II

32.9K 1.3K 1.4K
                                    

Başlamadan önce bir 🌚 emojisi bırakalıım.

Yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim.

İyi okumalar.

___

Duyduklarımı sindiremeden saraya sürüklenmeye başladım. Göz açıp kapayınca bir an da farklı bir evrene ışınlanmıştım sanki.

Yaşadığımız kasabada mutluluk ve özgürlük vardı. Burdaysa yüzler mahkeme duvarı, ruhlar dahi köleydi.

Görkemli saraya girdiğimiz an içini şaşkınlıkla incelemeye başladım. Koridorunda ki dev sarkık lambalar altındandı. Kolonlar dahi altın taşlarla süslenmişti. O kadar büyük ve o kadar göz alıcıydı ki, bir anlık ne halde olduğumu unutmuştum.

Aşağı inen merdivenleri üçer beşer aşarak bir kadının önünde durduk. Yanımda ki muhafız reverans yaptığında kolumu sıkmasından dolayı bende reverans yaptım.

Kadın çenemi tutarak kafamı kaldırdı ve göz göze geldik. Annem yaşlarındaydı. Göz altları torbalanmış, gözlerinde ki parıltı sönmüştü.

Hızla yüzümü inceledi ve küçük bir tebessüm etti. "Pier iyi iş çıkartmış. Bu, çok güzel!"

Yanımda ki asker kolumu bıraktığında, bıraktığı yeri direkt olarak kadın yakaladı. "Ben Majesteleri Alex'in hareminden sorumluyum. Seninle ben ilgileneceğim. Çok şanslısın! Bir güzel hazırlayalım seni, bu gece ki eğlence için."

Hızla kolumu çektim ve iki adım geriledim. "Neler diyorsunuz siz? Asla, asla yapmayacağım böyle bir şey!"

İstemediğim hiçbir şey için zorlanmak istemiyordum!

Karşımda ki kadın alaylı bir kahkaha patlattı. "Benim canımı sıkma da yürü. Sana isteyip istemediğin sorulmadı. Prens Alex'in cariyesi olduğun için Tanrı'ya dualar etmen gereken yerde nankörlük yapıyorsun!"

Bende sinirle kahkahayı patlattım. "Neden yüceltiyorsunuz bu kadar? O da sizin benim gibi insan!"

Ne kadar anlatırsam anlatayım bu kalın kafalı insanlara söz geçiremezdim!

Tam ağzımı açacaktım ki, yüzüme inen tokatla kafam sağa savruldu. Bu öyle güçlü bir tokattı ki, hayatımda bu kadar sert bir darbe aldığımı hatırlamıyordum.

Saçlarım kökünden ayrılırcasına çekildiğinde, kafamı geriye atarak acıyla inledim.

"Bana bak aptal sürtük! O koca burnunu bir daha böyle işlere karıştırma. Hele ki hanedan mensupları hakkında böyle kesinlikle konuşma! Kellen gider! Anlıyor musun beni?"

Saçım bir kez daha büyük bir güçle çekildiğinde hızla kafa salladım. "Anladım... Anladım!"

"Güzel!"

Elini saçımdan çekerek, "Ben Anna. Senin adın ne?" diye sordu. Ağlamaktan titreyen sesimle, "Nadia." dedim.

"Umut." dedi. "İsminin anlamı Umut. Alexander Richard'ın umudu sensindir belki de."

Sessiz kaldım. Konuşursam ağzımdan iyi şeyler çıkmıyordu ve bu bana olumsuz yönde dönüş sağlıyordu.

"Düş önüme. Dua et testleri geçesin yoksa ilk pavyona atarlar seni."

Kaşlarım çatıldı. "Ne testi!"

Kaşlarıyla ileriyi gösterip yürümeye başladığında, mecburen peşinden ilerlemeye başladım.

RİCHARD KRALLIĞI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin