Bilinmeyen

159 23 13
                                    

⚠️ Olumsuz örnek ve davranış!
___

Yataktan sarkıttığım bacaklarıma dikmiştim gözlerimi. Nedeni bilinmez öylece dalmıştım. Buraya geleli neredeyse 1 yıl olacaktı. Bu zaman birimin de her gün işe gidiyor, şirketimin başında duruyordum. Çocuklarla konuşuyordum. Yujin'in 'seni özledim baba' gibi kelimelerini her sabah kulaklarımda yankısına şahit oluyordum. Yalnız yaşamak beni rahatlarmış ve bir nebze dahi olsa iyileştirmişti. İlaçlarımı her gün aksatmadan alıyordum. Çünkü artık onu görmeye dayanamıyordum. Canım acıyordu. Ayaklarımı yere sertçe basıb ayağa kalktım. Çalıp duran alarmı ise kapatıp telefondan gelen mesajlara kısaca göz gezdirdim. Yarısından çoğu iş ile alakalıydı. Diğer bir tanesi ise Yo-Sae'den gelmişti.

Mesajın üstüne tıklayıp okumaya başladım.

Yo-Sae

Günaydın Taehyung. Kore'den döndüm. Evimdeyim. Eğer müsaitsen bana gel biraz sohbet edelim. Sana bir teklifim var. Ha ha merak etme seninle tekrar evlenmeyeceğim.

Cevap vermeden kapatıp yatağa attım. Banyoya girip kısa duş aldım ve işlerimi hallederek çıktım. Üstüme birşey giyinmeden sadece havluyla mutfağa geçtim. Uzun sürmeyen kahvaltıdan sonra biraz oturup televizyon izledim. İzlemek için pek birşey bulamayınca odama gidecektim ki kapı çaldı. Yüzümdeki normal Taehyung izlemini bozmadan kapıyı açtım. Postacı çantasını kurcalayan genç önce yüzüme ardından ise bütün bedenimi süzerek elindekini bana uzattı. "Günaydın bay Kim. Bu günki mektuplarınız" hâlâ bedenimi süzüyordu. Bu tepkisine gülerek tıslayıp "Yavaş Adrien yavaş. Gözlerinle tecavüz ettin resmen" dediğime o da gülüp eliyle ensesini kaşıdı. Tatlı ve dürüst çocuktu. "İçeri gelmek ister misin?" Dedim. Çantasını kaldırıp "Başka zaman bay Kim" gülümseyip el sallayarak kapıdan uzaklaştı. Tebessüm edip kapıyı kapatarak elimdeki mektuplarla koltuğa oturdum. Tek tek incelerken birinin Kore'den geldiğini fark ettim. Bizimkilerden gelmiş olmalıydı. Məktubu açıp içindeki kağıtları çıkardım. Bir tanesi elle çizilmiş resimdi. Diğeri ise tam sayfa doldurulmuş kağıt.

- Merhaba Baba. Ben Yujin.

Kızın. Unutmadın beni değil mi?

Seni çok özledim biliyor musun? Beni bırakıp gittiğin günden bu yana hep fotoğraflarını astım odama, biliyor musun Suho babam senin fotoğrafın olan yorgan aldı bana. Yastığımda da var fotoğrafın. Hep sarılıp uyuyorum. Kıyafetlerinden bazılarını Suho babam evinden getirdi. Kokun hâlâ üzerinde. Ama gün geçtikçe kokusu azalıyor. Jungkook babamınkiler gibi kokusuz kalsınlar istemiyorum. Baba seni affediyorum. Gel lütfen. Orda ne yapıyorsun bilmiyorum, Eunwoo amcam söylemedi. Diğerleri de söylemiyor. Beni bırakıp gittiğine inanmak istemiyorum. Jungkook babam gibi sende geri gelmezsen ben çok üzülürüm. Söz vermiştiniz ikinizde bana. Ama şimdi yanımda değilsiniz. Baba lütfen geri dön. Sizi özlüyorum. Jeonghan amcam bana dövüşmeyi öğretiyor, çünkü büyüyünce bende senin gibi birisi olacağım. Hem güzel hem de güçlü biri. Jungkook babam gibide balerin olacağım. Siz benim hayatımsınız. Bana geri dönün.

Jungkook babam bana boya hediye etmişti. Hiç kullanmadım biliyor musun. Bu gün kullanacağım. Ve seni çizeceğim. Çerçeveletip as ama tamam mı? Söz ver. Eunwoo amcam bu mektubu sana göndereceğine söz verdi. O sözünü tutuyor, ama siz neden sözünüzü tutmuyorsunuz?

Bu fotoğraf bize babacığım. Seni seviyorum. Lütfen geri dön.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Vincere / TaeKook  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin