|Ve bir gün her şeye sende alışacaksın. Dilin varmayacak yalnızım demeye. Unut artık bildiğin bütün şarkıları. Yalnız yaşa ve hazırlan yalnız ölmeye.|
Medya; Barbaros DEMİRSOY
•••
Agah bey'in, anlattıkları evde bomba etkisi yaratmıştı.Cihangir babasından ikinci kez duyduklarına daha fazla sinirlendi. Alphan ise tamamı ile Cihangir gibi düşünüyordu ve bir sinir krizinin eşiğine yaklaşmıştı.
Barbaros ise kendisinin de doktor olduğu hâlde nasıl anlamadığını ve asıl kardeşini merak ediyordu.
Ediz, belki de içlerinde Hazan ile ikiz gibi olmadığını en iyi hisseden o idi.
Demirsoy ailesinde ki diğer ikizlerle hep kıyaslardı ve onlardan hep farklı olduğunu görürdü. Gerçek ikizinin başka birisi olduğu öğrendiginden beri, içinde garip bir heyecan peydah oldu.
Borada da durumlar pek farklı değildi.
Daha önce hiç ablası olmamıştı ve başka bir ablası olabileceğini öğrenmişti. Yine aynı şeyleri yaşayacağı korkusundan, ondan uzak durma kararı aldı.
Defne Hanım için ise işler daha kötüydü.
Eşi olayları anlatmaya başladığından beri gözünden düşen sayısız yaşa engel olamıyordu. Mutluluktan mıdır yoksa 17 yıl boyunca kendi kızı sandığı kişinin yaşattıklarından mıdır bilinmez, evde sadece onun hıçkırık sesleri duyuluyordu.
"A-agah b-ben.. ben k-kızımı istiyorum. Ne olursun k-kızımı bana geri getir. Nasıl bir a-anneyim ben kendi çocuğumu n-nasıl bilmem?" Defne hanımın hıçkırıklar içinde kurduğu cümleler herkesin kalbine bir ok misali saplandı.
"Anne.. Annem. Sen dünyada ki en güzel en iyi annesin. Hepsi o şerefsiz adamın suçu ne olur üzme bu kadar kendini. Alacağız gerçek kardeşimizi merak etme sen." Diyerek sıkıca annesine sarıldı Barbaros.
İçlerinden diğerleri bu tepkiyi bekliyorlardı.
Çünkü evde ki belki en anlayışa sahip kişi Barbarostu.
Diğerleride bu sarılmaya karşılık verip, büyük bir sevgi yumağı oluşturdular.
''Hayat ne garip değil mi?'
'Birileri sevgi ile sarılıp iyileşmeye çalışırken, birileri de acılarına ve yalnızlığına sarıldı o gece.'
Uzun bir süre bu durumda kaldıkları için çalan zili ve içeriye giren Hazan'ı bile farketmediler.
Hazan ise içeriye girdiğinde hepsini sarılmış bir şekilde gördü ve iğrenerek onlara bakmaya başladı. Hazan'a göre ailesi bildiği insanlar, kuralcı, kısıtlayan ve çok fazla üzerine düşen insanlardı.
Küçükken bu durumu sevsede zamanla bu durumu sevmemeye başladı.
Onları ailesi olarak görmek istemezdi, ona göre özgür olmalıydı, kimseye hesap vermemeliydi. Özellikle kendisini sinir eden kardeşleri ve abilerine, küçüklükten beri onlara yapmadığını bırakmazdı. Ve bu durumdan garip bir şekilde zevk alırdı.
Ona göre ise, yaşattıklarının sebebi sözde onu kısıtlamaya çalışmaları bile, bu yaptıklarına bedeldi..
"Oo sevgili ailem, ne bu böyle hepiniz sarılmışsınız birbirinize. Ayy yoksa bu iki bücürde evden gidiyorda onu mu kutluyoruz? Hemen haber vermeliyim sizler için mükemmel bi ivent düzenlemeliyim. Ayy şekerler harika ola-"
Hazan'ın itici ve heyecanla kurduğu cümleleri Alphan böldü. "Kes sesini kimsenin bir yere gittiği yok."diyerek bağırdı.
"Pardon tatlımda ben size demedim mi bana sesinizi yükseltemezsiniz diye. İyice kendinizi bir şey sanıyorsunuz." Diyerek işaret parmağını sallayarak cırladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PETUNYA
Fiksi RemajaPetunya; 'Umudunu kaybetme.' 'Herkesin bir umudu vardır. Bir savaşı, bir kaybedişi, bir acısı, bir yalnızlığı, Bir hüznü... Çünkü herkesin bir gideni vardır. İçinden bir türlü uğurlayamadığı.' Benimde hep bir umudum vardı, hep bir bekleyişler ile...