Rejenerasyon enerjisi, Klaus'un tamamen izin vermesi ile daha da yoğunlaşarak tüm vücudunu kaplamaya başladı. Enerjinin vücudunu tamir ettiğini hissedebiliyordu. Fakat bu yoğunlukta geçen her saniye, içinde hissettiği kaosun daha da yoğunlaştığını hissetmişti.
Klaus daha önce rejenerasyon geçirmemişti. Nasıl bir şey olduğunu bilmese de mevcut karakterinin yavaş yavaş yok olmasıyla tecrübe etmeye başlayabilmişti. Zihni, kendine koyduğu mutlak kurallar, düşünceleri ve mantığı her biri teker teker yok oluyordu.
"Oh... Gerçekten de tüm karakterim siliniyor öyle değil mi ? Aynı bir dumanın yükselirken gökyüzüne karışması gibi..."
Rejenerasyon enerjisi Klaus'un yüzüne kadar geldikten sonra gözlerini kapayarak son adıma hazırlanmıştı ki, sağ tarafından gelen ses ile irkilmesi bir olmuştu.
"Yapma..."
Duyduğu ses ona çok tanıdık gelen bir sesti. İrkilmesi ile birlikte sağ tarafına dönen Klaus, zihninin onu kandırmadığını gördü. Sağında ona seslenen kişi biricik sevgilisi Cassie di. Okyanus mavisi gözleri ve güneş sarısı saçları ile endişeli bir şekilde Klaus'a bakıyordu. İnce ses tonunda ki acı hissedebiliyordu.
"Cassie... Ama nasıl ? Sen öldün. Nasıl bura-" dedi Klaus fakat bir an sonra zihninde ona rejenerasyonu anlatan sesin varlığını hissetti.
"O bir halisünasyon." dedi antik ses. "Zihninin savunma mekanizması. Rejenerasyon sonrası vücudun aynı kalsa da zihninin değişeceğini söylemiştim. Seni sen yapan her şey bu rejenerasyon sırasında silinecek ve farklı bir şekilde tekrar oluşacak."
Klaus, antik sesin sözleri ile bir daha asla göremeyeceğini sandığı kıza bakakalmıştı. Cassie'nin Vermillion'un saldırısı altında yok olduğu anıları dün gibi hatırlıyordu. Onun bu görünüşü ona acı vermekten başka bir işe yaramıyordu. Klaus'un gözlerinde görülen o acı tebessümün ona vazgeçirmek için orada olduğunu biliyordu.
"İstediğin o karakter sana umduğun şeyi vermeyecek Nik." dedi Cassie. "Lütfen çok geç olmadan bundan vazgeç."
Cassie'nin sözlerinden sonra kendisini onun önüne giderek ona daha yakından bakarken bulan Klaus, Her ne kadar zihninin bir oyunu olsa da gerçek sevgilisini ne kadar fazla özlediğini fark etmişti.
"Üzgünüm Cass..." dedi Klaus ve zihninde ki varlığa döndü. "Rejenerasyon ile yüzümü de değiştirebilir miyim ?"
Klaus'un sorusu ile antik sesin varlığını şaşkınlığa uğrattığını durduğu yerden hissedebilmişti. Bir süre boyunca ormanda yankılanan kuş sesleri ile birlikte zihninde fırtına öncesi sessizlik oluşmuştu.
"Yapacak olduğunu düşündüğün onca şeyin Niklaus Maxwell ile uyuşmadığını düşünüyorsun. Diyarın Mutlak Safkan ismini iyi bir şekilde hatırlamasını istiyorsun." dedi antik ses anlayışlı bir ses tonuyla. "Değil mi ?"
Bu tamamen doğruydu. Bu yüzden Klaus onu sessizce onaylamıştı.
"Diyar için Niklaus Maxwell 15 yıl önce Diyara barış ve huzur getirmek için ölmüştü." dedi Klaus yağmaya başlayan yağmura bakarak. "Bırakalım da öyle kalsın."
"Pekala... İstediğin gibi olsun."
Antik sesin sözlerinden sonra Klaus, son kez zihninin oluşturduğu Cassie'ye baktı. Ona bakmak bile kendisine acı veriyordu.
"Özür dilerim Cass..." dedi Klaus. Onun gerçek Cassie olmadığını bile bile. "Sevdiklerimin başına gelen her şeyin sebebi benim. Belki de bu benliğimin hiçliğe karışması sizler için daha iyi bir seçenektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klaus Maxwell ♕ Kaos Ateşi
FantasíaMutlak Safkan ve Ejderha Kral olarak bilinen Klaus Maxwell'in ölümüyle tüm diyarı derin bir hüzün dalgası sarmalamıştı. Fakat bu bile beklenen savaşları ertelemeye yetmemişti. Ejderha Kral'ın ölmesi ile başlayan istila dalgaları ve Kutsal Tanrılara...