billie eilish, khalid - lovely
..Kaybedecektim. Belki de kaybetmiştim çoktan, Taehyun belki de çoktan o içeceği içmiş ve ölmüştü. Düşünceler beni yiyip bitiriyordu, deponun diğer bir köşesinde Wooyoung da en az benim kadar yıkılmış duruyordu.
“Ne olur...” diye mırıldandım bu sefer gözümden ne zaman akmaya başladığını fark etmediğim gözyaşlarını bluzumun koluyla silerken “Vazgeç Wooyoung, yalvarırım. Aç kapıyı.”
Hiçbir şey demeden kafasını olumsuz anlamda salladığında sinirden kendimden geçmeye başladığımı hissediyordum, burada onu öldürebilirdim. O da farkındaydı bunun ama en ufak bir tedirginlik bile göstermiyordu.
Elimi duvara attığım gibi babamın asılı silahlarından birini aldığımda bunu bekliyormuş gibi güldü yavaşça ama bu beni durdurmamıştı aksine üzerine yürümeye başlamıştım, ciddiyetimi görmesini istiyordum aksi hâlde her şey için çok geç olabilirdi.
“Ne o?” dedi sırıtarak “Beni mi öldüreceksin?”
“Neden yapmayayım?” Soobin az çok öğretmişti, tabii hâlâ henüz kendime güvenmiyordum ama sabit ve yakın bir hedefi vurabileceğime emindim.
“Çabalama Beom.” İsmimi kısaltması yüzümü buruşturup ona bakmama neden olmuştu “Her şekilde kaybedeceksin, beni burada öldürsen bile sen kaybedeceksin.”
Susması için elimdeki silahı anında alnına dayadım ama bu onu susturmaya yetmemişti “İhtimalleri düşünelim.” Kendi kendine konuşur gibi ben ilgilenmesem de devam ederken üç parmağını havaya kaldırdı ”Bir.” dedi orta parmağını indirirken “Beni burada vurursun; Taehyun,annen,Kai kimin var kimin yoksa zaten ölmüş olur ve hapsi boylarsın. Ki bence en üzücüsü bu.”
Diğer elimle yakasını kavradım arkasındaki duvara çarptım onu sertçe, acıyla inlemesine rağmen başka tepki vermedi “Ben değil.” dedim hırsla “Sen hapsi boylayacaksın.”
“Aptal.” Onu bir kere daha olduğu yere çarptığımda tekrar keyif alır gibi güldü “Her zaman inanılmaz saftın Beomgyu. Bana karşı, Taehyun'a karşı,Yeonjun'a karşı...”
“Ne demeye çalışıyorsun?”
“Bu davetiyeleri kim dağıttı?” Sakince sorduğu soruya anında cevap verdim ”Biz.”
“Peki bu davet kimin evinde yapılıyor?”
“Benim evimde.” Anında gözlerim büyüdü, bu sefer yüzüne geçirebildiğim en sert yumruğu geçirdim, yumruklarımın ardı arkası kesilmiyordu “Benim üzerime yıkamazsın duydun mu beni?!”
“Neden yapmayayım? Bunu yapmama müsait ortamı siz kendi ellerinizle oluşturdunuz.”
“Şahitlerim var.”
“Şahitlerin muhtemelen şu an bir avuç ölü insan.” Dalga geçer gibi bir yüz ifadesiyle ekledi “Nüfuz sahibi babanın bile bu kadar kişinin ölümüyle sonuçlanan bir olayın üstünü kapatabilecek güçte olduğunu sanmıyorum. Bu bir katliam olacak.”
Elim titredi, zaten zar zor tuttuğum silah da dizlerimle beraber yeri boylamıştı daha sonra. Şimdi kendimi düşünme zamanı değildi bunu biliyordum ama ne düşünmem gerektiği hakkında da bir fikrim yoktu. Buradan Wooyoung'u öldürmeden çıkamazdım ama onu öldürmem demek belki de ömrümü parmaklıkların ardında geçirmem anlamına geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."