21. Bölüm

42 25 110
                                    

=1 AY SONRA=

Artık tamamen iyileşmiş herkesi hatırlıyor durumdaydım. Ceren' imi, Alya' mı ve hatta asla hatırlamak istemeyeceğim, keşke hatırlamasaydım diyeceğim Aylin' i bile hatırlıyordum. Ha bide Emre vardı. Onu unutmamak gerek. Çünkü kardeşim Alya' yla birlikteler ve ben bunu hem bugün öğreniyorum hemde bundan hiç hoşlanmıyorum. Bula bula geldi benim kardeşimi buldu. Kesinlikle onu gördüğüm yerde vurmalıyım...

Neyse.. Bu konuyu geçiyorum ve asıl konuma geliyorum...

Hatırlıyor musunuz? Ceren' e aldığım bir kolye vardı. Aylin şahsı yüzünden kolyemi Ceren' e verememiştim. İşte bugün ona o kolyeyi vereceğim.


********


Sabah olmuş güzel kokulu yatağımdan çıkmıştım. Perdeleri açtım ve aşağı kata indim. Alya' ya birşey söylemem gerekiyordu. "Alya mutfakta mısın güzelim?" içeriden konuşma sesleri geliyordu. Alya biriyle Aşkımlı cicimli konuşuyordu. Şaşkınlıktan ve sinirdeb kalakalmıştım. Kesinlikle birazcık konuşulanları dinlemeliydim. Geldiğimi farkettirmeden dinlemeye başladım.

"Emre.. Diyorum ki bugün biryerlere gidelim sevgilim. Ne dersin? Uygun mu senin için?"...

" İşinden birazcık izin alamaz mısın aşkım yaaa?"...

"Biricik sevgilini kırıyorsun sen şuan ama."...

Alya Emre demişti. İnşallah bu Ceren' in eski sevgilisi değildir. Diye içimden geçirirken Alya konuşmayadevam ediyordu.

"Ya abimden izin alması kolay. Arkadaşlarımla buluşacağım dersem izin verir zaten. Orasını dert etme sen."...

"Ohh gidiyoruz yani öyle mi? Senle vakit geçirmek bana çok iyi gelecek."...

Daha sonraysa güldü ve telefonu kapattı. Alya arkasını döndüğünde beni gördüğüne hiç sevinmemişti. Korkar gibi bir hali vardı. Kaşlarımı çatık vaziyette yukarıya kaldırıp Alya' ya yavaş yavaş yürüdüm ve söylemek istediğim kelimeleri ağzımdan döküverdim.

"Şimdi bu Emre, benim kardeşimle benden habersiz buluşacak yani öyle mi? Bakalım ben izin vericek miyim? Hımm... Sanmıyorum."

O da ben geldikçe yavaş yavaş geri adım atıyordu. "A-abi, bak ben E-emre' yi seviyorum. Ne olursun yapma. Ben senden büyük olsaydım ve seni Cerenle ya sevdiğin kızla görüşmekten mahrum bıraksaydım ne yapardın. Demediğin laf kalmazdı. Ben sen kızarsın diye sana söylemedim. Özür dilerim. Böyle öğrenmeni istemezdim. Kızdın mı bana?"

Bu lafları söylerken bana yavru kedi gibi tatlı tatlı bakıyordu. Seviyormuş benim miniğim. Nasıl sevdiğinden ayırabilirdim ki. O bana bunu yapsa onun da dediği gibi demediğimi bırakmazdım. O yüzden ona kızgın olmamalıydım. O büyüdü ve artık kendi başının çaresine bakabilecek yaşta. Ona güveniyordum.

Kafasını tutup kendime doğru çektim ve sıkıca sarıldım. "Görüş güzelim. Sorun yok. Kendi başının çaresine bakabilecek yaştasın. Sana güveniyorum." sanırım biraz fazla sıkı sarılmıştım. "Abi az sonra öleceğim ama ben burda. Çok sıkı sarılıyorsun."

Bir anda çok fazla sarıldığımın farkıma varıp kollarımı çözdüm. Rahatlamıştı. Boğuyordum kızı az kalsın yaa.

Bu olanlardan sonra aklıma Alya' ya söylemek için geldiğim cümleyi hatırladım ve konuşmak için dudaklarımı araladım.

"Alya? Aslında ben sana bugün dışarıda Ceren ile kahvaltıya çıkacağımı söyleyecektim ama bende kafa kalmadı. Şimdi aklıma geldi de söyleyeyim dedim. Haberin olsun kahvaltıda yokum."

GEÇMİŞİN SIRRI   [TAMAMLANDI✔] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin