14. Bölüm - En Güçlü Büyücü ?

1.2K 148 60
                                    

Diyarları istila eden iki türün Krallarını zorlanmadan yenen Klaus, işi bittikten sonra akademiye geri döndü. Fakat akademiye girmeden önce bulutların üstüne çıkarak etrafını inceledi. Kan kırmızı tüyleri olan kanatları, güneş ışığı altında birer inci misali parlıyordu.

Gözlerini kapatarak ilahi gücünü yeniden devreye sokan Klaus, tüm krallığı ilahi algısı ile kontrol etti. Shifter ve Tetrakill Krallarının yenilmesinin ardından istila orduları anında dağılmıştı. Akademi de ki orduyu ise bizzat kendisi ve Sarah birlikte dağıtmışlardı.

Düşünceleri Sarah'a geldiğinde gözlerini yeniden açan Klaus, gözlerini kısarak akademiye doğru baktı. İlahi Algısı o kadar kudretliydi ki, akademi de ki tüm canlıların ne durumda olduğu zihnine akıyordu.

Akademi öğrencileri ilk defa böylesine devasa bir işgal ordusu ile karşılaşmıştı. Fakat daha bunun şaşkınlığını yaşayamadan istila başladığı gibi bitmişti. Herkesin bahsettiği tek şey, istila sirenlerinin yaşandığı ve hemen ardından devasa bir fırtınanın gelerek tüm orduyu yıldırımlara boğmasıydı.

Bir çok kişi bunun Kraliçenin ya da Mutlak Safkan Aaron'un işi olduğunu düşünmüştü. Gelişen duruma bakan Klaus, kısık gözler ile akademiyi sorguladı.

"Akademi de kalmam için hala daha bir sebep var mı ?" diye düşündü Klaus. Vücudunda gezinen İlahi güç o kadar yoğunlaşmıştı ki, geçen her saniye Klaus çok daha kudretli hale geliyordu. Şu anda kendisi bile mevcut güç sınırlarını ve gelecekte ki potansiyelini bilmiyordu.

"Antik Tanrılar ve onların seçtiği kahramanlar hakkında bilgi almak ve mevcut Avalon'un durumunu öğrenmek için akademiye geri katılmıştım. Fakat düşününce bunları başka kaynaktanda öğrenebilirim. Akademi gizli kimliğim için çok tehlikeli."

Klaus'un söylediği kaynak Slifer'dan başkası değildi. Klaus Slifer'ı düşünür düşünmez, onun gücünün kaynağı aklına geldi.

"Ölüm Tanrısı... Slifer Ölüm Tanrısının Varisi olarak belki de Kutsal Tanrıların varisi olmadan büyük bir gücü ellerinde tutan tek kişiydi. Ölüm Tanrısının Antik Tanrılardan birisi olup olmadığını bilmiyorum fakat bunu öğrenebilirim." dedi ve doğuya doğru baktı. Doğudan Slifer'ın orijinal bedeninin aurasını hissedebiliyordu. "Tek yapmam gereken Slifer'ı bulmak." 

Fakat hemen ardından akademi de ki  bir aura onun dikkatini çekti. Kafasını çevirmesiyle Sarah'ın aurasını bulmasını bir oldu. Her ne kadar gizlemeye çalışsa da vücudunda ki İlahi Güç, Klaus tarafından hissedilebiliyordu.

"Peki bu kız kim ? Nasıl vücudunda benim gibi bir ilahi güç taşıyabiliyor ve daha da önemlisi güçlerim neden onun güçlerine bu kadar tepki gösteriyor."

 Ne yapacağına karar veremeyen Klaus, tüm vücudunu ilahi güç ile sarmaladıktan sonra görünmez hale geldi ve akademinin içerisine dalışa geçti. Fakat gittiği yön kendi evi değildi. İstikametini akademinin merkezine yönelten Klaus, çok geçmeden gösterişli bir binanın önüne geldi.

Yıllar geçmesine rağmen hala daha bakımlı olan binanın kapısında büyük harfler ile Ejderha Kral David'in anısına yazıyordu. Burası Klaus'un Avalon'a ilk geldiğinde ablası ile ilk görüştüğü yerdi. Bu kapıların arkasında boyutsal bir düzenleme ile açılan ayrık bir boyut vardı.

Klaus ilk başta ejderhalarını bu boyutta büyütmüştü. Aklına dolan onlarca anı ile bir süre boş boş kapıya bakan Klaus, kapıların büyülü zincirler ile mühürlendiğini gördü. Fakat çok fazla aldırış etmeden ilahi güç ile kaplı olan vücudu ile sanki büyülü zincirler orada değilmiş gibi kapının içerisinden geçti. 

Klaus Maxwell ♕ Kaos AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin