Bebe Rexha- Break My Heart Myself
.."Vay be!" Sinirden kendimi atmaktan alıkoyamadığım kahkalar neredeyse boş olan odanın içinde yankılanıyordu "Plana bak plana."
Babamı tam olarak dinlediğim anda annemin neden sürekli yanıma gelip gelip bu plan her neyse katılmamamız gerektiğini tembihlediğini anlayabilmiştim.
"Sen dışında hepimiz ölüp geliyoruz galiba bu planda." Benim kurduğum cümleyle herkesin aynı anda kaşları çatılmıştı, belki de bu olayla bizim kadar içli dışlı olmadıkları içindi bilmiyordum ama babamın planına hepsi o kadar bel bağlamıştı ki anlatılan ne varsa hiçbirini sorgulamamış aksine anında rollerini üstlenme çabasına girmişlerdi.
"Her plana bir beyin lazım Beomgyu, biri sizi yönetmeden nasıl koordine olacaksınız?"
"Baban haklı." Wooyoung kısık bir ses tonuyla onu onayladığında gergin bir şekilde elimi saçlarıma atıp sanki bana rahatsız veren onlarmış gibi tutamları çekistirdim "Neresi haklı kafayı mı yedin sen?!'
"Kendisini dışında tuttuğu boktan bir planla altı gencin bir seri katili avlamasını bekliyor." Sert bakışlarımı babama dikerken elimi yanımda hâlâ sessizce oturup kağıtları incleyen Taehyun'un omzuna koydum "Ayrıca bu planın bir beyni olacaksa bunun babam değil Taehyun olması gerektiğinin hepimiz farkındayızdır diye düşünüyorum."
"Orası öyle." dedi Yeonjun ilk defa konuşurken "Ama Taehyun'u yem olarak kullanamazsak kimseyi kullanamayız. Onu nasıl oraya çekeceğiz?"
"Belki de gerçekleri söylersek başkalarını kullanabiliriz." Babam Taehyun'u kurtarmak için Yeonjun'u bile gözden çıkarabileceğimi anlayınca elini sertçe masaya vurdu "Sus!"
"Ne oluyor?" Masadakilerin gözlerinin üstümüzde olduğunu ve kafalarının karıştığını bilsem de hiçbir açıklama yapmamaya kararlı bir şekilde durdum sadece, Kai'nin sorusu da bu şekilde havada kalmış kimse cevaplamaya tenezzül etmemişti.
Taehyun'un işlemediği bir suçun yükünü taşıyor olması hâlâ canımı sıkıyordu.
Taehyun sakinleşmem için beni elimden tutup sandalyeye geri oturttuğunda bakışlarım istemsizce dalıp gitmiş Soobin'e takıldı. O da kafasını kaldırdığında ve göz göze geldiğimizde de göz temasımızı kesmek yerine bana doğru eğildi "Şu konuşma bitince konuşabilir miyiz?"
"Önemli bir şey mi var?"
"Ona dinleyince sen karar verirsin."
Taehyun elindeki kağıtları masaya doğru fırlattığında bizim konuşmamız dahil tüm diyaloglar anında bitmişti "Tam bir fiyasko." dedi sinirden uzak sakin bir sesle "Benden kendimi sizin için feda etmemi istiyorsunuz ama elle tutulur hiçbir şey yok bu kağıtlarda."
"Terk edilmiş binaya gideceğim." diye alayla tekrar etti kağıtta yazanları "Binanın etrafına dağılacaklar ve anında yakalayacağız. Ne bu hayal mi?"
"Birincisi onun gelip gelmeyeceğini nerden bileceğiz. Gelmemesi demek zaten az olan vaktimizi iyice boşa harcamak demek. İkincisi de benim ölmeyeceğime nasıl garanti verebiliyorsunuz. Bana kalırsa beni de Beomgyu'yu da hatta bu masada oturan herkesi gözünüzden çıkartmışsınız siz. Binanın girişine silah tutmayı bile bilmeyen Beomgyu'yu koymak oğlunuzu ölüme sürmekten başka bir şey değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."