“Yanlış çözüyorsun.” Taehyun yapmacık bir şaşkınlıkla önündeki test kitabına eğildi “Dikkatim dağılmış olmalı.” Öylesine sessiz konuşuyordu ki neredeyse olduğu yerde mırıldanıyordu “Teşekkür ederim.”Bir buçuk saat, tamı tamına bir buçuk saattir uzandığım yatağımda sadece telefonumdaki notlarıma bakıyordum. Taehyun konuyu anlamadığını iddia edip Yeonjun'dan yardım istediği için onlar odanın bir köşesindeki masaya kurulmuşlardı.
Şu bir buçuk saatlik sıkıcı vakit hakkında konuşmam gerekirse diyebileceğim tek şey Taehyun'un oldukça iyi bir oyuncu olduğuydu. Gerçi abim hareketlerindeki yapmacıklığı fark eder miydi bilemiyordum sonuçta Taehyun bozuntuya vermemek için zaten ona her zaman iyi davranmıştı.
Taehyun bakışlarını bana doğru kaçırıp gözleriyle telefonumu işaret etmişti, ne demek istediğini ilk başta anlayamasam da yukarıdaki mesaj bildirimini fark ettiğim gibi hızla üstüne tıkladım. Mesajda bir bahane bulup bizi annemin yanına çıkarmamı yazmıştı, Yeonjun hakkında nasıl bilgi toplamayı düşünüyordu bilmiyordum ama bunun için elindeki tüm kaynakları yani beni sonuna kadar kullanmaktan çekinmiyordu.
“Taehyun.” Sohbetleri odada yankılanan sesimle bölündüğünde ikisi de bana döndü “Sabahtan beri bir şey yemedin.”
“Sorun değil, eve dönünce yerim.” Saate bakabilmek için kolunu biraz yukarı kaldırdı “Şunun şurasında dönmeme çok da bir şey kalmadı.”
Gerçekçi kılmak için itiraz ettiğini biliyordum ama yine de bulunduğumuz durum yanımızdaki ve hedefimizdeki kişi Yeonjun'ken biraz rahatsız ediciydi. Çoktan bir şeyler çevirdiğimizin farkına vardıysa muhtemelen şu an Taehyun'un yapmaya çalıştığı oyunculuk bizi daha da rezil ediyordu.
Yine de ayağa kalkıp benim olduğum tarafa yürüyünce hafifçe gülümsedim “Gel, hadi. Hizmetlilere bir şeyler hazırlamalarını söyleyeceğim.”
Ona uzattığım elime birkaç saniye kadar gözleri takıldı ardından hiç görmemiş gibi hevesli bir yüz ifadesiyle Yeonjun'a döndü “Hyung, sen de geleceksin değil mi?”
Havada kalan elimi içimde bastıramadığım sinirle indirdim. İçinde bulunduğumuz durum olmasa elimi tutardı diye düşünerek kendimi biraz geri çektim, tutar mıydı ki?
“Alt tarafı içeri geçmiyor musunuz?” Taehyun abimin verdiği cevapla biraz bozulsa da belli etmedi, şu an olmaya çalıştığı kişiyle uzaktan yakından alakası olmaması onun açısından her şeyi daha da zorlaştırıyor gibi duruyordu “Olsun.” dedi daha sonra ve sesindeki flörtöz tonu duymamla aniden kafamı kaldırmam bir olmuştu, daha önce hiç onu bu şekilde duymamıştım “Ben senin de gelmeni istiyorum, hyung.”
Yeonjun sabır diler gibi yukarı bakıp daha sonra yanımızdan hızlı adımlarla çıktı “Bırak Taehyun.” dedim o çıktığı gibi “Bir şeylerin ters gittiğini fark etti bile anca rezil oluyoruz.”
“Hayır, bir şeyler fark edip etmemesi umrumda değil.” Çatık kaşlarıyla ne ara kapattığını fark etmediğim kapıya uzandı “Annenden öğrenebilirim, bir yolu olmalı.”
“Böyle konuşmamıştık.” Elimi kapıya yaslayarak çıkmasına engel oldum “O farkına vararsa üzülecek dedim ya sana, daha fazla abartma.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tag,you're it | taegyu
Fanfiction"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı."