Bu... Bu doğum günü partisinin sahibi Ceren ve ailesi miydi yani?...
Herşey mükemmel ilerliyordu. Çünkü Ceren'e hiç gözükmemeye karar vermiştim. Eğer karşılaşırsak iyi şeyler olmayabilirdi. Bende Ceren'in doğum günü bozulmasın diye depoda durmaya karar verdim.
İki tane sandalye aldım. Karşılıklı yerleştirdim. Birine oturdum karşıda ki sandalyeye de bacaklarımı yerleştirdim. Öylece oturup telefonumla ilgileniyordum.
Birden kapı açıldı. Aylin Hanım gelmişti. Bacaklarımı sandalyeden indirip buruk bir gülümseyle ona baktım.
Bana şaşkınlıkla bakarken kapıyı kapattı. "Sen neden buradasın Bora? İçerideki misafirlere hizmet etmen gerekmiyor muydu?" biran öylece durdum. Sonra konuşmaya karar verdim.
Başımı öne doğru eğerek Aylin hanımı sandalyeye oturması için elimle işaret ettim. "Buyrun sizde oturun." Aylin hanım bana hâlâ şaşkınlıkla bakıyordu.
"içerideki doğum günü sahibi kız benim eski sevgilim. Onunla kötü bir geçmişimiz var. Bu yüzden benimle karşılaşmak isteyeceğini sanmıyorum. Tatsızlık çıkmasını istemem." Aylin hanım kafasını yere doğru eğmiş bakınıyordu. Birden kafasını kaldırıp bana baktı.
"Kızın seni sevmediğinden emin misin Bora? Belki hâlâ seviyordur??" Aylin hanıma o son cümlesinden sonra hafif gülümsemeyle baktım. Ceren'in beni sevme ihtimali bile beni gülümsetmeye yetiyordu.
"Bunu anlamak için bir yolumuz hâlâ var Bora, ve ben bunun ne olduğunu buldum." kolumdan tuttu. Deponun kapısını açıp yürümeye, arkasından da beni çekmeye başladı.
Beni içeri götürdü. Ceren'in görüş hizzasında duruyorduk. O sırada beni gördü ve durdu. Öylece bana baktı. Çok güzel bakıyordu.'Eriyip gitmemek elde değil.' Diye içimden geçiriyordum ki Aylin Hanım beni kendine çekti ve dudaklarını dudaklarıma bastırmaya başladı.
Ne olduğunu şaşırmıştım. Ama Ceren'in beni sevip sevmediğini anlamak için ona karşılık vermem gerekiyordu. Ceren bizi öyle görmeye dayanamamış olmalı ki büyük bir sinir ve hışımla lavaboya doğru gitti.
Aylin hanım dudaklarını dudaklarımdan çekip bana doğru döndü. "Çok güzel bir öpücüktü Bora. Bu eylemi tekrar edebiliriz bence."
Aylin hanımın suratına şaşkınlıkla baktım.'Ne diyordu bu? Eylemi tekrar etmek de ne? Cereni kıskandırmak için yaptığını sanıyordum.' diye içimden geçirdim.
Aylin hanıma birşey demeden yanından gittim. Lavaboya doğru ilerledim. Kızlar tuvaletinde kimse yoktu.
Biraz bekledikten sonra lavaboda kilitli bir kabinin kapısı açıldı. Ceren sessiz sessiz ağlıyordu.
Bir süre öylece onun ağlamasını izledim. Bişeyler mırıldanıyordu. "Bu şerefsizi niye hâla seviyorum ki ben?! Neden nefretim sevgimi bir türlü bitiremiyor. Neden?!" Ceren'in bu sözlerini azda olsa duymak içimi rahatlatmıştı.
Ceren lavabodan çıkmaya hazırlanıyordu ki Aylin hanım geldi. "İyi misin canım?" dibime girmişti. 'Bu hataketleri normalde erkeklerin yapması gerekmiyormu ya?' diye içimden geçirdim.
Ceren lavabodan çıkarken Aylin hanım bana daha da yaklaştı. Burnu burnuma dudakları dudaklarıma değiyordu. Ceren bizi o şekilde görünce sinirle içeri doğru babasının yanına gitti.
