..
Gözlüklerimi düzelttikten sonra önümdeki sorulara kendimi vermeye devam ettim, kulaklıklarım takılı son ses müzik dinlerken odaklanmam oldukça zordu ama başka türlü evdeki kargaşadan kaçabileceğimi düşünmüyordum. Herkes her şeyi benden saklanmıştı, saklamaya da devam ediyordu. Annem, Yeonjun üstüne üstlük de Taehyun belki de bana şu ana kadar sürekli yalan söylemişti, bilmiyordum. Taehyun Yeonjun'un sözleri üzerine eşyalarını bile almadan koşarak evden çıktığı için ona hiçbir şey sorma fırsatım olmamıştı gerçi sorsam da bana dürüst cevaplar verir miydi burası da ayrı muammaydı.
Yeonjun'a bir şeyler sormaya korkuyordum, iki gündür evin içinde patlamaya hazır bir bomba gibi geziyordu yapabildiğim tek şey onun için endişelenmekti.
Arkamdan bir el kulaklıklarımı sertçe çıkarınca kaşlarım çatılmış bir şekilde olduğum yerde hızla geri döndüm. Yeonjun bu sefer saçları dağılmış ve korkmuş bir şekilde önümde duruyordu, iki gündür girdiği sınırlı halinden eser yoktu aksine birazdan bayılacakmış gibi duruyordu.
“Beomgyu.” Adımı söylediği gibi yere dizlerinin üstüne düşmüştü, bilincinin açık olduğunu görebiliyordum ama kendinde değildi “Bana yardım et, yalvarırım.”
“Her şey için özür dilerim ama lütfen bana yardım et.”
Dizlerimin üstüne düşmüş ellerini ani bir refleksle tutup sıktım, bunu bekliyormuş gibi gözlerini sonunda yüzüme çıkarabilmişti “Ne oldu?” Onu titreyen ellerini tutarak yavaşça yatağa oturttuğumda hâlâ gözleri biraz önce kapatmış olduğu kapıdaydı “Beni tekrar tedavi için göndermek istiyor.”
“Nerey-” Neyi kastettiğini anlayinca kendi kendime duraksamıştım, soracağım soru yarım kalmıştı “Senin orada iyiye gitmediğini biliyor. Böyle bir şey yapmaz.”
“İyi olup olmamam umrunda değil.” dedi telaşlı bir şekilde “Tek istediği beni göndermek, benim bir şeyleri ortaya çıkaracağımdan korkuyor. Telefon konuşmalarını duydum Beomgyu, beni gönderecek.”
“Senin neyi ortaya çıkaracağından korkuyor?” Söylediğim şeyle bir anda suskunluğu başlamıştı muhtemelen içinde kendi kendine yapması gerekenleri tartıyordu, ikilemdeydi “Yeonjun bana hiçbir şey anlatmazsan sana yardımcı olamam, olmam da. Özür dilerim gerçekten özür dilerim ama hiçbir şeyden haberi olmayan tek kişi olmak aptal gibi hissettiriyor anlıyor musun?”
“Ben sana güveniyorum ama seni bu olayların içerisine katmak istemiyorum, hiçbir zaman istemedim.”
“O zaman söyle bana.” Şimdi bakışları tamamen yumuşamıştı, dokunsam ağlayacak kıvamdaydı “Söylersem gitmemi engelleyecek misin?”
“Söz veriyorum engelleyeceğim ama bildiğin her şeyi öğrenmek istiyorum. Tüm detaylarıyla.”
Yatakta dizlerini kendisine çekip onlara sıkıcı sarıldı benim de oturmam için yanındaki boşluğa vurduğunda neredeyse koşar adımlarla ben de onun bana bıraktığı yere oturmuştum. Yan yana oturmamıza rağmen sesi hâlâ çok düşüktü, birinin duymasından bu kadar korkuyor oluşu beni de içten içe endişelendirse de yaptığım tek şey Yeonjun'un saçlarını biraz geriye ittirip güvende hissettirmek amacıyla saçlarını okşamak oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."