3.2

596 88 139
                                    

txt - opening sequence

..

Çocukların mırıltılarını görmezden gelip gözlerimi kapısı kapalı odaya diktim tekrardan. Sabahtan beri evden ses eksik olmamıştı, Yeonjun kendini kaybetmişti bunu zaten bekliyorduk ama bu derece delireceğini düşünememiştim. Odasında sağlam bir şey kalmayacağına emin olana kadar bulduğu her şeyi fırlatmış sonra da o kargaşanın içine oturup ağlamaya başlamıştı. Birkaç kere onu sakinleştirip odadan çıkarmayı denemiştim ama başarılı olduğum söylenemezdi.

Taehyun.” Wooyoung neredeyse fısıldar gibi konuştuğunda Taehyun yavaşça ona doğru döndü, Yeonjun kadar olmasa da o da çökmüştü. Her zaman dik duran Taehyun bir dokunsam yıkılacak gibi omuzlarını kendine doğru çekmiş kızarmış gözleriyle kendini olduğu yere sabitlemişti “Ev mahvoldu.”

Ev o kadar dağınıktı ki terliksiz basabileceğimiz bir durumda değildi, muhtemelen beş altı bardaktan saçılan cam parçaları vardı yerde “Bir şey olmaz.” dedi Taehyun “Ayrıca burası artık benim evim değil onun evi.”

“Taehyun.” Şu an bunu yapmanın ne yeri ne zamanı olduğunu ona hatırlatmak için adını söylemiştim ki anında bana döndü “Gerçekleri söylüyorum Beomgyu, trip atmıyorum.”

“Sevgilisini kaybetmiş biriyle dalaşacak değilim. Üstelik o kişiyi ben de kaybettim.” Kucağındaki yastığı biraz daha kendisine çekti, önce dudakları büzülüp sonra onları birbirine bastırdığında ağlayacağını anlayıp sandalyesini çektim kendime doğru “Gel buraya.” Başka bir şey dememi beklemeden tüm vücudunu bana sarmış ağlarken ses çıkmaması için kafasını göğsüme bastırmıştı. İçinde bulunduğum duruma dayanamıyordum. Ne sevgilime ne abime yardım edebiliyordum ve bu durum beni gittikçe öldürüyordu.

“Odadan çıkmasa daha iyi sanki.” Yeonjun bir çığlık daha attığında Kai gerginlikle olduğu yerde titredi “Ya babana bi zarar verirse.”

“Versin.” Hiç beklemeden verdiğim cevaba karşı ikisinin de dudakları şaşkınlıkla aralanırken omuzlarımı silktim “Hakkıdır.”

Bir iki dakika geçmişti ki Yeonjun'un kapısı hafifçe aralandı, onun kapısının sesiyle hepimiz anında sanki birer asker gibi olduğumuz yerde dik bir şekilde oturmuş onun bir şey demesini bekliyorduk.

Beomgyu, seninle bir şey konuşmam lazım.” Kafamı onaylar anlamda aşağı yukarı sallayıp ayağa kalkmıştım ki bu sefer bakışları yanımdaki bedene döndü “Sen de Taehyun.”

Şimdi hepimizin bakışları değişmişti, telaşlanmalı mıyım bilmiyordum ama ses tonunda aradığım gibi bir nefret bulamamıştım.

“Peki.” Taehyun'un gergin bir şekilde adım attığını görünce bir şey olmayacak der gibi sırtına koydum elimi.

Daha sonra hiç beklemeden büyük adımlarla odaya girdik. Öyle darmadağın duruyordu ki ne olduğunu bilmesem bir deprem yaşandığına yemin bile edebilirdim.

“Kapıyı kilitle.” Kaşlarım daha da çatıldı ama onu bir tık olsun normale dönmüşken tekrar sinirlendirmemek için dediğini yapıp arkamdaki kapının anahtarını deliğinde çevirdim.

tag,you're it  | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin