Medya; Ediz DEMİRSOY
•••
O gün Atlas'ın bana seslenmesinden duymuş olmalıydı ve ben o an içimden ilk defa bir dilek diledim 'Lütfen bana bundan sonra Petunyam desin.' onun ağzından duyduğum an hissettim sanki, umudumu hiç kaybetmeyeceğimi.Gözlerimi açtığımda yüzünde bir tebessüm vardı. "Aferin güzel kızım benim" diyerek ayağa kalktı.
"Yaağ sen ne kadar kötü bir adamsın babamın suratına bak" diyerek tiz bir sesle konuştu isminin Hazan olduğunu öğrendiğim kız.
Ne ara bir baba olarak benimsemişti anlam veremedim. On yedi yıllık ailesini nasıl kolay silebilirdi.
"Barbaros, kanları al oğlum sonuçlar çıksın gidelim artık." Diyerek konuştu Agah bey.
Ufak bir baş hareketi ile babasını onaylayıp eline eldivenleri giydi ve Hazan denen kızın yanına gitti.
"Ayy yok yok sen şimdi benim canımı falan yakarsın sen alma hem bu hastanede başka yakışıklı hemşireler vardır onlar als-" diye söylenmeye devam ediyordu fakat sözünü "Sus ve kolunu uzat." diyerek kesti Barbaros.
Kızın söylenmeleri ve tiz çığlıkları ile kanını aldılar. Sıra bana geldiğinde ise gözlerime bakarak "Kolunu açar mısın?" dedi
Başımla onaylayıp, kızmasından korkarak hızla kolumu açmaya çalıştım. Korktuğumu anlamış olacak ki "Sakin ol kızmam sana" dedi ve tebessüm etti.
Kolumu açtığımda dikkatle koluma ve bedenime baktı. Bol giyindiğim için bedenim normal gözüküyordu fakat fazlası ile zayıf olmama şaşırmış olmalıydı.
Yavaşça koluma turnikeyi takıp damarı bulmaya çalıştı. Birkaç dakikadan sonra bulduğu damara iğneyi takarak tüpün dolmasını bekledi.
Zayıf bir bağışıklığım ve düşük kan değerlerine sahiptim o da bunu farketmiş olmalı ki hemen konuşmaya başladı "Çok zayıfsın, kan değerlerinde düşük olmalı baksana bir tüp daha yeni doldu." sitemle söylediği sözler sonunda başımı önüme eğdim.
Yanımda ki kadın konuşmaya başladı. "Olsun ben.. ben bakarım kızıma." sesinde hissedilen merhamet duygusuyla güçlükle yutkundum, ben hiçbir zaman merhamet görmemiştim ki.
Alaylı bir tebessümü yüzüne yerleştirdi sözde annem "Biz iyi baktık ona merak etmeyin. Kansız ise yapacak bir şey yok."diyerek sinsi bir ifade belirdi suratında
Söylediklerini duyan kadın kınayıcı bir bakış atarak "Terbiyesiz." diyerek önüne döndü, tam o sırada benim gözlerimle kesişti gözleri ve utançla yanakları kızarmaya başladı, sanırım söylediği şeyi sadece de ben duymuştum ve o da bunun farkına varmış olmalı ki, ufak bir tebessüm ederk omuzlarını silkti.
Alınan kanlardan sonra, sonuçların birkaç saat sonra çıkacağını söyleyen doktorlar oda da sessiz bir bekleyiş oldu. İçimde oluşan garip duygular vardı ve ben ne yapacağımı hiçbir şekilde bilmiyordum. Aldığım titrek bir nefesle başımı kaldırdım ve koyu kahve gözlerle kesişti gözlerim. Yüzünde anlam veremediğim birçok duyguyu barındıran gözlerine daha fazla bakamadım ve hızla başımı önüme eğdim.
Yanımda duran kadının aldığı titrek ve bir o kadar da sıkıntılı nefesini duysamda, hiçbir tepki vermedim ve sessizce sonuçların çıkmasını beklemeye başladım.
Yaklaşık iki buçuk saat bekleyişin sonunda sonuçlar çıkmıştı. Aslında herkes çıkacak olan sonucu biliyordu sonuçta ortada dönen bir oyun vardı ve bunun yanı sıra, yanında durduğum kadınla benzer olmamız bile yetiyordu fakat bu durumun kesin olarak kanıtlanması için gerekliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PETUNYA
Dla nastolatkówPetunya; 'Umudunu kaybetme.' 'Herkesin bir umudu vardır. Bir savaşı, bir kaybedişi, bir acısı, bir yalnızlığı, Bir hüznü... Çünkü herkesin bir gideni vardır. İçinden bir türlü uğurlayamadığı.' Benimde hep bir umudum vardı, hep bir bekleyişler ile...