Ateş

216 38 17
                                    

İyi okumalar..

Şarkının çevirisini bilmeyenler için medya da var. Okumak yerine dinlemek için kısım geldiğin de medyayı açın. :)

___
𖣔

Boynuma vuran sıcak nefes ve kulaklarıma ulaşan inlemeyle gözlerimi açtım. Karanlık biryerdeydim. Başımı sola çevirdiğim de başını boynumda sokup ter içinde uyuyan bedeni gördüm. Beni o yatırmış olmalıydı çünkü duştan sonrasını hatırlamıyordum. Alnına yapışmış saçlarını geriye itekledim. Alnına değen parmağım ısısını artırdığın da tedirginlikle elimi alnına bastırdım. Çok sıcaktı. Omuzlarından yavaşca kaldırıp kendimden ayırdım. Yerimde dikleştiğim de kalçama giren sancıyla bükülsem de umursmadan onu sırt üstü yerine bıraktım. Elimi alına, yanaklarına ve boynuna bastırdığım da anca anlaya bilmiştim bunun ateş olduğunu. Yorganı üstümden itip ayağa kalktım. Onun tarafa geçip üstünden yorganı kaldırıp kenara attım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ki şimdiye kadar kimsenin yanımda ateşi çıkmamıştı.

"Jung-jungkook"

Kısık sesle inlediğin de kulağımı dudakları hizasına getirdim. Sıcak nefesi kulağıma ulaştığında "Taehyung aşkım tekrar eder misin?" Ona nazaran gür çıkan sesimle sordum. "Ihh Jungkook- Gitme" başı omzuna düştü. "Gitmedim ki ben. Bak burdayım" sıcaktan yanan yanaklarını avcumun içine hapsettim. Başını salladım. "Gözlerini aç. Lütfen gözlerini aç. Ben ne yapacağımı bilmiyorum lütfen gözlerini aç" olmuyordu sadece kesik kesik inliyor ve daha çok sıcaklıyordu bedeni. Komodinin üstünde duran telefona değdi gözüm. Hemen elime alıp internette araştırma yaptım. Telefonu yatağa fırlatıp dolapta termometre aramaya başladım. Banyoya girip ilk yardım çantasını aradım. Rafın kapağını açtığın da çantayı kapıp odaya geri döndüm. Odanın ışığını açıp hemen yanına ilerledim.

"Taehyung duyuyor musun beni?"

İnlediğin de oflayıp çantadan termometreni çıkardım. Hemen koltukaltına sokuşturup ayağa kalktım. Ses çıkarmamaya dikkat ederek mutfağa taraf ilerledim. Büyük bir kaseye soğuk su ve sirke döküp temiz bezlerden ikisini de elime alarak geri döndüm. Kaseyi komodinin üstüne bıraktım ve bezi suya daldırıp çıkararak sıktım. Alnındaki saç tutamlarını kulaklarına doğru çektim. Bezi alına koyup geri çekildim. Koltukaltındaki termometreyi çıkarıp derecesine baktım. 39,8° giderek de yükseliyordu. Aleti kutuya atıp elini tuttum. Avcu bile yanıyordu. Elinin üstüne art arda öpücükler kondurdum. Taehyung inlediğin de kalkıp bezi tekrar ıslatıp yerleştirdim. Diğer bezi ılık suyla ıslattım ve kolunu, koltukaltını, göğüsünü sildim. İlaç bolluğundan hangisini kullanmam gerektiğini bilmediğimden internette kısa bir araştırma yaptım ve tekrar kutuya yöneldim. Üstünde Parasetamol yazan kutuyu aldım ve bir tanesini çıkarıp yandaki gece içmek için bana bıraktığı bardağı kendi tarafımdan alıp sola geçtim.

"Eee sen bunu nasıl atıcaksın şimdi?"

Bir elimdeki ilaca birde Taehyung'a bakıyordum. Aniden telefonum çaldığında irkildim ve ilacı komodinin üstünde bırakıp telefonumu elime aldım. Yine bilinmeyen numaraydı. Her zaman arıyor, anlamsız bir iki kelime söyleyip kapatıyordu. Oflayıp aramayı cevapladım. "Ne var ya? Zaten elim ayağıma dolaştı" Telefonu komodinin üstüne attım. "Sen benim zayıflığımsın!" Sakin tınla söylediğin de ilacı elime alıp "Tamam anladım şimdi bana yardım et. Ateşi çıkmış ve uyuyan birine ilacı nasıl içire bilirim?" Ses kesildi. Kapatıp kapatmadığına baktığım da kapatmadığını gördüm. "Ya hadi yardım etsene ben anlamıyorum böyle şeylerden" ofladım. Derin nefes sesi duydum. "Başını kaldır ve uyanmasını sağla. İsmini felan çağır" onaylayıp boynundan kaldırdım onu. Yanağına bir iki defa tokat attım. "Sevgilim uyan!" alnındaki bezi alıp kaseye bıraktım.

Vincere / TaeKook  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin