Sarıl Bana

210 43 130
                                    

İyi okumalar..

Küçük yıldıza basmayı unutmayın :) ⭐

___
𓅓

İlk başta söylediğim gibi hayat zor. Canım çok yandı, sayamayacağım yardım çığlıkları, duyulamayan bağırışlar yada. Herşeyimi kaybetme korkusuyla yaşarken herşeyimi kaybetmiştim ben. Sonu gelmeyen kayıplar verdim. Ne tek tek saymaya parmaklarımın mecali var, ne de boğazımdan rahatça geçecek nefeslerim. Ben hayatımı kaybetmiştim ve bunun geri dönüşünün olmayacağını biliyordum. Hayatım muhtemelen daha kötüye gidecek ve ben dayanamayarak tekrardan intihar edecektim.

Elimi kalbimin üstüne koyup sakinleşmesini dilerken daha çok acıyordu. Acısı dinmiyordu. 3 yılın ardından tekrar tiksindiğim yüzünü görmüştüm. Nefretim, zaafım, hasretim, bazıları için destek kaynağıyken bazılarımızın kini olan babamı. Beni gördüğünde arsızca gülümsemesi gözümün önünden gitmezken bana arkadan dokunan bedeni görmüyor, hissetmiyordum bile. Tek hissettiğim göğsümün tam ortasında hissettiğim tarifsiz acıydı. Elimdeki ilacı sıkıca tutmuştum ama faydası yoktu ki. Ben zaten içten içe ölüyordum. Bunlar sadece ölümümü geciktiriyordu.

"Jungkook cevap versene. Arabayı sağa çekiyorum" nemli gözlerimi direksiyonu sıkıca kavrayan bedene çevirdiğim de heyecandan ve endişeden ne yapacağını bilmeyen bedeni gördüm. Başımı aşağı yukarı salladım. Aniden boğazım düğümlenip nefesim kesildiğin de elimi boğazıma atıp nefes almaya çalıştım. Canım yanıyordu ve bu acının tarifi yoktu. Gözümden yaşın yanağıma süzüldüğünü hissettiğim de Felix arabayı sağa çekip durdurdu. Ona baktım yalvarır gibi. Yardım etsin rahatlatsın istiyordum beni. Ağzımı açmak istedim ama yapamayınca nefesim kesilip daha çok damlayı itti kipriklerimin arasından.

"Baba duy nefes aymaya çayış noyuy. Ben kucağına geyiyoyum bekye" Yujin arkadan bağırarak konuştu ve ardından kapı sesi duymamla miniği kucağımda bulmam bir olmuştu. Gözlerinin içine baktım. Ağlıyordu ama temkinli davranıyordu. Ağzımı açıp nefes almaya, göğüsümü rahatlamak istedim ama beceremeyince Yujin'e baktım. Felix sessizce bizi izliyor, pencereyi indiriyordu. Yujin sweatshirt'ümün şapkasını ve ağzımdaki siyah maskeyi çıkardı. Elini yanağıma koyup "Baba başını kaydıyma tamam mı? Teyung babam başını düz tut deydi hatıyya" başımı salladım. Dediği gibi başımı kımıldatmadan düz tutarak yavaştan nefeslenmeye başladım.

"Ne bakıyoysun avay avay kapıyayı aç ve babamın iyacını buy hemen! Şaşıymanın zamanı değiy"

Felix başını sallayıp arabadan indi ve kendi tarafıyla benim kapımı açık bıraktı. Eğilip torpido gözüne ve kolluğun altına bakmaya başladı. "Jungkook ilacın bu mu?" Eline kapsul kutusunu alıp bana döndüğünde gözümü kırptım. İlacı geç alıyor olmam ve krizin zamanının uzaması çok tehlikeliydi bedenim ve kalbim için. Canımın acısını siktir edip bayılırsam kucağımda bana destek olacan miniği düşünmeye başladım. Beni seviyordu ve çok üzülürdü. Hapın birini çıkarınca başımı salladım. Yujin Taehyung'tan gördüğü için ilacı Felix'in elinden alıp iki tanesini ve birinin yarısını çıkarıp ağzıma attı. Açık torpido gözünde duran su şişesinin kapağını açıp dudaklarıma yasladı.

İlaç boğazımdan geçene kadar suyu içtim ve rahatlamasını bekledim. Acı tat boğazımı yaktığından yüzümü buruşturdum. "Baba iyaç acıysa eğey meyak etme hemen geçecek. İsteysen biyaz daha su iç" dudağımda çekse de tekrar yaslayınca bir iki yudum alıp çekildim. Şişeyi Felix'e verip sweatshirt'ümün boğazını çekiştirerek aşağıya indirdi. Yavaştan kendime geliyordum ama bu ilacı lazım olmadıkça kullanılmamalıydım. Yan etkisi beni daha ağır krize soka bilirdi. Marka ve dozları farklıydı ki bu ilacı içişim ilk defaydı. Taehyung bana başka ilaç verirdi. "İyi misin baba? Yahat mısın? Kucağından ineyim mi?" Kucağımdan kalmak için niyetlenen minik kurtarıcımı kendime çektim.

Vincere / TaeKook  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin