu incitmiştim ve şimdi de beni dışlıyordu. Fuat Amca'yla ben onlara katılmadan önce gittikleri bir parti hakkında konuşuyorlardı.
"Meyçen'e aileye hoşgeldin partisi vermeyi düşünüyorum." diye önerdi Fuat Amca beni konuşmaya dahil etmeye çalışarak. Fuat Amca beni o gece klübündeki işten çıkardığından beri bana çok iyi davranıyordu. Ama okuldaki züppelerle parti mi?
Çatalımı tabağa bıraktım. "Partiye gerek yok." diye mırıldandım.
Ala başını Fuat Amca'nın gergin omuzlarına yerleştirdi. "Fuat endişelenme, Meyçen istediği zaman arkadaş edinecektir, değil mi tatlım?"
Başımla onu onayladım. "Evet"
Ve en güzel gülümsememi takındım. Bana aynı şekilde karşılık vermişti, işe yaramıştı. "İyi o zaman, parti yok."
"Fuat çok iyi değil mi?" Hareketleri gittikçe sahiplenici bir hal almıştı. Kendi bölgesini korumaya çalışıyor gibiydi. "Umarım yakında bir yere gitmek zorunda kalmazsın."
"Kimse Meyçen'i bir yere gönderemez. O artık bir Arsel."
"Gerçekten mi? O Demir'in kızı değil mi?" Bize söylemediğin bir şey mi var?" Derken Ala'nın sesi titredi.
Fuat Amca tokat yemiş gibi oldu. Ben de oldukça şaşkın hatta kızgındım. "Ne elbette hayır. O Demir'in kızı.. ama o." Fuat amca güçlükle yutkundu. "Demir artık aramızda değil. O yüzden Meyçen artık ailemin bir parçası; tıpkı bana bir şey olsaydı çocuklarımın Demir'in bir parçası olacağı gibi."
Bu açıklama beni de rahatlatıp aynı zamanda üzdü.
"Tabi. Başka bir şey ima etmiyordum bende." Her kelimeyle Ala daha çok yaklaşıyordu ona.
Hemen masadan kalkmam gerekiyordu.
"İçeri girip bir şey.." Lafımı bitirmeye gerek duymadım çünkü, Ala çoktan Fuat Amca'nın kucağındaydı. Onları faltaşı açılmış gözlerimle izliyordum.
"Burda olmaz Ala." Bakışları bana çevrilmişti. Hızlıca o ortamdan kaçmaya başladım ve arkamdan Ala'nın konuştuğunu duydum.
"Kız on yedi yaşında. Eminim sevişmek hakkında bir şeyler biliyordur. Bilmiyorsa da oğulların onun masum gözünü yakında açar."
Ağlamamak için sertçe yutkundum. Bu son sözü canımı yakmıştı fena halde. Ben içeriye kaçarken Reha aşağıya iniyordu. Kahretsin.
Ardıma bakarken bahçede olanlardan pek etkilenmemiş görünüyordu."Arsel sarayına hoşgeldin." Yüzünde haylaz bir gülümseme belirdi ve yanımdan geçip bahçeye doğru bağırdı. "Önlem almayı unutma. Ailede daha fazla gayrimeşru çocuğa ihtiyacımız yok."
Sinirle derin bir nefes aldım. Bugünlük kotam dolmuştu. "Daha ne kadar gıcık olabilirim, diye ders falan mı aldın? Yoksa bu senin doğal halin mi?
Reha bir an tereddüt ettikten sonra alayla güldü. "Benimle takıl, sana doğal halimde ne kadar iyiyim gösteririm?"
"Yok, istemez." Olabildiğince sakin bir şekilde yanından geçtim ve merdivenlere kadar koşmamayı başarabildim. Yatak odama varınca kendime burda kalma nedenlerimi defalarca hatırlatmak zorunda kaldım. Eski hayatımı hatırlamaya çalıştım. Sadece iki yıl kalıp gidecektim.
#REST
Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.
Sevgilerle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REST
Teen FictionMeyçen, her ne olursa olsun hayatta kalmayı bilen biriydi. Tüm hayatını annesinin peşinde, oradan oraya sürüklenerek ve bir gün bu karanlık çamurun içinden çıkacağını umarak geçirmişti. Ta ki gerçek ailesi ortaya çıkana dek. Meyçen'i, görkemli malik...