İnanamayarak vücudunu bir kez daha kontrol ettiğine "N-Nasıl..." dedi şaşkınlıkla. "Bir şekilde vücudum bu güç kullanıma karşı direnç gösteriyor."
Klaus bu durumun nedenini anlayamasa da zar zor ayağa kalkarak Kral Theo'nun savrulduğu noktaya baktı. Tek bir adımını atar atmaz, toprak adeta ayağının altından kaydı ve hızla Kral Theo'nun önünde belirdi. Zamanında Kaos Getiren ile yaptığı çalışmalar meyvesini veriyordu.
Ateş Kralının önüne geldiğinde Ateş Kral Theo'nun az önce ki öfkesi ve kararlığı yerini korku ve tereddüte bırakmıştı. Ateş Kralının bu halini gören Klaus, şeytani bir şekilde gülümsedi.
Bu sefer Klaus elini kaldırarak avucunun içerisinde gök mavisi renginde ki Gök Ateşlerini oluşturdu.
"Sen ateşi seven bir arkadaşa benziyorsun." dedi ve avucunun içerisinde kızgın bir şekilde yanan Gök Ateşlerini Ateş Kralı Theo'ya doğru yaklaştırdı. "Soruna gelecek olursak, oldukça zır deli birisi ile karşı karşıyasın Kralcık. İzin ver sana gerçek Ateş nasılmış göstereyim."
"H-Hayır... Dur! Açıklamama izin ve-" Kral Theo'nun her bir sözünün öfkesini daha da harladığını fark eden Klaus, adamın sözlerini bitirmesine izin vermeden avucunda Gök Ateşleri yanan elini hareket ettirdi.
Klaus, en ufak bir acıma olmadan Gök Ateşlerini serbest bıraktığında gök mavisi renginde ki alevler, Kral Theo'nun vücuduna tüm şiddetiyle çarptı. Her ne kadar bir Ateş Büyücüsü olsa da Gök Ateşler karşısında direnemediği belli oluyordu.
Sadece saniyeler geçmesine rağmen Ateş Kralı Theo'nun vücudunda yer yer ciddi yanıklar oluşmaya başladı. Kral Theo'nun acılar içinde bağırması, Klaus'un hoşuna gitmişti. Şeytani bir şekilde gülümseyerek ateşleri devam ettirse de girdiği duygu durumunu fark ettiğinde şaşkınlıkla elini geri çekti ve bir kaç adım geri çekildi.
Dumanlar çıkan elini kaldırdığında, göz ucuyla yerde acıyla kıvranan ve hala daha Gök Ateşleri ile yanan Kral Theo'ya baktı. Bir kez daha Kral Theo'nun Gök Ateşleri ile yanmasının ve acıyla kıvranmasını izlemenin hoşuna gittiğini fark etti.
Bu durum kendisi için bir ilkti. Yeni tanıştığı birisinin acı çekmesi hoşuna gidiyordu ve buna engel olamıyordu. Sadece bu durumu sorgulayabiliyordu. Bunun nedenlerini düşündüğünde aklına sadee Kral Theo'nun hanedanı ve ablası hakkında alaycı bir tavır sergilemesi olmuştu.
Bir süre bunu düşünse de bir sonuca varamamış ve zihin gücüyle Kral Theo'nun zihnine bir kez daha girmişti. Klaus'un zihin gücü, ona Kral Theo'nun konuşurken yalan söylemediğini gösteriyordu. Ya gerçekten buna inanıyordu ya da gerçekten Kraliçe Sophia'yı yenerek Maxwell Ateş Krallığının bölgesinde Flame Krallığını kurmuştu.
Bu durumu öğrenmek zorunda olduğunu hisseden Klaus, odağını Kral Theo'ya çekti. Kral Theo hala daha cayır cayır yanmaya devam ediyordu. Gök Ateşleri kullanıcısının emri olmadan asla sönmeyen bir ateş türüydü. Boşuna Gök Ateşlerine diyarların en güçlü alevleri denmiyordu.
Bu kadar acı çekmenin yeterli olacağını düşünen Klaus, elini sallayarak Gök Ateşleri durdurdu. Gözleri kendine Kral diyen Theo'ya gittiğinde vücudunun üst bölümünde ki kıyafetlerin yok olduğunu, yüz ve göğüs bölümünde ciddi yanıklar oluştuğunu fark etti. Hatta bir kaç yer kapkara olarak adeta küllere dönmüştü.
Çektiği acıdan dolayı yüz ifadesinde öfke ve acı duyguları belirmişti. Bu yüz ifadesini görmek, Klaus'un onu tamamen küle dönüştürme fikrini zihninde güçlendiriyordu. Bu duyguların zihnini ele geçirmeye başladığını hisseden Klaus, kafasını sallayarak bir kaç adım geri çekildi. Sanki zihni ona oldukça yabancı gelen duygular tarafından manipüle ediliyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kaos Ateşi
ФэнтезиMutlak Safkan ve Ejderha Kral olarak bilinen Klaus Maxwell'in ölümüyle tüm diyarı derin bir hüzün dalgası sarmalamıştı. Fakat bu bile beklenen savaşları ertelemeye yetmemişti. Ejderha Kral'ın ölmesi ile başlayan istila dalgaları ve Kutsal Tanrılara...