17. Bölüm- Aylin'in ağzından

70 48 2
                                    


O akşam, o yemeğe büyük bir sevinçle gitmiştim ama orada Ceren' i görmemle öfkem tüm bedenimi kaplamıştı.

"Bora'nın aklını o kız karıştırdı! Ondan nefret ediyorum!"

Mutfağa doğru beni çağırdığında ayrılacağını düşünmemiştim. Şok geçirmekle sinirlenmek arasında kaldım. Ama sonradan ikisine seçmeyip nefretle ilerledim. Bundan pişman mıydım? Kesinlikle hayır.

Ceren' le Bora' yı illa ki ayırmanın bir yolunu bulacaktım ama biraz düşünmem lazımdı.

Sabah değişik rüyalar görerek uyanmıştım. Saate bakmak aklıma geldiğinde yataktan kalkıp masaya koyduğum telefonuma doğru gittim. Masaya vardığımda telefonumun home tuşuna basıp ekranını aydınlattım. Saati görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

"Lan lan lann. Geç kalacağım. Hazırlanmam lazım! Dolabım nerede benim? Yanında Aylin yanında. Bu kadar bunamış olamazsın herhalde. Daha gencecik kızsın sen yahu?!"

Kendi kendime konuşurak sağ tarafımda duran dolabıma dönüyordum ki masayı hesaba katmamış olduğum için serçe parmağımı masanın ayağına vurdum.

"Offffff. Mal ben ve mal masa aynı evde olursa böyle şeyler olur tabii. Serçe parmağım çürüdü mübarek! O nasıl sertlik. Offf."

Parmağımdaki sızı devam ederken işe geç kaldığım aklıma gelmişti. Güzel giyinmeliydim. Bora' ya güzel gözükmem gerekiyordu.

Üstüme beyaz boğazlı tişört, altıma da mavi pantolonumu giydim. Tüm eşyalarımı topladım ve evden çıkmaya hazırlandım. Üstüme bir şey geçirip evden çıkacaktım. Kahvaltıda kaçtı bugün yaa!

        *Aylin' in giydiği kıyafetler*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Aylin' in giydiği kıyafetler*

Aklıma elimi yüzümü yıkamadığım gelmişti. Pasaklı gidemezdim herhalde değil mi?! Hemen lavaboya gidip bol suyla yüzümü yıkadım. Allah'tan makyaj yapmamıştım. Yoksa hepsi mahvolacaktı. Odama tekrar çıkıp kısa süreli bir makyaj yaptıktan sonra evden çıkmaya hazırdım.

Herşeyimi kontrol edip evden çıktım. İş yerime doğru yürürken Bora aklıma geldi. Acaba dün ona çok mu tehditkâr davranmıştım? Yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Yok be! Bence az bile dediklerim."

Ben bunları düşünürken iş yerime varmıştım bile. Kafemin karşısına geçip baktım.

"Bir ara bu kafenin adını değiştireceğim. Çiçek Cafe nasıl bir isim? İlk zamanlar güzel geliyordu ama şuan saçma geliyor. Bende anlamış değilim nedenini!"

Bu düşünceleri bir kenara bırakıp sevimli iş yerime girdim. Tüm çalışanlarımı kontrol ettim ve Bora dışında herkesin burda olduğunu farkettim. Çalışanım Burak' a seslendim.

"Burak bir bakar mısın?"

Hemen yanıma uçtu. "Buyrun Aylin Hanım." kulağına doğru gidip Bora' nın bu sabah ben gelmeden buraya gelip gelmediğini sordum. Burak başını iki yana sallayarak reddetti.

Birazdan geleceğini düşünüp kapının önüne doğru ilerledim. Bir süre bekledikten sonra Bora' yı gördüm. İçimden şu geçiyordu. 'İşte geliyoorr, özel harekaattt..'

Sinirli gibi duruyordu. Hızlı hızlı yürüyüp içeri birden girdi. Bende onu takip etmeye başladım. Ne olduğunu anlayamamıştım.

"Bora dursana! Nereye?!"

Yürümeye devam ederken dönmeden cevap verdi. "Odana gidiyorum. Nereye olacak?!"

Birşey söyleyememiştim. Çünkü Bora' nın ne yaptığını anlayamamıştım. Benim odama vardığımızda Bora hızlıca içeri girdi.

Ve bana boşanma dilekçesini gösterdi... Ehehe şaka şaka..

İstifa dilekçesini gösterdi ve masaya koydu. "Buyur bu istifa dilekçem. İstifa ediyorum ve gidiyorum. Bir daha sakın beni tehdit etme Aylin!"

Ne olduğunu şaşırmıştım. Ben daha idrak edemeden Bora gitmişti bile.. Koltuğuma oturdum ve olayı idrak etmeye çalıştım. 'Almıyor. bu kafa bu olayları beynimden içeri almıyor. Alamıyor.'

Olayı biraz biraz idrak ettikten sonra Bora' yı elimde tutmak gerektiğini ve onu Ceren' e bırakmamam gerektiğini düşündüm.

Nasıl aralarını bozabilirim diye düşünürken aklıma dahiyâne bir fikir geldi. Kafemde işlerimi bitirdikten sonra bu konuyu iyice düşünecektim.

Az bir işim olduğu için hepsini çabucak bitirmiştim. Oturup yaptığım planı düzenlemeye çalıştım.

"Bora' nın evine gitmeliyim. Ceren hâlâ oradaysa direk suratına ben hamileyim diyebilirim. İnanması içinde gidip hamile bir arkadaşımdan hamilelik testi isterim. Onunla giderim. Oraya ve gözüne gözüne sokarım. Zaten o saatten sonra Ceren Bora' ya yaklaşmaz. Gidip bir yalancı karın sipariş vermeliyim ki 3 aydan sonra karına ihtiyacım olacak. Neyse şimdi işe koyul bakalım Aylincim. Bora' yı biran önce elde etmen gerek."

Arkadaşımdan hamilelik testimi alıp yola koyuldum. Bir süre sonra Bora' nın evine varmıştım. Kapıyı çaldım. Tabiki kapıyı açan Ceren oldu. Yüzüme mutluluk edası yükleyerek Ceren' le konuştum.

"Imm.. Canım Bora evde mi acaba?"

Sinirli bakışlarla konuştu. "Evde değil! Pardon ama bu ne için gerekli?!" sinsice güldüm. Elimdeki hamilelik testini Ceren' in gözüne soktum ve cevabımı Ceren' in suratına suratına vurdum.

"Bora dan hamileyim tatlım!"


***************&&&&***************

Nasılsınız??

Ortalık karıştı gene dlgldflxşfl

Aylin' in sinsi planlarını öğrendik bu bölümde. Bora ve Ceren, Aylin' in gazabına uğradılar flfxkfcdl

Sizleri öpüyorum ve kaçıyorum.. 💞😂

GEÇMİŞİN SIRRI   [TAMAMLANDI✔] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin