13| Bitti

2K 134 176
                                    


Playlist: Turgut Çıngı -Gidemem (Aşığım bu şarkıya, her bölüme koyabilirim❤)

13. Bölüm: Bitti

Bu evlilik boyunca, bir yerden düşüyor olacak ve asla dibi göremeyecekmiş gibi bir hisse kapılacağımı düşünmüştüm. Yok olacağım, bana ve ona ait ne varsa yok edeceğim sanmıştım. İki yabancı konumunu aşamayacağız, git gide aramıza koyduğumuz o duvarlara dönüşeceğiz sanmıştım.

Tamam, aşk yoktu. Bundan emindim. Ama bir şey vardı.

Aramızda bir şey vardı.

Adını koyamadığım, yolunu bulamadığım... Bir şey vardı.

Dün gece, göğü delip, günü doğurana dek salonda oturmuştuk. İzlediğimiz filmden, ailelerimizden, yaşantılarımızdan ve daha bir çok şeyden konuşmuştuk.

Gerçek Doruk'u görmüştüm. Onu tanımış, farketmiştim.

Fakat yine de bir yerlerde kendini onun kollarına sorgusuz sualsiz atmanın aptallık olduğunu savunan bir kız vardı. Bir yanım tüm benliğiyle ona sarılırken bir yanım korkularıyla savaşıp durmuştu.

Öğlene doğru uyanmamı sağlayan şey Melisa'dan gelen mesaj olmuştu. Bilmediğim bir davete gelip gelmeyeceğimi soruyordu. Doruk bana davet hakkında hiçbir şey söylemediği için iyi hissetmediğime dair bir yanıt bıraktım.

Öğle saatlerine yaklaşmış olan saatle daha fazla yatakta yatmak istemediğimi düşünerek ayaklandım. Dünden kalan pijamalarımı üzerimde görmek beni gülümsetmişti. Bunlarla onun karşısında yemek yemiş, hatta ve hatta film izlemiş miydim cidden? Harika.

Hızlı bir şekilde üzerimi değiştirip odadan çıktığımda onunda kendi odasından çıkmasını beklememiştim. Son zamanlarda fazlasıyla sık karşılaşıyorduk. Tamam, aynı evdeydik ama ilk başlarda beni görmek ona zulüm geldiğinden kaçabildiği kadar kaçıyordu. Şimdi ise... Her neyse.

"Günaydın," dedim, gülümseyerek. Cevap vermesini beklemeden alt kata ineceğim sırada o da ardımdan, "Günaydın," demişti. Demese de kızmazdım. Ona alışmıştım. Gel gitlerine, bu tuhaf hallerine, kızgınlıklarına. Çünkü onu anlıyordum. Kalbinde bir kadını taşıdığı halde bir anda tanımadığı biriyle evlendirilmişti. Boşanmak istediğimi söylememiştim fakat sanki bunu anlamış gibi bu evliliğin ya da benim kalbindeki kadına giden yolda taş olmadığıma dair kısa bir açıklama yapmıştı. O kadın her kimse, onu yıllar önce terk etmişti. Geri gelir miydi, gelirse halâ onu sever miydi bilmiyordu.

Kahvaltı için minik bir hazırlık yaparken, bugün ne yapacağımı düşünüyordum. Kafeme gitme fikri zihnimi arşınlarken bunu yapabilir miyim diye düşünürken az daha olduğum yere bayılacak gibi hissetmiştim. Belki şimdi değildi. En azından bir süre zamanı değildi.

Doruk içeriye girdiğinde solmuş yüzümü farketmiş gibi dudaklarını aralamış fakat sonra bir şeyden söylemeden kahve makinesine ilerlemişti. Kendine filtre kahve hazırlarken bende çayımı alıp oturmuştum. Artık daha rahattım. Onunla tamı tamına üç kez yemek yemiş bir kez de film izlemiştim. Artık bir takım şeyleri aşmış sayılırdım. En azından pijamalarım yoktu.

Çayıma iki şeker atıp karıştırırken, bardağa çarpan kaşık sesi mutfağa dolmuştu. Arkası dönük bir şekilde, "Bugün annem ve Melisa ile alışverişe çıkacaksın." dediğinde elimdeki kaşığı bardağın içine oldukça sesli bir şekilde düşürmüştüm.

"Çıkacağım?" diye sordum, yutkunarak. Yaptığı emrivaki rahatsız etmişti. "Neden?"

"Akşam bir davet var." Kahvesini makineden alarak bardağına doldurup, bana döndü. "Yabancı bir iş adamıyla ortaklık kurup şirketi yurt dışındaki pazarlama sektörüne de dahil edeceğiz." Kahveden bir yudum alıp, masaya ilerledi. Kendi yerine geçtiğinde halâ yaptığı emrivaki yüzünden kaşlarım çatık bir şekilde yüzüne bakıyordum. Fakat aldırmadı. "Babam küçük çaplı, sadece şirketteki üst düzey yöneticilerin olacağı bir davet veriyor." dedi, beni umursamadığını belli edercesine anlatmaya devam ederken. "Adamları iyi ağırlamamız gerekiyor ki, bize güvensinler ve ortaklıkta sorun yaşatmasınlar."

SYMPHONY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin