38. BÖLÜM: TAKİP MESAFESİ

193 14 9
                                    


Archangel ölebilirdi, evet, üzülmezdim. Ama hala iki arkadaşım kampta olduğu için oraya gitmem gerekiyordu. Eğer Miraç herkese beni evde tutması gerektiğini söylememiş olsaydı da yapacağım şey evde oturmak olurdu çünkü araziden çıkmak bir yana, kampın yerini bile bilmiyordum. Nasıl gideceğim söz konusu bile değildi çünkü zaten param yoktu.

O yüzden daha iyisini yaptım.

Miraç gideli birkaç saat geçmişti ve ben onun ultra ileri seviye teknolojik cihazlarını kullanarak kamp videolarına seyirci olarak katılmıştım. Tabi, bunları Miraç'ın oturumundan yapmamıştım çünkü Miraç oradayken OYUNKURUCU ONLİNE yazısının görülmesi, gerçekten bir ölü olmamla eşdeğerdi.

Yalnızca su içtiğim ve sigara üstüne sigara yaktığım esnada yeni bir yarışın başlayacağını gördüm. Geri sayıma göre yaklaşık yarım saat içinde bir oyun başlayacaktı. Ben de o zamana kadar bilgisayara iyice kilitlenmiş ve 38. kez gördüğüm Gamze ablaya "Miraç'tan haber var mı?" demiştim.

Bu kez diğerleri gibi sadece hayır demedi. Önümdeki hoş bardağı ve dolu kültablasını alırken yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.

"Miraç oğlum zekidir. Güvenilir de bir adamdır, zaten bunu bilmesen evine gelmezdin."

Durdum ve sanırım kalp atışlarım da benimle birlikte durdu. Ona güveniyor muydum? Benim hayatımı kurtarmıştı. Ama hayatımın tehlikeye girmesinde başrol oyunculardan biri değil miydi?

"Eminim sorunu çözmüştür bile. Sen endişelenme."

"Ne zamandır tanıyorsun onu?" dedim bu kez kendimi tutamayarak.

"Birkaç yıldır. Aslında kızım onun hastasıydı. Borderline bozukluğu vardı ve bir şekilde Miraç oğlumdan tedavi görmeye başlamıştı. Zamanla düzeldi. Nöbetleri o kadar azalmıştı ki artık bitti demiştim. Tüm çilem son buldu. İlaçlarını düzgün de içiyordu, Miraç bey çok iyi bir psikiyatrist gerçekten."

"Geçmiş olsun." dedim bir an Miraç'ın bu kadar başarılı bir doktor olmasına inanamayarak. Keza aklımda hiç böyle bir senaryo yoktu.

"Zaten ülkenin en iyi tıp fakültesini 1.'likle bitirmiş. Biz hastasıyken ünlü bir özel hastanedeydi. Randevuları dışarıda olurdu çoğu zaman. Hastalara hasta gibi hissettirmezdi hiç ama bunun etik olmadığını düşündükleri için bir süre sonra istifa etti. Sana bunu söylemiştir zaten."

"Pek değil." dedim dürüst olmayı seçerek. "Yeni tanışıyoruz aslında. Doktor olduğunu biliyorum, ben de öğrenciyim zaten. Bir şekilde sahil kenarında tanıştık ve... Kendisinden kurtulmak mümkün olmadı."

Güldü Gamze abla.

"Seni sevmiş belli ki."

Kendi içimde sorgulamalarıma devam ettim. Miraç'ın duygularından ziyade düşünceleri önemliydi çünkü zehir gibi bir adamdı. İçinden her şey çıkabilirdi.

"Tanışıyoruz, dediğim gibi."

Dudaklarımı bastırarak gülümsediğimde geri çekildi. "Başka bir isteğin var mı?"

"Yok abla teşekkür ederim."

Oyunun başlaması için dakikaları sayarken odada yine yalnız kalmış ve bu kez sırtım ağrıdığı için laptop kucağımda, ben yatar pozisyonda ekranı izlemeye başlamıştım. Bir miktar uykum bile gelmişti çünkü can sıkıntısı böyle bir şeydi. Ama içimdeki merak damarlarımdan akan kanın bir saniye bile durmasına izin vermiyordu.

Yarışmanın başlaması için geri sayım ekranı çıktığında heyecanla doğruldum ve şarjı asla bitmeyen bu bilgisayara öpücük atarak oyunun başlamasını bekledim.

OYUN KAMPI: TURNUVA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin