Playlist: Zara Larsson -Symphony
Adele -Someone Like You
Giriş| İlk Nota
21 Ağustos 2019
Elindeki özel davetiyeye baktı, Asiye. Üniversitesi özel olarak tasarlamıştı mezunlar gecesi için. Gülümsedi. Üzerindeki toz pembe elbiseyi giymek için ailesinden ne kadar hakaret varsa dinlemişti. Ona göre değildi, bunu biliyordu, fakat bu gece buraya gelmeyi içten içe istemişti. Elindeki telefonu sıkı sıkı tutarak büyük kapıdan içeriye girdi. Elini, gözünde eğreti duran maskeye uzattı ve düzeltti. Bu gece, kampüsün ezik kızı olmaktan çıkmış gibi hissediyordu. -En azından bu maskenin altındayken.
Bir melodinin başladığını duydu, adımları devasa merdiven basamaklarındayken. Temkinli adımlarla ilerledi basamaklarda.
Bu müziği bilmiyordu. Yabancıydı kulağına.
Basamaklar bittiğinde çekingen bir tavırla etrafına bakındı.
Herkes farklıydı. Kimseyi tanımıyor gibi hissediyordu. Etrafında dönüp duran, birbirine dokunan, deli gibi eğlenen insanlar vardı. Yabancıydılar. Hepsi bir maskenin altına saklanmış, gecenin sonunda maskeleri havaya atarak birbirine sürpriz yapmayı bekliyordu. Çoğu çoktan gerçek kimliğini belli etmişti.
Elbisenin eteğini sıktı. Buraya gelmemeliydi. Buraya gelmek ona göre değildi. Kalbinde deli gibi bağıran o söze ne diye karşı çıkmamıştı ki? Bilmiyor muydu, böyle yerlerin ezik kızları kabul etmediğini?
Işıklar kapandı.
Etrafına bakındı Asiye. Bu da neydi şimdi?
Bir melodi başladı.
Bu melodiyi tanıyordu.
Elinin, birinin avcuna düştüğünü hissetti. Işıklar sadece sahnenin ortasındakileri aydınlatıyordu, gerisi hafif bir parlaklığa sahipti. Fakat karşısındakini tanıyordu. Onu nerede olsa tanırdı. Yüzünde ne maskesi olursa olsun.
"Benimle dans eder misiniz, genç bayan?" diye sordu, boğuk sesiyle. Maskeden dolayı boğuk çıkmıştı sesi fakat yine de anlaşılıyordu. Okulun popüler çocuğu, partinin sahibi, elde etmek için kızların birbirine girdiği Doruk. Doruk Atakul. Herkes gibi o da ona karşı bir şeyler hissetmişti. Fakat Doruk kendisini hiçbir zaman görmemişti. Görmek istememişti. Sınav zamanı konuştuğunu hatırlıyordu. Ah... Notlar için. Fazlası yoktu.
Fakat bu gece tüm eksikliklerine rağmen, kafasını salladı, Asiye. Onunla ilk ve son dansını yapmaya vardı. "Elbette." dedi, maskenin ardından gülümseyerek.
Müzik sanki onlar gelene kadar beklemişti. Tanrı bu geceyi onlar için düzenlemişti. Her ne kadar yanlış olduğunu bilse de kalbinden geçen cümlelere inanmamak elde değildi. Onunla ilk ve son dansını efsaneleştirmek istiyordu.
Dans eden kalabalığın ortasında, beline sarılan kolla titredi Asiye. Bu fazlaydı. Onun dokunuşları bir efsaneden fazlasıydı.
Minik adımlarla dans etmeye başladıklarında, "Adın ne?" diye sordu Doruk.
Gözlerini kapattı Asiye. Bu soruyu es geçti. Cevap vermeyecekti. Verirse, gidebilirdi. Bu gece Asiye olmayacaktı. Bir kaç adımın ardından, "Demek gecenin sonuna saklıyorsun?" diye yeni bir soru yöneltti Doruk. Kafasını sallamakla yetindi Asiye.
Sonra bir daha hiç konuşmadılar. Belinde sımsıkı sarılı kola tutundu Asiye. Hiç bırakmayacağına inandı; yıllardır sevgili olduklarını düşündü; evlendiklerini, çocukları olduğunu düşündü. Sonra, ışıklar açıldı. Melodi bitti. Kurduğu hayal, yere düşüp parçalarına ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SYMPHONY
Short Story"Altı yıl, kendi hayatımı unutup ben seni yaşadım. Ha, bir gün böyle seninle evleneceğimi düşündüğümden de değil." Ağlamaya yakın gülümseme sundum ona. Omzumu silktim. "Belki bir gün karşılaşırız diye." İlk karşılaşmamız geldi aklıma. Söyledim dilim...