Billie Eilish- Happier Than Ever
..Çaresizliğin insanı ölüm korkusundan bile daha fazla etkileyeceği daha önce aklımın ucundan bile geçmemişti belki de her şey bir şekilde olacağına varır diye düşündüğümdendi bilmiyordum ama şimdi böyle hissetmediğim kesindi. Her an bir katil tarafından öldürülme riski altında bile uykuları kaçmamış olan ben bir haftadır ne yaptığımı ne yaşadığımı bilmiyordum. Gözaltlarım morarmıştı, sürekli şimdi olduğu gibi düşüncelere dalıyordum. Ne Yeonjun'a ne de Taehyun'a toz kondurmak işime gelmediği için işin sonunda kendi kendimi suçlayıp duruyordum. Daha bir hafta önce Yeonjun'u isteyerek göndermeye hevesli olan ben şimdi iyi ki böyle bir şey yaşanmadı diye kendimi teselli ediyordum. Gerçi bu iyi mi olmuştu kötü mü olmuştu bunun hakkında da kesin bir fikrim yoktu, tekrar annesine zarar verirse diye korkuyordum çünkü böyle bir şey yaparsa bu sefer onun sonu olurdu.
"Beom?"
Taehyun'un sesiyle irkilirken zifiri karanlıkta sesin geldiği yöne doğru kafamı çevirdim "Ne oldu?"
"Mırıldanıyorsun." Ses tonu oldukça düşüktü, teyzesi Yeonjun'u alıp gittiğinden beri böyleydi "Yaklaşık on dakikadır."
"Uyandırdım mı? Üzgünüm."
"Ondan söylemedim." Yataktaki yorgandan bir hışırtı sesi geldiğinde Taehyun'un yanıma geldiğini anlamıştım. Daha sonra üzerimden uzanıp yatak lambasını yakmıştı. Yakmasıyla başım one düşmüştü, onunla bu kadar ışık altında göz göze gelmeyi istemiyordum. Gözlerimdeki pişmanlığı görmeme ihtimali yoktu. Üstelik acı çekmesi gereken oyken, onun acısını paylaşmam gerekirken bu hâlde olduğum için utanıyordum.
"Hiç uyumadın değil mi?"
"Kestirdim biraz." Kaşları yalan söylediğimi anladığını belirtir gibi havalandığında dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes aldım "Sarılırsam uyuman kolaylaşır mı?"
Sorduğu soruyla dudaklarım iki tarafa doğru genişledi ve pek mutlu olmasam da dudaklarımdan bir kıkırtı kaçtı "Uykum yok ama sen yine de sarıl." Kollarımı açtığımda kafasını anında omzuma koyup kollarını belime yerleştirmişti "Ne kaçırıyor uykularını?"
"O gün." dedim ama sonrasında yutkunmam gerekmişti, beni yanlış anlamasından korkuyordum "Seni kurtaran kişi ben olmasam, biz hiç olmasak." Duraklayıp tepkisini ölçtüm, sadece bitirmemi beklediğini belirtir gibi kafasını salladı "Neler olurdu? İşler bu raddeye gelir miydi?"
"Bunu bile kendi suçun olarak mı görüyorsun yani?" beklediğimin aksine kollarını sıkılaştırdı "Keşke ya da ya demenin hiçbir anlamı yok Beom. Kaderden kaçamazsın. Öyle ya da böyle bir şekilde yine yaşanacaktı bunlar, gerçekleri en fazla ne kadar saklanılabilir ki."
"Ben." dedi daha sonra tekrar, bu sefer gözleri duvara kilitlenmişti "Yeonjunda bile hata bulamıyorum biliyor musun?"
"Hatta annende bile."
Kaşlarım çatıldı "Bizim yaşadığımız hiçbir şeyi bilmiyorsun."
"Bir haftadır annen şu evin içinde hayalet gibi Beomgyu. Farkında bile değilsin çünkü gözlerin sadece benim üzerimde." Pekala, sürekli onu izlediğim tüm hareketlerine dikkat ettiğim doğruydu. Yıkıldığını düşünüyordum çünkü ama o benden de güçlü kalabilmeyi bir şekilde başarmıştı "Daha önce ne yaşadınız bu evin içinde neler yaşandı bilmiyorum ama sizi sevdiğine yemin edebilirim. O da sadece babandan ona bırakılan hayatı yaşıyor,hepimiz gibi. Üstelik onun tutunacağı kimse yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."