10. BÖLÜM

1.6K 71 8
                                    





                          10. BÖLÜM: REST

Kendimizi özel tasarımların yapıldığı butiklerin fahiş fiyatlara satıldığı bir yerde bulduk. Herhangi bir şey almak bile istemiyordum, ama tam bu anda Ala devreye girip kucak dolusu kıyafeti satıcıya uzatıyordu.

Bir ayakkabı için 1500 dolar mı? Altından mı yapılmışlardı. Hesaplayınca 12.000 Lira ettiklerini fark ettim.

Kafayı yemiş olmalıydılar.Çok fazla çanta ve kutu vardı. Bunların siyah Suv'a girmeyeceğinden korkuyordum. Onuncu mağazadan sonra yorgunluktan ölüyordum ve Ala da yorulmuşa benziyordu.

"Sen işini bitirirken ben burada oturup soğuk içeceğimin keyfini çıkaracağım." Kadife bir sandalyeye çöktü ve mağaza satış görevlisine el salladı, kız koşturarak yanında bitti.

"Size ne ikram edebilirim?" Ala'yı tanıdığı açıktı. Sürekli gelip gittiği bir yer olmalı diye geçirdim aklımdan.

"Bir mimoza." Bana elini salladı, avucunda siyah kredi kartı vardı. "Hadi git de bir şeyler al. Eve bir bağaj dolusu şeyle dönmezsen Fuat kızacaktır."

"Ama ben.." diye mırıldandım. Ben ne yapacağımı kesinlikle bilmiyordum. Burada? Kıyafetlerin hiçbir normal hayatta giyeceğim şeyler değildi. Ala benimle ilgilenmeyi bırakıp satış görevlisiyle sonbaharın trend kumaşının gri flanel mi yoksa gri tüvit mi olacağı yönünde bir tartışmaya girmişlerdi. Ve Ala kendisine sonbahar/kış kreasyonlarına bakmak için satış görevlisiyle dergilere bakıyordu. Kesinlikle benim anlamadığım bir dil konuşuyorlardı.

İsteksizce kredi kartını elime aldım. Bu bugüne kadar taşıdığım tüm kartlardan daha ağır gelmişti elime. Ala nerdeyse bütün mağazaların yarısını satın almıştı ama buna rağmen kart hâlâ ret vermemişti. Sonra aklıma elimde tuttuğum şeyin Siyah kart olduğu geldi. Üzerinde American Express sembolü vardı. Şu ünlü olan sunduğu ayrıcalıkların fazla olduğu kart.

Gidip birkaç şey daha alırken fiyatları karşısında titredim ve açıkçası şöför bizi almaya geldiğinde rahatlamıştım.

SUV'a bindiğimizde Ala durmadan konuşuyordu. Aldığım bazı şeyleri, mükemmel bir görüntüye ulaşmak için nasıl kombinleyeceğimi anlatıyordu. Bazı önerileri beni güldürdü. Ala çok komik ve eğlenceliydi. Fazla heyecanlı ve abartılıydı ama Fuat amca'yla ilişkileri konusunda biraz haksızlık ettiğimi düşünmeye başlamıştım. Emeç'in ve diğer arkadaşlarının da haksızlık ettiğini düşünüyordum.

"Bıraktığın için teşekkürler." dedim malikânenin önüne geldiğimizde. Şöför, Ala arabadan çıkıp merdivenlere yönelirken yardım etti ve ben de onları takip ettim.

Bütün bunlar bana kendimi tuhaf hissettirmeye başlamıştı. Bir iş bulmam gerekiyordu. Belki gerçek arkadaşlarım olursa kendimi yeniden normal hissedebilirdim.

Hayalimdeki hayatta malikâneler, acımasız kızlar ve özel tasarım markalar yoktu. Hayatımın şirazesi biraz fazla kaymıştı.

Antrede bizi bekleyen Fuat amcayı görünce şaşırdım, bizi bekliyormuş gibiydi. Ala Fuat amca'yı görünce kendini onun kucağına attı. "Sevgilim. Çok eğlendik!" Fuat amca başını sallayarak, "Sevindim," diye mırıldandı.

Fuat Amca bana baktı. "Aryen'le tanışmamıştın değil mi? Bu öğleden sonra bize geldi." Aryen onu okulda Beste'nin yardımıyla görmüştüm.

"Aryen mi?" Ala'nın bakışlarındaki hayranlığı ve sesindeki tonu fark edince korkuyla ona baktım. Gözleri parlıyordu. Böyle bir bakışı ancak aşk hatta daha başka bir şey diye nitelendirirdiniz.

Ala devam etti. "Onu ne zamandır görmüyordum." Fuat amca onu cevaplarken, "Uzun zamandır maçlara çıkıyor. Yoğun antremanlardan dolayı uğramıyor."
Fuat Amca'yla evin arka bölümüne, çimlerle çevrelenmiş, çok güzel mavi beyaz mermerlerle dekore edilmiş havuza doğru takip ettim. Kalbim çok hızlı atıyordu.Havuzun içinde, suyu keskin kulaçlarla kesen bir çocuk vardı. Yüzünü görmüyordum. Yanımdaki Ala iç çekti. Belki de başka türlü bir inlemeydi. İnanamayarak ona baktım. Bakışımı fark etmemişti. Aryen'in sporcu bronzun her tonunda parlayan tenini ve geniş omuzlarını ve yüzücü vücudu buradan belli oluyordu.

Ala'nın Aryen ismini duyunca neden heyecanlandığını anlayabilmiştim. İki kulaç sonrasında Aryen sudan çıktı.

"Amca."

Bize doğru yaklaşırken nefesimi tuttum. Siyah dağınık saçları su yüzünden alnına yapışmıştı. Gür kirpiklerinin altında koyu renk gözleri vardı. Siyah saçları tenine çok yakışıyordu. İnsanı heyecanlandıran bir görünüşü vardı. Bana olan bakışları anlaşılmazdı onun karanlık gibi duran bakışlarına daha fazla bakamayarak gözlerimi kaçırdım. Hormonlarım vücudumu ele geçiriyordu sanki istemeye istemeye birinden hoşlanmak neydi böyle?

Fuat Amca kolunu omzuma koyarak, "Bu sana bahs ettiğim Demir'in kızı Meyçen."

Aryen'in karanlık tuhaf bakışları üzerimde gezindi. "Demek onu buldun." Ses tonu imâlıydı ve Emeç gibi onun da benden hoşlanmadığı hissine kapıldım.

"Buldum."

Hakkımda ben yokmuşum gibi davranmaları sinir bozucuydu. Fuat amca beni ileri doğru ittirdi Aryen'e doğru. "Seninle tanıştığıma sevindim, Aryen." dedim kuru bir sesle.

"Bende." Elimi sıktığında aramızda sanki tuhaf bir şey vardı, sesindeki soğukluğa ve elindeki buz gibi ısıya rağmen sanki tenime elektrik girmiş gibi yanıyordum. Fuat Amca'ya döndü. "Birkaç arama yapmalıyım. Sonra görüşürüz."

Yanımızdan geçip gitti ve uzaklaşmasını izlerken Ala'nın bakışlarındaki bir şey beni öfkelendirdi. Gözlerinde bir şeyi almak isteyip de alamadığınızda oluşan o açlık vardı. Aryen bahs edildiği gibi biriydi işte.

Fuat Amca farkında değil gibiydi. Ala'nın bakışları aklımdan çıkmıyordu. Fuat Amca'nın yeğenine farklı bakıyordu. Bunu gören bir tek ben miydim?




Oy vermek ve yorum yapmak unutulmasın.

SEVGİLERLE!

RESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin