"Eveeeet! Öyle bir içimden geldi, aslında bu yoktu, bu yoktu. Anasını satayım içimden geldi!" başlıklı bölüm huzurlarınızda...
Yarın atacaktım da, dedim ki kendime at gitsin Aslı.
İyi okumalar efendim.
Rapsodi söylediğini yapmıştı. Eğitim modunda oynamam için botlar ayarlanmış, altı saatlik koca bir maraton tamamlanmıştı. Hiç uyanmadan yattığım yerde durmak bedenimi uyuştursa da kendime gelmem pek de zor olmadı. Hazırlanan enerji içeceğini içtikten sonra yanımda sessizce oturan Luna ve Rapsodi'yi dinliyordum. Saat 3 olduğu için kahvaltıyla kalmıştık ama akşam yemeğine kadar idare edebileceğimize emindim.
"Yumruk'ta ve Hedef'te 2. rozetleri aldık, bence harika. Bir günde aldığın rozet sayısı 8. Denge rozetinde 3. seviyedeyiz, yani dengen muhteşem. Sen de bunu kullan Luna, sponsorlar dengeyi severler. Katliam rozetinde el bombası attık ve bunda da ilk rozeti aldın. Çok fena değilsin ama gelişmen lazım. Kullandığın sağlık kitleri sayesinde de Canlı rozetinde 2. seviye olduk."
"Bunu bir hafta düzenli yaparsak ortaya manyak bir Aura çıkar." dedi Luna. Haklıydı, bir günde 8 rozet almak için çok yorulmuştum ama baş edilemez değildi. Bir şekilde sivrilmek zorundaydım. Her neyin içindeysek o şey bizi sarmamalı, ben onu kontrol etmeliydim.
Belki Archangel'ı bile yenerdim, kim bilir.
"Trafo'ya mesaj attım şimdi." diyerek başını kaldırdı Rapsodi. "Lider bile şaşırdığına göre bayağı iyi iş çıkardığını anlarsın."
Eğitimlerin yanında, oyun içinde sağlık kitlerine, silahlara, çantaya ve diğer şeylere nasıl erişeceğimi öğrenmiş sayılırdım. Yalnızca botlarla bir simülasyonda olduğum için panik yapmamıştım ama Rapsodi bana ısrarla gerçek bir yarışın bu kadar kolay olmayacağını söylüyordu. Dün akşamki halimden sonra Luna beni korkutmamasını söylese de iş işten geçmişti.
Simülasyonlara tek başına nasıl girebileceğimi ve oradan nasıl çıkabileceğimi de öğrenmiştim. Girmem sorun değildi ama ne olursa olsun çıkmamam konusunda ciddi baskı altındaydım. Zaten ben de söz konusu Archangel ya da Maserati değilse oyundan çıkmayı pek düşünmüyordum.
Onları görür görmez çıkış yapacağımdan emindim.
Doremi her şeyin yolunda olduğunu, bana ulaşamadıkları için hata veren kodu düzelttiklerini de anlatmıştı bugün odadan çıkmadan önce.
Hata sizde değil, oyun kurucunuzun bok yemesinde dedim ama kimse duymadı.
Miraç duysaydı keşke.
Bizimkiler saat 6 gibi odadan çıkana kadar beraber vakit geçirip bazı planlar yaptık ama ben hala kendimi yetersiz hissettiğim bir hırsa büründüm. Bu nedenle onlar gider gitmez gözlükleri takıp önceden ayarladığım tuşa basarak, ilk geldiğim ormana gitmek için rüyaya daldım.
Tamam, Maserati'yi görmek istediğim bir gerçekti ama adama davetiye falan göndermemiştim ki yanıma gelmeyi akıl etsin!
Ormanın içinde sessizce yürümeye başlarken oyun parasıyla satın aldığım kıyafetler vardı üstümde. Gösteriş tutkunu olmasam da karakterimin bakımlı ve çekici olması konusunda baskı yapan Luna olmuştu. Kimse çirkin ve basit birine sponsor olmazdı.
Üzerimde deri bir büstiyer, hemen altındaysa popomu zor kapatan bir şort vardı. Şortun rengi parlak bir kırmızıydı ama çingene gibi durmuyordu, yakışmıştı hatta. Diz kapaklarımın bir karış üstüne kadar gelen siyah deri çizmeler ve göbek deliğime kadar uzanan kolyemle on numaraydım. Gerçekte olduğum gibi uzun saçlarım belime kadar iniyordu ama daha şekilli ve alımlı görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN KAMPI: TURNUVA (+18)
ActionAura, henüz kampa katılmadan önce bile bir şeyler olacağını seziyordu. Ancak bu kadarını kimse tahmin edememişti. Oyundaki botlar, aslında sonsuza dek uykuya yatırılmış gerçek insanlardı ve sahte oyun kurucularla gerçek oyunkurucu arasında büyük bi...