..
NASILSINIZ 🥺 ne yazık ki bu aralar inanılmaz doluyum şehir dışındayım eve adımımı bile atamıyorum bu bölümü bile gece üçte yazacak vakit bulabildim anca.. yarından sonra haftada bir olmasa da en geç iki haftada bir yeni bölümler gelir artık
Kai heyecanlı heyecanlı önümdeki patlamış mısırlardan alıp bakışlarını tekrar bize çevirdi. Yaklaşık bir saattir Wooyoung,Kai,Taehyun ve ben bahçede sohbet ediyorduk. Daha doğrusu Taehyun'la evden pek çıkmadığımız için onlardan olan bitenleri dinliyorduk.
"Konuşuyor musunuz peki?" Kai muhabbetin başını kaçırmış olacak ki meraklı bakışlarıyla Taehyun'a döndü "Kiminle?"
"Kiminle olacak?!" Taehyun hafif sistemle kolunu ittirdi,annemin duymaması için büyük bir çaba sarf ediyordu "Yeonjun'la işte."
"Yok." Sonra Kai de masaya doğru biraz daha eğilip fısıldadı "Annen bir anda kolundan tutup eve getirince şok oldum ama yalan yok."
"Daha da şaşırdığım şey Soobin eve girip çıkıyor. Amacı ne anlamıyorum kendi doğum gününde yerden yere vurmadı mı bu çocuk Yeonjun'u?"
Duyduğum şeyle kaşlarım anında çatıldı, bu babamın hiç ama hiç hoşuna gitmeyecekti. Zaten Yeonjun'un gittiğini duyunca annemle büyük bir tartışmaya girmişlerdi şimdi bu sadece işleri daha da yokuşa sürüklerdi.
"Bırakın şimdi Yeonjun'u." Annem masamıza birkaç tabak daha getirip yanımıza oturduğunda Wooyoung devam etti "Üç gündür hiç cinayet işlenmemiş. Tek bir tane bile şüpheli durum yok babamdan duydum."
"Peki ne diyorlar?"
Gözlerini masaya dikip ofladı "Bilmem." Daha sonra hafif gülümseyerek omuzlarını silkmişti "Babam benimle bu konuları konuşmuyor, cinayet işlenmediğini de o telefonla konuşurken duydum."
Kai onun kurduğu cümleyle bir anda sırtını yasladığı sandalyeden telaşla kaldırmıştı "Baba demişken." dedi hızla "Baban beni niye çağırdı?"
Ben konuşmak için ağzımı açıyordum ki annem benden daha önce davranmıştı "Nasıl yani?" dedi sesinde hafif bir endişeyle "Ben çocukları görmeye geldiğinizi sanıyordum."
"Beni de baban çağırdı." Wooyoung da kafası karışmış bir şekilde devam ettiğinde annem şimdi daha gergin duruyordu. Nedenini bilmiyordum ama son zamanlarda babamın adı geçtiğinde ekstra kasılıyordu.
"Çocuklar isterseniz evlerinize gidebilirsiniz şimdi." Annem kendini zorlayarak yüzüne yerleştirdiği belli olan gülümsemesiyle Kai ve Wooyoung ikilisine döndü "Daha sonra tekrar gelirsiniz."
Annem soyduğu meyvenin bir parçasını Taehyun'a uzattığında Taehyun küçük bir gülümsemeyle annemin uzattığı parçayı aldı ama gözleri hâlâ ortamın neden gerildiğini anlamaya çalışır gibi bana odaklanmıştı.
Evin içinde rüzgardan dolayı bir kapı çarpmıştı ve annemin elinde kırmızı sıvıyı görmem de bununla gerçekleşmişti. Parmağını kesen bıçağı sakince masanın kenarına koyduktan sonra titreyen ellerini saklama gereği duymadan bana doğru döndü "iyiyim ben." dedi gülerek "Neden telaşlı bakıyorsunuz?"
Birkaç kere daha ben iyiyim diye fısıldadığını duymuştum ama bunu bizi telkin etmek için değil de sanki kendisini iyi olduğuna ikna etmek için söylüyor gibi bir hâli vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."