1.2

1.6K 235 248
                                    


..

Yüzümdeki gülümsemeyle yürümeye devam ediyordum, bu on dakikadır böyleydi. Sabah annemin zoruyla kahvaltı yaptıktan sonra mecburen okulun yolunu tutmuştuk. İkimiz de konuşmuyorduk onun yerine ikimizin de teki takılı olan kulaklıkta çalan müziğe odaklanmıştık. Dünden sonra onunla kulaklığımı paylaşmak bile beni hem geriyor hem heyecanlandırıyordu.

Onu öptüğümde de bu konu hakkında konusmamıştık, sanırım konuşma gereği duymamamızın nedeni ikimizin de eninde sonunda bir gün zaten bunun gerçekleşeceğini biliyor olmamızdan kaynaklanıyordu. En azından karşılık verdiğini bilmek içimdeki karamsarlığı büyük oranda azaltıyordu.

Okula girerken son şansım olduğu için hızlıca ona döndüm “Çıkışta beni beklesene.” Meraklı bakışları bana dönünce elim çekingen bir şekilde enseme gitti “Yani eve beraber yürüyelim diye demiştim.”

“Anladım.” Bana şakacı bir şekilde omuz atıp aniden koluma girdiğinde ağzımın kocaman açılmasını engelleyememiştim, zaten önceden yaptığı ve alışık olduğum şeyler olsa bile şu an daha farklı hissettiriyordu “Bu kadar gerileceğini bilsem öpmemiş olmanı tercih ederdim, hyung.”

Daha sonra koşarak sınıfına gitmişti ve ben de bahçede salak gibi dikilmekten vazgeçip Wooyoung'un yanına ilerlemiştim.

“Gerçekten mi?” Wooyoung yanındaki ilk defa gördüğüm çocuktan ilgisini çekip bana döndü “Şimdi de Taehyun mu?”

“Sus, aptal!” Şakasına kafasına vurmamla beni kolumdan tutup banka doğru çekti “Anlatsana, nasıl oldu?”

“Ne bileyim işte.” Sorduğu soru beni gerçekten de düşünmeye itse de cevabını bulamıyordum, Taehyun'dan ne zaman veya nasıl hoşlanmaya başladığım hakkında bir fikrim yoktu. İçinde bulunduğumuz durumlar o kadar farklıydı ki kaybolup gitmiştim belki de bilemiyordum “Öyle oldu bir anda.”

“Kai nasıl tepki verdi?”

Kai demesiyle dudaklarım aralık bir şekilde öylece kalakalmıştım, bunlar yaşanırken Kai aklımın ucundan bile geçmemişti.

“Tahmin ediyordu bence zaten aramızda bir şeyler olacağını.” dedim daha sonra rahat bir şekilde kendimi geriye atarken “Çok büyük bir tepki vereceğini düşünmüyorum.”

Wooyoung'a bu kadar yakından bakınca şimdi göz altlarındaki kapattığı morlukları fark edebiliyordum, neredeyse yüz kaslarını kontrol etmekte zorlanıyor gibi duruyordu bu kadar mı uykusuz bırakmıştı kendini.

Wooyoung, iyi misin?” Sormamı beklemediği için kaşları yavaşça yukarı kalktı “Evet.” dedi hızlıca “Neden olmasın?”

“Biliyorsun, Ryujin.” Bu konuyu şimdi tekrar açmam ne kadar doğruydu bilmiyordum ama Wooyoung'u bir şekilde teselli etmek istiyordum gözleri gerçekten de boş bakıyordu ve bu kesinlikle alışık olduğum neşeli Wooyoung değildi “Siz ikiniz benden bile yakındınız. Atlatamamış gibi duruyorsun.”

“Bir şeyim yok benim.” Yüzünü yere doğru eğmiş elinde muhtemelen Ryujin'in ona hediyesi olan küçük oyuncakla oynuyordu “Yapabileceğim bir şey yok.” dedi bu sefer fısıldayarak “Onu geri getiremem.”

tag,you're it  | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin