İyi okumalar..
Yorum yaparsanız sevinirim çünkü kötü yazıyorum gibi düşüncelere kapılıyorum :(
___
ˆּ๋᳝ٞׄ🦋ֻּּֽۣ֬ꦿEllerim arkamda direğe bağlı oturuyordum. Depo yada bilmiyorum, karanlık ve rütubetli bir yerdeydim, çok kötü kokuyordu. Çok susamıştım, her tarafım acıyordu, zannımca yüzümde kırılmadık kemik kalmamıştı. Zaman kavramını yitirmiştim, saat , gün. Tek istediğim burdan gitmekti. Buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyordum. En son Taehyung'un kucağına sinmiş ağlıyordum. Peki ama şimdi o nerdeydi? Beni buraya o mu getirmişti?
"Lütfen beni burdan çıkarın..."
Çenemin acısının izin verdiği kadar bağıra biliyordum yanlız. Ellerimi hareket ettirdiğim de dehşet bir acı bütün bedenimi esiri altına aldı. Gözlerim dolmaya başladı, canım çok acıyordu. Yaşlar yanağımdan süzüldüğün de aklıma kardeşim geldi. O da böyle bağlanmış acı için de inliyordu, kollarının bağlandığı ip derisini sıyırıp kanı direği kutsuyordu. Kulaklarımda yankılanan sesiyle gözlerimi kapattım nazik olmayan biçimde.
O sana yalan söylüyor inanma ona kardeşim. Burdan kaç, Hoseok hyungla birlikte kaç burdan kardeşim. Gözlerini aç onun dönmeyeceğini anla, uğruna canını vereceğin arkadaşın gelmeyecek. Git bu evden .Yalvarırım dinle beni git burdan..
Başımı omzuma dayayıp kısık sesle "Sus artık dinlemek istemiyorum" dedim. Sessiz devam eden göz yaşları çığlık atmaya başladığın da hıçkırık koptu kanı kurumuş dudağımdan. Sesli ağlamamla kapalı kapıya birisi sertçe vurmaya başladı. İrkilip yerime sindim, bacaklarıma kendime çekip başımı boşluğa gömdüm. Nefesimi tutup sesin kaybolmasını bekledim.Bileğim hadsiz ağrıdığında inilti koptu dudaklarımdan. Ellerimi ipler kesiyordu, kanıyordu. Odada hava yoktu, nefes almam gittikçe zorlaşırken aniden kapı gürültüyle açıldı. Bulanık görüyordum etrafı. Esmer tenli görüş açıma girdiğinde başımı dahası mümkünmüş gibi daha da dizime gömdüm. Yüzüne bakmak istemiyordum.Emin olamamıştım ama beni buraya o getirmişti. Yanıma gelerek silah tutmayan eliyle çenemi kavradı. Yukarı kaldırarak ona bakmam için zorladı. Silahı alnıma dayadı.
"Bana bak Jungkook. Bana bak, eserine bak"
Yavaşça gözlerimi yüzüne çıkardım,her ayrıntısın da gezdirdim gözlerimi. Gözlerinin altı morarmış, dağınık ve yorgun ifadeyle hatta nerdeyse emin olduğum kahvelilerinin siyaha dönen gözleriyle bakıyordu. Gözlerimi kaçırdım ondan ama bu defa elindeki demir parçasına. Mümkün varmış gibi daha daha yakın tutuyordu alnıma. Konuşmak istesem bile konuşamıyordum. Sesim çıkmıyordu.Korkuyordum. Eğilerek göz seviyeme girdi. Ve çatlamış, kanının kuruyarak yapışmış dudaklarıma bakarak konuştu. "Susadın mı? Aç mısın? Bedenin acıyor mu? Aileni özledin mi?" korkunç derecede gülümsüyordu. O böyle birisi değildi, güzel gülümseyen, bana zarar gelmesini istemeyen adam gitmiş sanki yerine başkası gelmişti.Şimdi bana zarar mı verecekti?
Başımı sallayıp onayladım. Ayağa kalkıp kahkaha atarak "Sen buna layıksın Jeon Jungkook. Buna Layıksın!" bağırıyordu. Korkuyordum çok bağırıyor. Kapının önünde duran adama başıyla anlayamadığım işaret verdi. Adam yanıma gelerek diz çöktü ve elinde tuttuğu cam şişedeki suyu dudaklarıma yasladı. Kaldırdığı anda suyu içmeye başladım.Yarı boğazımın kuruluğunu acıtarak geçtiğinde yarısı dudaklarımın kenarından çeneme süzülüyordu. Yutkundukça acıyla yüzümü büzüştürüyordum. Şişeyi yarısın akadar içtikten sonra dudağımı çektim. Gözlerimi kaldırıp boşlukla yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vincere / TaeKook
FanfictionZümrüdüanka Kuşu küllerinden Anka Kuşu olarak doğarmış Taehyung. Peki ben Ballet Jeon Jungkook küllerimden kim olarak doğacağım? © Viridianismom Not: Acemi hataları mevcuttur 11.05.21 - started 15.04.22 - over