..Bana yakın olan tabağı biraz daha Taehyun'un önüne ittirdim bugün iştahı yerinde değil gibiydi ve bu istemsizce benim de modumu düşürmüştü.
“Taehyun.” dedim hızlıca onun bir şey yemek yerine sadece tabağındaki zeytinlerle oynadığını fark edince “Bir sorun mu var?”
İlk önce neden seslendiğimi anlamadığından afallasa da kafasını iki yana salladı “Hayır,yok.” bir çırpıda söylediği şeye karşı masada uzanıp elini tuttum, o kadar dalgındı ki temas haline geçmemle aniden titremişti “Bir problem varsa bunu benimle konuşmalısın.”
Ben rahatlamasını beklerken aksine gergin bir şekilde beni alaya alır gibi güldü “Sen bir problemin olduğunda benimle konuşuyor musun sanki?”
“Hiç dinliyor musun da?” Aniden ağzımdan kaçan şeylerin aramızda bir kavga başlatabileceğini bile düşünmemiştim, Taehyun oturduğu sandalyede ağzı açık bana bakıyordu. Ona bir şey demeyeceğimi, cevap vermeyeceğimi düşünüyordu muhtemelen ama bu sınırı aşalı çok olmuştu.
Sert çıkışımla daha sonra gözlerini kapatıp kendisini sakinleştirmiş elindeki kaşığı yavaşça masaya koymuş ve gözlerime bakmıştı “Evden gitmeni istiyorum.”
“Huh?”
“Evden gitmeni istiyorum.” dedi bu sefer teker teker kelimelere bastıra bastıra “Buraya gelmemi sen istemiştin Taehyun, şaka mı yapıyorsun?! En ufak tartışmamızda heme-.”
“Bunun onunla alakası yok ben gerçekten korkuyorum.” Bu sefer ellerini kucağına koydu sesi kısılmıştı biraz önceki özgüvenli hâlinden bir anda eser kalmamıştı “Sen bir tek sen zor atlattın sanıyorsun ama Ryujin'in ölümü benim için kolay mıydı sence? Aklıma düşüp duruyor benim yüzümden neredeyse hiç tanımadığım biri katledildi. Önceden itiraz edebiliyordum kendimi ikna edebiliyordum benimle alakalı olmadığına ama artık öyle kolay olmuyor.”
Dolan gözlerini gözlerime çıkardığında “Ben.” dedi ama ağlamaya başladığı için cümlesini tamamlayamamıştı “Ben sana bir şey olmasını istemiyorum.”
“Taehyun.” Benim sesim de ağlamaklı bir tonda çıkarken oturduğum sandalyeden hızlı hareketlerle kalkıp onu da kaldırmak için yanına gitmiştim ama dur işareti yaparak durmamı sağlamıştı “Ben birini sevmeye alışık değilim, herhangi birine değer vermeye alışık değilim. Kendimi bildim bileli kendi çıkarlarımı başkalarının haklarından bile önce koydum ama şu an sana bir şey olacak diye aklım çıkıyor ve bu korkunç.”
“Korkunç falan değil.” Yüzünü avuçlarımın arasına aldığımda gözyaşlarını sildikten sonra o da bileklerimden tuttu “Ben gerçekten sana zarar gelmesini istemiyorum Beomgyu, ikimizin normal bir hayat yaşamasını istiyorum.”
“Bana hiçbir şey olmayacak Taehyun, sana da olmayacak.” Bu sefer beni durdurmasına izin vermeyip kollarımı açtım, anında bana sarılmak için yeltenmiş kafasını bana doğru yaslamıştı “İstersen gitmeye çalışabiliriz bile ama bunun buradan gitmemizle hem bizim açımızdan hem de kasaba açısından son bulacağını sanmıyorum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."