Ceren'e bakarken Aylin hanım eliyle suratımı tuttu ve kendine çevirdi. "Biraz da bana bak ama yakışıklı. Hep ona bakmakla olmaz."
"Ne diyorsunuz siz Aylin hanım?!" diyerek elinden sıyrıldım. Gidiyordum ki Aylin hanım yüksek sesle bana seslendi. "Yanlız artık Aylin hanım demeyi bıraksan mı canım? Hoş olmuyor. Mesela Aylinim diyebilirsin. Ya da... Sevgilim olabilir."
O bunları söylerken ben ne yapacağımı şaşırmıştım. Depoya geri gidip ne yapmam gerektiğini düşündüm. En iyisi Ceren'le konuşmaktı.
Depodan çıkıp Ceren'e doğru gittim. Bana baktığını görünce elimle gelmesini işaret ettim ve depoya doğru yavaş yavaş yürüdüm.
Topuklu ayakkabılarının sesi geliyordu. Bu sese erimemek elde değil.
Dayanamayıp arkamı döndüm. Meğerse tam arkamdan geliyormuş. Birden arkamı dönünce kendini durduramadı ve bana çarptı. " Ya ne yapıyorsun Bora?!" ona eriyerek baktım. " Ayakkabılarının sesi hoşuma gitti. Bende arkamı döndüm. Bu kadar yakın olacağını düşünmemiştim bebeğim." diyerek güldüm.
Bana kızgın kızgın bakıyordu. Onun bu hali hoşuma gidiyordu. "Beni hâlâ seviyor musun Ceren?" cevabını bildiğim için hayır dese bile inanmayacaktım. Bu saatten sonra peşini bırakırsam adım Bora değil!
Gülümseyerek ona baktım. "Hayır Bora. Senin defterin kapandı. Ben Emre'yi seviyorum." içeri gidip baktığımda Emre yoktu. Geriye dönüp Ceren'in yanına gittim.
"O zaman Emre beyler niye buraya gelmeye zahmet etmemişler. Aranız felan mı bozuk? Bak şuan çok üzüldüm." diyerek güldüm. Ceren bana sinirli sinirli baktı.
"Ya sen gitsene sevgilinin yanına! Hem merak eder seni." güldüm. "Sevgili mi? Kim? Hani ben göremiyorum... Bir dakika bir dakika sen beni kıskandın mı yoksa?"
Biran durakladı. "Ne?!... Ne kıskanması be?! Seni mi kıskanıcam ben?!"
Kendimi tutamayıp güldüm. "Öyle olsun bakalım." göz kırpıp içeri geçtim. 'sınırları zorlayalım o zaman birazcık.'
İçeri geçip Aylin Hanıma seslendim. "Aylin, bir gelir misin?" hemen yanıma geldi. "Canım. Ne o? Benim olmaya mı karar verdin? İlk defa Aylin diye seslendin." diyerek dibime girdi.
Elini yüzüme doğru uzattı. Baş parmağıyla dudağımı okşadı.'Ne meraklıymış buda bana yaa' diye içimden geçirirken dudaklarını dudaklarıma hafifçe bastırdı. Minik bir öpücükten sonra geri çekildi.
Kendi kendime 'lan ben buna bu teklifi yaparsam bu beni yer!... Düşün Bora düşün... Yapacağım yaa!... Sadece Ceren'i kıskandıracaksın Bora, sor artık şu soruyu!'
"Aylin..." güldü. " Buyur canım." korkarak dizimin üzerine eğildim ve elimi Aylin hanıma doğru uzattım.
"Aylin... Karanlık şehrime güneş olur musun?" şaşırdı. "Nee? Oha... Hiç beklemiyordum." o şaşkınlıkla tepinirken 'Ceren olmasa suratına bakmam!' diye geçirdim. Ben yalandan gülümserken o cevabını verdi.
"EVET EVET EVET..."
***********&&&&***********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN SIRRI [TAMAMLANDI✔]
Teen Fiction• +18 vardır... ******* Bazen geçmişte olanlar peşinizi bırakmayabilir...