7. BÖLÜM: [REST]Fuat Amca, arabayla beni yeni okuyacağım okula götürüyordu. Fuat Amca'yla arka koltukta oturuyordum. O projelerini andıran bir yığını karıştırırken, bense dışarıya bakıp bu sabah Emeç'in odama girişini düşünüyordum.
Yirmi dakika geçtikten sonra Fuat Amca sonunda başını işimden kaldırabildi ve bana özür diler gibi gülümsedi. "Özür dilerim, arayı kapatmaya çalışıyorum. Bir süredir işlere ara verdim. Heyet işlerin bir an önce toparlanmasını istiyor. Bir süredir izinliyim de."
Ne için izin aldığı hakkında tahmin yürüttüm. Babamla ilgili işlerle ve bir sürede beni bulmakla uğraştığını söylemişti. Babam hakkında bir sürü sormak istiyordum. Bir yandan da onu tanımak istemiyordum. Sanki tanımaya çalışırsam gerçek birine dönüşecekti. Hatta gözümde çok iyi biri bile olabilirdi. Bu düşüncelerden uzaklaşmak için soru sormaya karar verdim.
Kağıtları işaret ederek, " Onlar ne? Yeni tasarladığınız uçağın planları mı?"
Başıyla beni onayladı. "Yeni bir savaş uçağı tasarlıyoruz. Yurt dışı için."
Demek sadece uçak tasarlamıyorlardı. Askeri standartlara uygun uçaklarda tasarlıyorlardı.
"Ve benim babam.. yani Demir Ören. O da mı sizin gibi tasarlıyordu?"
"Daha çok test etme ve son kontrolleriyle ilgileniyordu. Uçmak onun için bir tutkuydu."
Babam uçak uçurmayı seviyordu demek. Onun hakkında ölümünden sonra öğrendiğim ilk şeydi. Hiç tanımadığım biri için üzülüyordum. Hemde çok fazla iç acıtıcıydı. Üçüncü sayfa haberlerinde görüp geçebileceğim bir haber nasıl da bu kadar ilgimi çekiyordu. Bu tür haberleri hep görüp anlık bir hüzne kapılırdım. Ama babam söz konusu olunca enkazı düşündükçe delirecek gibi oluyordum.
Saniyelerle yanmak. Bile bile yanmak. Her an ölebileceğini bilerek uçmak. Ben babamın tersiydim. Çok garanticiydim bir kere. Yükseklik korkum bile vardı, birbirimize taban tabana zıttık ben en kısa mesafede bile bir adım atamazken o göklerden vazgeçememişti ve bu onun ölümünü getirmişti.
Sesizleştiğimde Fuat Amca'nın sesi yumuşadı. "Onun hakkında bana istediğini sorabilirsin, Meyçen. Seve seve hepsini cevaplarım. Babanı herkesten daha iyi tanırdım."
"Onu tanımak istediğimden emin değilim," diye belirsiz bir cevap verdim.
Derin bir iç çekti. "Peki. Sen ne zaman kendini hazır hissedersen anlatırım."
Babam hakkındaki bütün düşüncelerim yol boyunca yavaş yavaş yerini başka şeylere bıraktı. Kapıdan geçip sarmaşıklarla kaplı bir binaya yönlendiren taş döşeli yolu takip ettik. Arabadan çıktığımızda etrafımıza baktım. Yabancı özel lisenin önünde duruyorduk.
"Bir yere kaybolma," dedi Fuat Amca şöföre doğru. " Gitmeye hazır olduğumuzda seni çaldırırım."
Siyah SUV yolun en sonundaki park kapısına doğru gözden kaybolmuştu. Fuat Amca bana dönerek konuştu. "Müdür bizi bekliyor."
Geniş basamakları tırmanıp kapının önüne kadar onu takip ederken hayretler içerisindeydim. Okulun her yerinden elitlik ve ayrıcalık akıyordu. Özenle kesilmiş çimler ve büyük bahçeye bakıyordum. Şuan kimse yok gibiydi herkes sınıflarında olmalıydı. Uzaktaki büyük sahalardan birinde üniformalı çocukların futbol oynadığını görür gibi oldum.
Fuat Amca bakışlarımı takip etti. "Herhangi bir spora ilgin var mı?"
"Hayır yani evet. Kısmen atletiğim. Dans, jimnastik o türde. Klasik bale eğitimi alıyordum bir süre öncesine kadar. Tamamlamama 1 yıl kalmıştı." Kelimeler istemsizce hüzünle çıkmıştı ağzımdan. Bale on iki yıllık bir eğitimdi bırakmayı hiç istememiştim, hem de bu kadar bitirmeye yaklaşmışken. Pointlerimle vedalaşmam çok zorlu olmuştu. Ama pahalı bir sanattı ve tek başıma devam ettirememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REST
Подростковая литератураMeyçen, her ne olursa olsun hayatta kalmayı bilen biriydi. Tüm hayatını annesinin peşinde, oradan oraya sürüklenerek ve bir gün bu karanlık çamurun içinden çıkacağını umarak geçirmişti. Ta ki gerçek ailesi ortaya çıkana dek. Meyçen'i, görkemli malik...