..“Bunu mu giyeceksin gerçekten?” Elimde tuttuğum siyah, düz bluzle bakıştım, Wooyoung şimdi neden böyle demişti ki günlük hayatta zaten sıklıkla böyle giyiniyordum “Nesi var ki?”
“Bir şeyi yok canım.” O da benim gibi
beyaz bir bluzun altına kot çekmişti ama yüzündeki benim için ağır sayılabilecek makyaj ikimizi ayırıyordu, Wooyoung her zaman makyaj yapmayı severdi ve yakışırdı da “Yani bir film izleyip geleceğizden daha çok bir parti havası olacak biliyorsun sonuçta kasabadaki gençlerin çoğu orada olacak.”Sonra aklına başka bir şey gelmiş olacak ki tedirgince bakışlarını kaçırdı “Aslında Yeonjun dışında tüm gençler.”
“Hiç bu konuyu açmaya çalışma Wooyoung. Taehyun ve Yeonjun'un aynı ortamda olmasına asla izin veremem, ateşle barut gibiler bir şey olacak diye diken üstünde oturmak istemiyorum.”
Sıkıntılı bir ifadeyle kendini yatağıma fırlattı “Ya orası öyle tabii de ne bileyim.” Açık kapıya bir göz atıp fısıldamak için bana yaklaştı “Odasının önünden geçerken ağlarken gördüm bir de sanırım ondan üzüldüm bu kadar.”
“O kadar gitmek istiyorsa kendi isteğiyle de gidebilir sonuçta. İlla ki bizimle gelecek diye bir kural yok ya.”
“Kimle gitsin, Beomgyu?” Bu sefer yüzünde daha ciddi bir ifade vardı, haklıydı tabii gözlerinde Taehyun'a karşı olan hırsı şu ana kadar sadece ben görebilmiştim o da bir şey bilmiyordu “Arkadaşı mı var?”
“Pekala.” Bıkkınlıkla üzerimden çıkardığım gömleği kirli sepetine fırlattım sonra da ne kadar Wooyoung çok sade olduğu gerekçesiyle yargılayıcı bakışlar atsa da siyah bluzu üzerine geçirdim “Davet edeceğim ama gelmek istemezse ısrar etmem.”
Ettiğimiz kavgadan sonra Yeonjun ile pek de bir iletişimimiz olduğu için gerçekleri konuşmak gerekirse gerilmiştim ve bu ekstra sinirimi bozuyordu. Yeonjun'un aramıza duvarlar koyması beni sinirlendiriyordu ama bunun nedenlerinin sadece kendinden kaynaklanmadığını bildiğim için ona fazla yüklenmek istemiyordum, ne yazık ki geçen sefer bu sınırı çoktan aşmıştım.
Yeonjun'un neden böyle olduğunu tam olarak bilmesem de annem bu hale gelmesinin nedenlerinden biriydi ve aynı şeyleri yaşadığım için ona diyecek bir şeyim yoktu.
Yeonjun'un odasının önüne gelince kapı hafif açık olsa da girmeden önce tıkladım birkaç saniye geçmeden girmem hakkındaki mırıltılarını duymuştum “Ne oldu?”
Sesini sert tutmaya çalışsa da hafiften korkuyla titremesini engelleyememişti “Bizimle gelmek ister misin?”
Önce ağzı kocaman açıldı gözleri büyüdü sonra ise uzun zamandır görmediğim kadar büyük bir gülümseme sundu bana “Tabii ki isterim!” Tepkisinde samimiydi, kesinlikle gülüşü sevincinden kaynaklanıyordu yapmacık bir hareket değildi. Şaşkınlıkla bir adım geriye düşerken Yeonjun'un yüzünde aynı gülümsemeyle kıyafet seçmek için dolabına yönelişini izledim.
Odadan bir hışımla çıkıp kapıyı örttüğümde kalbim ağzımda atıyordu, heyecanlanmıştım. Yeonjun'un kendi iradesiyle tamamen kendi düşünceleriyle bir şeyler yapmış olması bile beni sevindiriyordu “Sorguluyor.” dedi kapıda beni bekleyen Wooyoung “Kesinlikle en sonki kavganızda söylediğin şeyleri sorguluyor.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."