Başkentin yolunun yarısına kadar gelen Klaus, göğsünde hissettiği keskin acı ile tüm güçleri aniden kapandı ve 1000 metre yükseklikten olduğu gibi yere düşmeye başladı. Ne kadar denese de güçlerini geri aktif edemediği gibi kanatları da zihnine cevap veremez durumdaydı.
Hiç bir gücünü kullanamadığı için meteor gibi yeryüzüne çakılan Klaus, 10 metrelik derin bir krater oluşturdu ve şiddetli bir şok dalgasını çevresine yayarak çevrede ki tüm ağaçları ve bitkileri dümdüz etti.
Oluşturduğu kraterden zar zor ayağa kalkan Klaus, elini kalbinin üstüne koyarak acıyla sıktı. Kalbinin olduğu bölgede öyle bir acı vardı ki, güçlerini tekrar kazandığından beri böylesine bir acı hissetmediğin düşündü.
İlk başta bu acının ölümden dönmenin bir sonucu olduğunu düşünse de, daha önce ölümden dönmüşlüğü vardı ve diğer dönüşlerinde bu tip bir acıyla karşılaşmamıştı. Biraz daha düşününce bu acının ilk önce Theo karşısında güçlerini ortaya çıkarınca ortaya çıktığını fark etti.
Acının sebebini düşünmeye devam ederken, kalbinde ki acıbu sefer azalmak yerine zirve noktasına kadar yükseldi. Acıdan dolayı vücudunun kontrolünü yeniden kaybeden Klaus, sırt üstü geri düşerken gözlerinin kararması ile bilincini kaybetme noktasına kadar gelmişti.
İlk defa vücudunda ki acıyı tanımlamayadığını ve ne yapacağını bilemeyen Klaus, tereddüt içerisine düştüğünde vücudunda ki acı birden yok oldu ve vücudunda gök mavisi bir parlama oluştu.
Vücudundan yayılan gök mavisi auraya bakan Klaus, bu enerjinin büyü enerjisine benzediğini ama farklı bir enerji olduğunu gördü. Bir şekilde bu enerji acılarını azaltıyor ve kesiyordu.
Üç bin yıllık hayatında bile bu enerjiyi daha önce hiç görmediğini fark eden Klaus, bu bilinmezlik karşısında daha da strese kapıldı. Hayatında sevmediği bir şey varsa oda bilinmezlerdi. Bu bilinmezlik ile yavaşça ayağa kalkan Klaus, somurtarak oluşturduğu hasara baktı.
"Ölüyorsun Mutlak Safkan..."
Zihninde beliren ses ile birden etrafını kontrol eden Klaus, hiç bir şey görememesi karşısında tüylerinin diken diken olmasına engel olamamıştı.
Bir saat içerisinde yeterince bilinmezlik ile uğraştığını düşündüğü için "Kimsin sen!" dedi Klaus öfkeyle. Zihninde 'Daha ölümden yeni dönmüşüm ve sapığın teki zihnimde belirip ölüyorsun' diyor düşünceleri geçiyordu. Her ne kadar bu sözleri reddetmek istese de vücudunda ki enerji huzmelerinin yoğunluğunu artması sanki bu sözleri destekler gibiydi.
"Benim kim olduğum önemli değil. Önemli olan şu anda vücudunun ölüyor olması." dedi antik ses. Klaus'un zihninde ortaya çıkan her ses dalgası karşılığında bu enerjiler yoğunlaşıyordu. "Sanırım başlıyor."
"Ne başlıyor ?"
Klaus'un sorduğu soruyla derin bir nefes veren Antik Sesten bir süre ses gelmemişti. Klaus bu süreçte zihninin ve ruhunun adeta incelediğini hissetmişti.
"Zamanında yaptığın büyünün ne denli büyük ve önemli olduğunu henüz kavramış değilsin Klaus. Bir Kutsal Tanrıyı varoluştan silmenin büyük etkileri olduğu gibi büyük sonuçları olur. Bizler bu etkileri yaşarken senin sonuçları yaşaman gerekiyordu. Yaşayacağın sonuç senin varoluştan yok olman ve o şekilde kalmandı fakat hayattasın." dedi Antik Ses. Cümlesinin sonlarına doğru sanki hafif sitemli bir ses tonuna sahipti. Adeta Klaus'un hayatta olmasından memnun değil gibiydi.
"Sen Kaos'un içinde ki ölü bir adamdın Klaus. Şimdi ise hayata geri dönmenin bir kaç sonucu olacak. Bu sonuçlar ise senin seçimlerine bağlı olarak kaderi şekillendirecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kaos Ateşi
FantasyMutlak Safkan ve Ejderha Kral olarak bilinen Klaus Maxwell'in ölümüyle tüm diyarı derin bir hüzün dalgası sarmalamıştı. Fakat bu bile beklenen savaşları ertelemeye yetmemişti. Ejderha Kral'ın ölmesi ile başlayan istila dalgaları ve Kutsal Tanrılara...