2.1

971 145 224
                                    

Hazır mıyız? 👀
..

Önümdeki kağıda bakmaya devam ettim, bomboştu. Doğru düzgün yazmayı becerebildiğim üç beş cümle anca vardı ve onlarda da puan alacağımı hiç sanmıyordum. Tek sıkıntı sabah Wooyoung'la yaşadıklarımız değildi ama gerçekten hiçbir şey bilmiyordum. Ne kadar süre okuldan uzaklaştığımız yine gözlerimin önüne serilmişti, benim için büyük bir sıkıntı da değildi gerçi. Babam benden neredeyse tamamen vazgeçmişken kalkıp da notlarımı umursamazdı ama Taehyun'un az çok bir şeyler yapmış olmasını diliyordum içimden.

"Beomgyu." Öğretmen gözlerimin önünde parmaklarını şıklattığı anda dağılmış dikkatimi toplamış ona yöneltmiştim, ilk başta meraklı bakışlarla baksam da sonra konunun önümdeki bembeyaz kağıt olduğunu anlamamla utançla kafamı öne eğdim "Konuları kaçırdım."

"Sen bildiklerini yaz." diye fısıldadı kimsenin duymamış olduğundan emin olacak kadar kısık bir sesle, duysalar birkaç kişinin itiraz edeceği belliydi çünkü "Ben okurken sana yardımcı olacağım."

"Teşekkür ederim." Kalan on dakikayı da hatırlayabildiklerimi kağıda dökmekle geçirdim, çok bir şey yazamamıştım ama yardım edeceğim dediğine göre galiba en azından geçebilecektim. Kâğıdımı masanın üzerine bıraktığım gibi koridora çıkıp Taehyun'un sınıfının önünde beklemeye başladım.

Beş dakikayı bulmadan dağılmış saçları ve kızarmış gözleriyle içeriden çıkmıştı. Ağlamış gibi bir hâli yoktu ama stresliydi. Daha sonra yanıma varmadan Kai de hızlı adımlarla ona yetişti.

"Nasılsınız?"

"İyi." Konuşasım ne kadar olmasa da biraz olsun kibarlık göstermek için gülümsemeye çalıştım "Sen nasılsın?"

Bir yandan Wooyoung'un dedikleri kafamı karıştırıyordu. Açık konuşmak gerekirse karşımda gördüğüm dik özgüvenli duruş, dışarıya saçtığı kendinden emin gülüşü ona yakışmıyordu. Onu tanıyordum çünkü. Herkes çabucak unutmuştu belki ama onun kendi adıyla değil Taehyun'un arkadaşı olarak anıldığını çok net hatırlıyorum.

"İyiyim ben de." Daha sonra gözlerini bileğindeki saate dikip telaşla tekrar bize döndü "Dersim var benim, yetişmem lazım. Sonra tekrar görüşürüz."

"Ne dersi? Sınavdan sonra tatil değil miyiz?" Taehyun meraklı bir şekilde ona döndüğünde gözlerini kaçırdı "Ders veriyorum da ben."

"Sen?" Ses tonum fazla şaşkın çıkmış olacak ki Taehyun yavaşça güldü ama bu gülüşü Kai'nin konuşmasıyla yeniden solmuştu.

"Taehyun'un matematik çalıştırdığı alt dönemdekiler benden rica ettiler ben de kabul ettim." Yüzünde benim gayet sahte ve yapmacık bulduğum mahcubiyet midemi bulandırırken Taehyun'un da benden pek de bir farkı yok gibi duruyordu "Yani sen bir anda onlara haber vermeden ortadan kaybolunca ben de yardım etmek istedim. Yanlış yapmadım değil mi?"

"Yaptın." Taehyun aceleyle ağzımı kapattı "Önemli değil Kai, gerçekten. Gidebilirsin vaktin yoktu galiba."

Kai bana dik dik bakmayı kesip arkasını dönüp gittiğinde sırtımı duvara yasladım. Bakışlarım hâlâ Taehyun'un üzerindeydi gerçekten sorun olmadığını mı düşünüyordu bilmiyordum ama öyle düşünüyorsa artık sinirleneceğim kesindi. Taehyun var olan tüm özgüvenini kaybediyordu.

tag,you're it  | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin